AĞLAMAKLI...
Güne "aklına düşecek miym?" diye başlamak kötü bir başlangıçtı. İçimdeki sıkıntıyı balkona asmak için çıktım.Ağaçların yeşiliğini kıskandım.Eylül’de hâlâ yemyeşil ve dimdik duruyordu sokağın ortasında.Neler gelip geçti yanından yöresinden hiç birine aldırış etmedi...
Yan sokaktaki okulun bahçesine bakıyorum."Aylarca kimse uğramadı bahçe sana neden kucaklıyorsun herkesi ?" diye bağırasım geliyor.Keratalardan kimisi oradan oraya koşturuyor;kimi nazlı kızlar öğretmenine bir şeyler anlatmaya çalışıyor, ağlamaklı. Ağlamaklı bir şeyler...
Mezarlıkla göz göze geliyorum ansızın.Bağıra bağıra yaşanan her şey nasıl da sessiz toprakla kucaklaşınca...görünürde kimsecikler yoktu fakat nice bedenler vardı sessizce yatan.
Sen de sessizdin öyleyse sen de yoktun.
Sen de keratalar gibi koşturup duruyordun oradan oraya.Bense bir şeyler anatmaya çalışıyordum ağlamaklı. Dinleyene aşkolsun!
Sıkıntımı bir süreliğine balkona astıysam da pişmanlıklarım sımsıkı avuçlarımda. Şayet görürsem seni, avuçlarımı gözlerine süreceğim. Hem başkası bakınca gözlerine ona ders olur; hem de bendeki "keşke" ler gözünün önünden gitmez.
Lâkin yüzünü görmesem daha hayırlı olur.
Rüzgâr, pişmanlıklarımı yüzüne yüzüne kırbaç misali vurur umuduyla...
YORUMLAR
Sıkıntıyı askıya aldıysam da pişmanlıklarımı sımsıkı avuçlarımda. Şayet görürsem seni avuçlarımı gözlerine süreceğim. Hem başkası bakınca gözlerine ona ders olur; hem de bendeki "keşke" ler gözünün önünde olsun sana ceza babında....
Cıvıl cıvıl satırlar...Huzurlu bir anı gibiydi anımsattıkları...
Tebrikler...