- 693 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk İle Aşık
Duygu karışımlarından duygu helezonu bir gün, alemleri gezerken bir duygu selezonuyla karşılaşmış ve ondan bir duyguya, çok bağlanmış.
Duygu helezonu, duygu selezonuna aşık olmuş. Duygu selezonu da duygu helezonuna aşk’ı tattırmış. Artık duygu selezonun adı, AŞK, duygu helezonun adı da AŞIK olmuş.
Aşk ile Aşık o tarihten sonra birbirlerine o kadar bağlanıp mutlu olmuşlar ki. Bu olaydan ve mutluluktan sonra herkes hayatlarını onlara göre şekil vermeyi denemişler. Canlı cansız her şey onlardan etkilenmiş. Aşk ile Aşık; duygu yoğunluğunun hep iyi tarafını ortaya çıkarma görevini üstlenmişler ve bunu da başarmışlar.
Herkesin imrenerek baktıkları bu iki mutlu varlıktan, aşk bir gün eve gelirken rengi solmuş gitmiş. Aşık bu durumu sormuş sormasına da aşk bir şey olmadığını söyleyip gerçeği aşıktan gizlemiş. Aslında aşk çok hastaymış ve ölümü an meselesiymiş. Beli bir süre sonra aşk ölmüş. Aşık bu durumu kabullenememiş. Yemeden içmeden kesilmiş ve kendini bırakmış zalim dünyanın çekilmez zamanın akışına. Zaten aşık, aşksız yapılamayacağını biliyordu ve bir süre sonra da, aşk ile, olması gerektiği yere intikal etmiş.
Artık ikisi de görünen-görünmeyen varlık aleminin, vazgeçilmez iki simgesi haline gelmiş. Aşk; kor ateşti, yanmaktı, Aşık ise; kül olmaktı, bitmekti. Canlı-cansız herkes bunu bildiği halde; kimse aşkı yaşamaktan ve aşık olmaktan vazgeçmemiş ve vazgeçmeyeceklermiş.
Alemler ve içindekiler; Aşk kelimesini duymaktan ve aşık olmaktan mutluluk ve onur duymuşlar…..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.