Sanki Deneme
Albert Camus’nun Yabancı adlı romanında sıradan bir adam sıradan bir günde istemeyerek bir cinayet işler. Mahkemede bu cinayetin sebebi sorulunca verdiği cevap herkesi güldürür: “Hava çok sıcaktı.” Ve kitabı okuyunca bir insanı havanın sıcak olmasının kâtil yapabileceğini görüyorsunuz. Aynı şekilde bir insan, saçları arasındaki çare bulamadığı yaralar nedeniyle de acaip işlere kalkışabilir…
Stefan Zweig ve karısı Charlotte ikinci dünya savaşının getirdiği katliamlara dayanamaz ve bu savaşın şiddetlenerek devam edeceğini ve hayatlarını mahvedeceğini düşünerekten ölüme gider ve iki yıl sonra sulh olur… Kim bilebilirdi…
Yarın son bir sınavım var… İyi de geçse kötüde geçse çıkışta ellerimi cebime atıp, gamsız, aylak, boş, çaresiz ve bahtiyar adımlarla anlayacağınız çaresizliğin verdiği huzurla ta eve kadar yavaş yavaş yürüyeceğim. Dünyaya kaybetmeye geldiğimi düşünüyorum…
Cahit Zarifoğlu, cebimde karşıya geçmeye yetecek param yok aksi gibi beş kuruş daha olsa belki çayın yanında bir simit alabilirdim diyerek hayıflanıyor. Marmara kahvesinde, borç almayı umduğu dostlarını, beklemeyeceğim dediği halde üç saat bekleyip yine beş kuruşsuz çıkıyor kahveden… Bu duygunun ne güzel olduğunu, cebinde beş kuruşu olmayan aylaklar hissedebilirler.
Bu kasvet ne dediniz değil mi? Görmediniz mi derslerimin halini? Ya yaralarımı? Havanın sıcak olması ve dünyanın her yerinde savaşlar olması da cabası…
Ben mutluluğu kaldıramıyorum. Mutlu olmak sadece uyuşturuyor. Oysa uyanık bir şuur en büyük acıya mukavemet verir. Şimdi elimde Genç Werther’in acıları var. Gerçekten de bu genç adam tam bir romantik hatta gelmiş geçmiş en büyük romantik.
Ve Dostuma dedim ki, “ Bana acılı bir şiir kitabı öner ya da bir şair. Acılı, içli, ruhumu kana bulayacak, cümlelerden çığlıkların fışkırdığı bir kitap.” Kütüphaneden Rilke’yi getirdi. Dün gece okudum durdum lâkin bana aradığım şeyi veremedi. Ne olur var mı sesimi duyan? Şiir istiyorum, açım. Bu boheme bir şiir kitabı verin. Yazının burasına kadar kaç kişi gelebilecek ya da birkaç cümlesini okuyacak kimse var mı bilmiyorum. Kafası yere düşen bir bedbin gibi kelimelerim yere düşüversin.
YORUMLAR
Hayatı okumuşsun dahası var mı?
Evet hiçbir şeyin yokken özellikle paran her şey ne kadar değerli görünür gözüne.
Güzel deneme sanki'si fazlaydı.
saygılar
gogh
Tüm güzel kelimeler sizin olsun Hocam.
Güzel ve sürükleyici bir anlatımınız var.. Kısaydı ama çok düşündürücüydü.. Hayatın içinden, yabancı değil tanıdık samimi ifadeler..Sonuçlarında uzun uzun nedenler aradığımız bazı şeylerin gerekçeleri ne kadar da farklı. Düşüncelerimizde büyük noktaları hedeflerken, küçük noktaları kaçırmasak keşke.... İyi ki okumuşum dedirtti yazdıklarınız. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla..
gogh
Gogol, bir silik adamın, başkalarınca hiç de önemsenmeyecek kadar değersiz paltousundan, bir şaheser yaratmış ve dostoyevski'ye, "Biz rus romancıları Gogol'un palto'sundan çıktık" dedirtmiştir.
Yorumunuz için teşekkürler.