- 702 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Gülme, Kafayı Çalıştır
Bir gurbetçinin biyografisini yazmak için Fransa’ya davet edilmiştim.
Yemekten sonra bir Türk kahvesine gittik. Dediler:
’-Birisi gelmiş, piyanoyu konuşturuyormuş. Nereli olduğunu bilen dinleyicilere Moulin Rouge’a bir çift davetiye verilecekmiş piyanistin büyük konserini izlemesi için.’
Moulin Rouge(Kırmızı Değirmen) . Romanlarda sık sık adı geçen yer. Ve yer bulmak imkansız adeta.
Beş arkadaş gittik.
Gerçekten muhteşem bir piyanist.
Konser sonu dakikalarca alkıştan sonra sunucu, sanatkarı göstererek:
’- Qui est qui? ’ (Kimdir bu?)
Kimsede çıt yok. Ben, ayağa kalkıp, elimi kaldırdım. Bütün başlar, sanatkarın da başı bana çevrildi.
’- İl est Turc et il vivr in Turkei in Karadeniz! ’(O Türktür ve Türkiye’de Karadeniz’de yaşar!)
Herkes sustu.
Sanatkar sahneden atlayıp, koşa koşa yanıma geldi ve boynuma sarılarak:
’- Ah hemşeruum, nasul da pilmuşsun Karadenuzlu olduğumii? ’
Dedim:
’- Sandalyeniz piyanoya uzak konulmuştu ve siz piyanoya erişemiyordunuz.’
’- Eeeeeeeeee? ’ dedi, gülümsemesi kaybolmadan, iri iri açılmış gözleriyle bakarak.
’- Eyisi; siz sandalyeyi piyanoya yaklaştırmayıp, piyanoyu kendinize çektiniz.’
Alkışladı beni sahneye dönerken ve iki kişilik Kırmızı Değirmen bileti cebimdeydi.
YORUMLAR
SayınYükselenyıldız, inanın güne başlarken açınca ekranı bir yazınız var mı diye bakar oldum :)
Oh, ki vardı, ne güzel. Ve hoş bir anı. Teşekkürler kaleminize yine...
Fakat ben de yaşanmış bir gerçek olayla konukluğumu sürdüreyim. Bir arkadaşımın başından geçiyor:
İş için gittikleri Trabzon'da arabalarını park edip görüşmelerine gidiyorlar. Daha sonra döndüklerinde bir de bakıyorlar ki az ileride bir araç
sıkıştığı park yerinden çıkmaya çalışıyor. Bir kişi de sürekli ona "biraz ileri git, sağakır, sola...." habire komut verip duruyor. Arkadaşım da izliyormuş. Neyse ki araba sonunda güç bela park yerinden çıkmış. Sürücüsü de baya bir sıkıntı çekmiş.
Bu sefer o sürekli çıkması için komut veren , yardım eden kişi de, çıkan aracın önünde park etmiş olan aracına binip gitmiş...
Ancak burada bir nüans farkı var, o komutları veren kişinin arabasının önü boşmuş!!!
Artık varın siz düşünün... :))
Yalnız belki başka yerde de yaşanabilir bu olaylar, ancak Trabzonlulara has olması da bir latife olsun...
Saygımla...
Karadenizli kadar kendiyle dalga geçen bir millet yok sanıyorum...Kendine güveni burdan geliyor olmalı:))
Bu arada siz de birazcık uşakluk yok ise uzak durun bir nebze Temellerden bilmez piyano diye sizi beriye çekmeye kalkabilirler:):)
Güzel ve bir o kadar da keyif aldım...
Sevgi ve saygılarımı bırakıyorum...
Yükselenyıldız
Götüveriler, getiveriler.
Karşularuna ayu çıkabülü, başlaruna daş düşebülü emme yılmazlar.
Severum, takdür ederüm kendülerünü...
:)))) A be sizin yazılarınız ep komikçedir, beni güldürürsün. Bi aydar'ın karısını anlatırsın, bi Karadenuz uşağınu...
A be kalemin içççç susmasın, severim bu kalemi...
Arkadaşım sayfan beni mutlu ediyor, Rabbim de seni mutlu etsin daima...
Sevgi ve saygım ile...
Yükselenyıldız
Beni gülümsetti yazınız ve küçük oğlumun lise yıllarında karadenizli sınıf arkadaşıyla yaşadığı olayı anımsattı.Beden eğitimi dersinde öğretmen atlayacakları kasayı bir boy yükseltmelerini söylüyor.Kasaların fazlası salonun diğer ucunda, bizim karadenizli genç arkadaşına tut şu kasaları diyor, kimse ne olduğunu anlamdan, üst üste üç kasayı ilave kasaların olduğu tarafa taşıtıyor, eklenecek kasanın üstüne koyuyor, bütün kasaları geri taşıyorlar.
Bütün sınıf gülmekten kırılıyor.
Yazınız karadenizlilerin kıvrak zekasına gülümsetti,tebrikler paylaşım için.