- 1153 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZUBDE-İ FAHRİ RİSALLETTİR MELAMİ ZÜMRESİ”
“LÜTFÜ İHSANI HÜDADAN OLMASIN MI MÜSTEFİD
ZUBDE-İ FAHRİ RİSALLETTİR MELAMİ ZÜMRESİ”
HACI ÖMER LÜTFİ HZ.LERİ
“Zubde-i fahri risalet” demek, iftihar edilen, Allah elçiliğinin, yani peygamberliğin, özü demektir ki, bu öz, Vücudu Nuru Muhammed Sav. in, her yerde ve her zamanda mevcut olan Nur’u dur. Cümle peygamberler peygamberliklerini Nur’u Muhammed’le yapmış olduğu gibi, insanı kamil olan veliler dahi tebliğ ve irşatlarını Nuru Muhammed mazhariyetiyle yaparlar. Bunu beyanla Süleyman Çelebi Hz.’ leri Mevlüd-i Şerif’inde;
Hak Teâlâ çün yarattı Âdemi
Kıldı Âdemle müzeyyen âlemi.
Âdem’e kıldı feriştehler sücut
Hem ona çok kıldı Lütfi ol ıssı cut
Mustafa nurunu alnında kodu
Bil habibin nurudur bu nur dedi
Kıldı ol nur anın alnında karar
Kaldı anın ile nice ruzigar
Sonra Havva alnını nakletti bil
Durdu anda dahi nice ayu yıl
Şit doğdu ana nakletti nur
Anın alnında tecelli kıldı nur
Erdi İbrahimü İsmail’e hem
Söz uzanır geri kalanı der isem
İş bu resmile müselsel muttasıl
Ta olunca Mustafa’ya müntakil
Geldi çün rahmetellil âlemin
Vardı nur karar etti hemin
Tut kulak efsafına ey yarı din
Bilesin kimdir o fahrül mürselin
Buyurmuşlardır.
Bu beyitlerden de, açıkça anlaşıldığı gibi, cümle peygamberlerdeki Nübüvvet nur’u, Nuru Muhammed olup, cümle Nebiler peygamberliklerini Nuru Muhammed mazhariyetiyle yapmışlardır. Bu itibarla, tüm zamanlarda ve cümle âlemlerde iftihar edilen risalet, Nur’u Muhammed Sav. dir. Hz. Resülullah “Allah beni nurundan müminleri de benim nurumdan yarattı” buyurmuştur ki, Nuru Muhammed zuhuru bir insanda, ancak müminlik hidayetiyle açığa çıkar. Hidayete mazhar olan müminler ise üç kısımdır. Bir mümini taklidi dir ki, bunlar anasından, babasından, hocasından öğrendiğini takliden iman ederek yaşar.
İkincisi; Mümini istidlal dir. İstidlal ise delil demektir ki, bu müminlerin imanı delilerle olup, eserini sahibine delil yaparak iman ederler. Bunlar bu âlemdeki varlıklar kendiliğinden veya beşer tarafından yapılamaz, bunları yaradan Allah’tır anlayışıyla cümle varlığı sahibine, yani Allah’a delil yaparlar. Bunların en âlimleri Allah esma, efal ve sıfatları ile bu âlemde tecelli eder, anlayışındadır. Bunlar mevsuf, müsemma ve fail olan zatı ilahiden mahcup / perdeli olduklarından zat’ı ilahi’ye vasıl (kavuşmuş) değillerdir.
Üçüncüsü ise, mümini hakikidir ki, bunları Kuran; ”Gerçek / hakiki müminler ancak o kişilerdir ki; Allah zikredildiğinde kalpleri titrer ve onlara Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır ve onlar yalnız Rab’lerine güvenip / tevekkül ederler” Enfal (2) “İşte gerçek / hakiki mümin olan onlardır…” Enfal (4) Ayetlerindeki beyanla tarif edip, vasıflarından bahsediyor. Başka bir ayette ise “Ey iman edenler! İman edin…” Nisa (136) buyrulur ki, bu ayetteki mana şöyledir. Ey imanı taklit ve istidlal ile iman etmiş olan müminler, hakiki / Gerçek imana ulaşan mümin’i hakiki olun demektir. İşte Hakiki mümin, taklit ve delilli imanla yetinmeyip, kâmili mürşidin zikri daim ve meratibi tevhit olan, telkin ve irşadına mazhar olanlardır. Bunlar makamatı tevhit keşfi irfaniyetiyle kendisinin ve cümle âlemdeki nispeti varlığın, fenasına / yokluğuna Arif olup, kendi nefsinde, cümle varlık ve eşyada Rabbi’ne vasıl olmuş olan ve Rabbinden gayrı görmeyenlerdir. Bunlar hidayeti Nur’u Muhammed’in, bu âlemdeki mazharı olan hakiki / gerçek müminlerdir ki, böyle bir imana ulaşan kul, ancak insanı kâmildir. Bunlardan zahir olup açığa çıkan kemalat ise, Nuru Muhammed Sav. Mazhariyetidir. Çünkü Hz. Resülullah Efendimizin unsur bedenle bu âlemden geçmesiyle peygamberlik son bulduğu için, kıyamete kadar tebliğ ve irşat, mümini hakiki ve insanı kâmil olan veliler tarafından yapılmıştır ve yapılmaktadır. İşte Melamilerin mazhar olduğu irfaniyet ve kemalat, aynı mümini hakiki ve insanı kâmil marifetidir.
Bu itibarla mesleki Resul’ü Melamiye irşadı, Nur’u Muhammed’in zuhuru olduğundan, Melami zümresi, tüm zamanlarda, cümle peygamberler de, ve cümle insanı kamil olan velilerde zahir olan, “Zübde-i Fahri Risaletin / iftihar edilen elçiliğin özüdür” ler. Bu mazhariyetle Melamiler, ehil olan Hak taliplerini ve âşıklarını irşat ederek aydınlatırlar. MÜRŞİDİ KAMİL HACI ÖMER LÜTFİ Hz.leri; Zübde-i fahri risalet, yani iftihar edilen, Allah elçiliğinin, peygamberliğin, özüne mazhar olan Melami zümresi, Cenab-ı Hakk’ın bu hidayet-i lutfundan, ihsanından, istifade etmesin mi diyerek, bizlere Melamilerin Hakk’ın hidayetle olan, ihsan ve zuhurundan daima istifade edenler olduğunu, beyan ediyor.
Cenabı Allah, bizleri ve cümle ihvanı Melâmet marifet ve kemalatının feyizlerine mazhar kılsın ki, Melami zümresine bizlerde dâhil olalım.Amin ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.