- 703 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GECE YARISI MEKTUPLARI-14
ŞÜKÜRLER OLSUN
Aradığım cümleyi bulamıyorum. O ilk cümle...Yüreğimden taşan hissiyatı yükleyemiyorum harflere... Dokunduğum her tuş, her harf yakmıyor parmaklarımı...Önümde duran kitaptan gelişi güzel bir sayfa çeviriyorum.
“Ve gözlerin dudakların söylemekten, anlatmaktan o kadar titredikleri kalpden taşıp gelen şeyleri anlatmak için musiki kendilerine yardım ediyor, sanki ruhları için bir buluşma vesilesi oluyordu’ Yeniden okumaya başladığım ve hala bitiremediğim Eylül romanından bir bölüm çıkıyor karşıma...
Hoparlörden yükselen sesin ritmine bırakıyorum kendimi. ‘Leyla sevmek hoştur amma, Mecnun olmak başkadır başka.’
Bir sigara daha yakıyorum. Sessizlik... Kütüphanedeki kitaplara bakıyorum bir süre... Üşümeye başladığımı hissediyorum. İçimdeki ateşin beni ısıtmaya yetmediğine hayıflanıyorum. Öğrencilik günlerime dönüyorum birden. Karkent’in geçen soğuk kış gecelerine...
....
Zaman değiştiriyor insanı... Büyükşehirlerin çarkı bir başka dönüyor. Un ufak ediyor her şeyi...
...
Direniyorum. Kitaplara, şiirlere tutunuyorum. Ve üç beş dost gölgesinde serinliyorum.
Ümitvarım. Çünkü sevgiye inanıyorum. Sevginin en güzel çözüm olduğuna inanıyor ve kalbime Kuran’dan ayetler okuyorum.
Ucu yakılmış mektupların bir yerlerde belki de bu saatte yazıldığına düşünüyorum...
Uykusunu bölüp seccadesinin başında namaza duran ve gecenin kakülüne iki damla gözyaşı düşüren birilerinin varlığına inanıyorum...
Çocukların saflığı, kirletilmemişliği bana baharlar sunuyor.
Yağmurda kaçanlara inat ıslananların varlığı mutlu kılıyor beni.
Kız kulesine karşı Salacakta içilmiş bir bardak çayı hiçbir şeye değişmiyorum.
Her yeni kitapta heyecanlanıyorum.
Ay vakti yıldızlara bakıp uzaklara selam gönderiyorum.
Ellerimi açıp dua dua yalvarabiliyor.
Bana mektup yazan dostlarımın hüznünü, sevincini yüreğimde duyabiliyor onlara meramımı anlatabiliyorum...
Komşusunun çocuğunun kuşu öldüğü için ona taziyeye giden Efendimi özlüyorum.
Ve anlayabiliyorum başörtülüleri ile okul önlerinde bekleyen genç kızların hüznünü...
Filistin’de oğlu vurulan bir annenin haykırışı karşısında çaresizliğime ağlayabiliyorum... Hiç bir şey yapamamanın, sadece izlemenin yakıcılığını duyuyorum içimde...
Ne zaman bir hüzünlü bir kadın yüzüne rastlasam yağmura tutuluyorum.
Ellerim cebimde sokakları arşınlarken peşine düştüğüm mısrayı ararkenki halimi seviyorum.
Sevebiliyorum...
Ağlayabiliyorum...
İsteyebiliyorum...
Sevmeyi, ağlamayı, istemeyi kalbe veren duyuran Rabbe şükürler olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.