- 604 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
kurdé
Yârim,
Gülüşün her nasıl kaldıysa aklımda
Her nereye baktıysam nereye gittiysem
Senden kocaman bir gülüş, kocaman bir sevgi yumağını,
Ağız dolusu gülüşünle karşılaşıyorum.
Sonra eflatun rengi çiçekler açıyor yaralarımın kıyısına
Sonra taflan oluyor her çiçek
Önce bir tas Ağu iken sonradan bin bir derde çare
Merhem oluyor.
Bak şimdi gözlerin nasıl parlıyorsa,
Nasıl ki bir güneş yıllarca aydınlık görmemiş bir ülkeyi aydınlatıyorsa,
Sen de o kocaman güneş gibi ağız dolusu gülümsemenle
Geldin ve aydınlattın bu mahzenin en kuytu yerini,
Bu ihanet tozlarıyla kuşatılmış bulanmış bunalmış yüreği.
Sonra ilkin güneşten gözleri kamaşan ve karanlığa alışan bir esir,
Bir tutsak gibi yüzüne her baktığımda gözlerimi alamadığım bir ışık sarıyor her yanımı
Sonra yine tekrar tekrar alışıyorum aydınlığına
Tanrım diyorum: esirgeme bu ışığı kalbimden ve artık yeter diyorum bu kadar kedere bulanmış mutluluğu reva gördüğün.
Biliyorum
Çaresiz değilim çünkü çarenin de sen olduğunu söylüyor ağaçlar
Çiçekler
Ve geceyi kan ter içinde geçiren o tükenmez arzularıyla âşıklar. Kelimelerin anlamı yok
kalmayacak da
Sara nöbetleri geçiren yalnızlıklar içinde geçen ömrün karşılığında sen kalmalısın geriye