- 637 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
RADYODAN GELEN SES-8 FİNAL
Ne yaparsa yapsın, içindeki boşluk dolmuyor ve mutsuzluğu devam ediyordu. Evdeki yaşamına, yüzüne yerleştirdiği sahte maskesiyle devam ediyor, karısı ve kızını mutlu etmeye çalışıyordu.
Farklı bir insan haline gelişinin, etrafındaki kişiler tarafından anlaşılmadığı düşüncesindeydi. Oysa, Feride ; Serdar’ ın bu haline üzülüyor fakat elinden hiçbir şey gelmiyordu. Her şey ne kadar güzel gidiyordu aslında. Mutlu sayılabilecek bir evliliği, güzel ve sevimli bir kızı vardı. Kocasını çok seviyor ve onu mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu. Onun sevgisi, onun varlığı yetiyordu ona. Kocasına sırılsıklam aşıktı. O’ nu kaybetme korkusu ile ne isterse istesin yerine getirir, olamayacak şeyleri bile olacak hale getirirdi. Bir tutam sevgi karşılığında, kendini o’ na adamıştı.
Ne yaparsa yapsın, değişmiyordu. Gül’ e kadar bu durumu çok fazla hissetmemişti. Gül’ den sonra Serdar, farklı bir kişiliğe bürünmüş ve tanımadığı, yabancı bir erkek haline gelmişti sanki.
Çoğu zaman kendini sorguluyor, bu sorgulamanın sonucunda; umutlarını tamamen yitiriyordu. Onları, uzaktan seyrettiği gün, canı çok yanmıştı. Oysa, Serdar onun kocasıydı. Gül’ e sarıldığı gibi sarılmamıştı kendisine. Gözlerinin içine hiç bakmamıştı aşk kokan bakışlarla. Hırsa kapılmış ve Gül ile konuşmuş, kızını örnek göstermiş; ondan kocasını geri istemiş, adeta ayaklarına kapanırcasına yalvarmıştı.
Ne işe yaramıştı. Hiçbir işe yaramamış, bir canavar yaratmıştı kendi elleriyle. Onu izliyordu son zamanlarda. Kadınlarla çok fazla ilgilenir olmuş, yüzünde farkettiği alaycı gülüş ise onu daha korkutucu bir hale getiriyordu.
Sevdiği adamdan artık nefret bile ettiği anlar oluyordu. Gül ile ilişkisini bildiği halde bilmiyormuş gibi davranmış, yüreğindeki ateşi söndürmeye çalışmıştı. Bu mücadele esnasında ise ona tek teselli kaynağı, kızı Buse’ydi. Onun varlığı güç veriyordu.
Serdar, düşünceleri ile baş başa kaldığı anlarda, kendine kızıyordu aslında. Yaptıklarına inanamıyor, sihirli bir değneğin ona değerek, eski haline döndürmesini arzuluyordu. Gül ile bu yaşamı alt üst olmuş ve tekrar eski haline dönememişti. Vicdan azabı çekiyor, pişmanlık duyuyordu.
Gül’e o zamanlarda nefreti artıyor; özlemi ile karışıyordu. Boğazına düğümlenen bir yumruk, onu sıkıyor ve nefes almasına engel oluyordu. Bu durumdan, en kısa sürede kurtulmanın yollarını arıyordu.
İş çıkışı, güneşin ilk ışıklarıyla, her zaman buluştukları sahile indi. Rıhtıma yaklaştı. Bir müddet, uzaklara baktı.
“ Elveda ! Seni, kalbime gömüyorum. “
Evine girdiğinde, bütün yaşadıklarının tamamen boş olduğunu, bir hayalin peşinden koştuğunu anlamıştı. Gerçek olan ise minik yüreğinde, baba sevgisi taşıyan kızı Buse’ ydi.
Kızının odasına girdi. Onu, sevgiyle öptü ve onu gerçekten seven karısı Feride’ nin yanına uzandı. Sarıldı ve uyudu kaldı….
SON