GİDİŞ O GİDİŞ
Ağustos ayının sıcak bir günüydü.Gönlüm yas tutmuş içimi bir korku kemirip duruyordu.Güneş mi tutulmuştu o gün bilmem.Zaman durmuş,dakikalar soluk soluğa ağlıyor,saatler işlemiyordu sanki.
O sabah istasyonlar dopdoluydu.Uzaktan trenin gürültüleri gelmeye başlayınca kalabalağın arasında karanlıklarla boğuşup çare arayan bir kuş gibi çırpınıp duruyordum.Tren istasyonda yerini almıştı bile.Gürültü kesilmek üzereydi.Gidenler kalanlarla vedalaşıyordu.Kimi mütevazi bir gülüşle el sallıyor,kimide hun olmuş gözlerini siliyordu.Bir başkası haftaya bugün bekle,diğer bir başkası perşembeye buradayım diyordu.Kimi de benim gibi bir köşeye çökmüş hamuşane hareket etmek üzere olan treni elem dolu gözlerle izliyordu.O an istasyonda bir sessizlik hüküm sürüyordu.Gidenlerin hepsi bir şeyler söylüyordu.Lâkin sen susuyor...Susuyor hiç konuşmuyordun.Ağlamaklı gözlerim dona kalmıştı ardından.Anladım çaresizim yanlızlığın doruğunda,dur desem,vazgeç desem nafile çünkü dönmeyecektin biliyordum.tüm duygularımı,tüm sevgimi ayaklarına serdim.Lâkin sen bilmedin.Yalanmı söylüyorum susma öyle birşeyler söyle çıldırtma beni konuş...Artık kavuşmamız imkânsız olacaktı bir daha kimbilir.
Çektiğim ıstırabı anladımki çizgiler anlatıyordu.Yüzüm asık,gözlerimse dalgındı.Yüreğim bir buruklukla mahsumdu.Aylarca bu korku ve eziklik altında çırpınıp durdum.
İnan dayanmak çok...çok güç sensizliğin karanlığında acılara.Öncelri yılları sayıyordum,sonra ayları,derken günleri saymaya başladım.Şimdiyse saatler geçti dakikaları sayıyorum.
Ayrılık anı yaklaşıyordu,dönmüştü artık tekerler gidiyordun.Buluşmadan,dolaşmadan,kavuşmadan ayrılıyordun benden.Önce nemli gözlerimi götürdün ardından,sonra kor olmuş yüreğimi sürüklüyordun.
O gün istasyon dolup boşanmıştı.Kalbim hızla çarpıyor,içimdeki korku fırtınalara dönüşüyordu.Gözlerim sensizliğin körlüğünde tutsaktı.Bedenimse hüznün çaresiz kolları arasında kenetlenmişti.
Hava ansızın kararıp taa....uzakta gök gürültüleri gelmeye başlamıştı.ufuk iyice kararmıştı.hafiften bir rüzgar esiyordu.Bulutlar ardınsıra birbirini kovalıyordu.Bilmem kaçıncı sonbaharı idi senelerin.Bir gitmiş ama bin öldürmüştün beni.İçime yüreğim sığmıyordu.Yaşlarım yalnızlık göz yaşlarıydı.Süç kimin bilemiyorum.Bendemi,sendemi yoksa zalim kaderdemi.Kimbilir.Sen benim hayat bahçesinde solmayan tek çiçeğimdin vede endeğerli varlığımdın.Lâkin şimdi o solmayan çiçekler soldu benim için.
İlk değil bu elemli gün,ilk değil bu gamlı çaresiz kaldığım istasyonlarda,lâkin ilk aldanışım bu.
Hergün gözleri istasyonda bir noktaya takılıp seni arıyor...arıyordu lâkin gidiş o gidiş dönmeyecektin bir daha geri.Ya seni unutacak ya da olacaktım serseri..
MEHMET ÖZTÜRK
K.Dere/RİZE
YORUMLAR
istasyonlar hep hüzün yeridir hep ayrılıklar vardır güzel bir yazıydı tebrikler
saygılar selamlar
parkbeni
O gün istasyon dolup boşanmıştı.Kalbim hızla çarpıyor,içimdeki korku fırtınalara dönüşüyordu.Gözlerim sensizliğin körlüğünde tutsaktı.Bedenimse hüznün çaresiz kolları arasında kenetlenmişti.
Hava ansızın kararıp taa....uzakta gök gürültüleri gelmeye başlamıştı.ufuk iyice kararmıştı.
Ah bu istasyon hayatimin en kötü anilarini hatirlatti bana kutluyorum kalemi.Saygi ve Selamlarrr
sevdiğini beklemek zordur bilirim değerli abim şiirlerindeki o başarıyı yazılarındada tutturmuşsun başarılarının devamını dilerim sevgiler
parkbeni
selam..giden kişi eyer seviyorsa döner lakin dönülmeyen yolda deyilse ve eyer yaşıyor dönmüyorsa canınız sag olsun üzülmeyin...tebrikler efendim
parkbeni
Ayrılık anı yaklaşıyordu,dönmüştü artık tekerler gidiyordun.Buluşmadan,dolaşmadan,kavuşmadan ayrılıyordun benden.Önce nemli gözlerimi götürdün ardından,sonra kor olmuş yüreğimi sürüklüyordun..
............ sevginin bütün duygularını hasret dolu sanki dünyanın en güzel kokusuna bulayıp koklarmışcasına hissede hissede ooooooffffff kader dercesine ... harikulade .... yüreğine kalemnine saglik..