Süveydâ'ya Mektup 3
Her gün başka bir dert, başka bir acı, başka ızdırap. Gökyüzünde tek kanatla uçan yalnızlığımın peşinde koşmaktayım. Güneşin yakıcı sıcaklığı altında iliklerime kadar donmaktayım, aşk alevinin bir kıvılcımıyla patlamış volkan gibi yanmaktayım. Sanma ki hayattayım; aşkının mahmurluğuyla her gün hastayım, yataktayım. Her geçen gün senden nağmeler uzanır şu muzdarip gönlüme, sevilmeyi beklerim aklımda geçirdiğimiz günlerin hasretiyle. Gökyüzünün yoğun aşk kokuları içinde son nefesini veren bir serçe suskunluğunda ve yorgunluğunda şu yaralı kalbim de. Nefesinin sıcaklığında son sözünü duymadan göçmek öbür dünyaya inan, ıssız çölde yolunu gaybeyleyen bir bedevinin en olmadık zamanda sevdiğini serap penceresinde görmesi gibi ben de sesnin tenini tenimde hissettim bir an, gözünü gözümde. Sanki cehennem sarhoşluğunda alevlerden kurtulup irem bahçesine düşmüşçesine hür ve mutlu oldu kalbim. Ama bunlar da geçici, her serap gibi sen de kayboldun; ufukların kırmızıya çalan örtüsünün denizle birer sevgili gibi birbirine sarıldıkları yere... Bakakaldım ardından... Bakakaldım gittiğin yerden hüzün davetiyeleri gönderen o dalgaların hepsine..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.