O
Mahallenin en sonunda,yıkık dökük harabe üç katlı evin birinci katında,yaşardı O!
O hiç konuşmaz,herkezi o tanır;onu hiç kimse tanımazdı.Sessiz ve de zararsız dı!
Mahalle üç kahveden oluşan bir meydanın varlığından ibaretti,herkez evine giderken
O meydandan geçmek zorunda idi ki bundan dolayı herkez bir birini tanırdı.
O, hersabah evine herkez işine giderken gelir,tüm gün uyur gece dolaşırdı;
Bense mahallenin acemi gastecisi genc delikanlısıydım.Tüm çocukluğum o nu tanımak için gecti ne varki buna anca fırsat bulduğum için,neredeyse tüm günüm onu takip etmek ve resmetmek le gecmekde.Bir gün yazacakdım onu,satır satır masumiyetini yada gerçeklerini diye ruyalarımda hayallerim de dolaşırdım.
Ki bu ancak!;?
O sabah evine dönmeyince ortaya çıkmışdı herşey o nu herkez tanımışdı,kadını dizinde son nefesini verince...
Dönmemişdi bu sabah evine merak ettim saat sabahın dördü idi,o nun herakşam evinden çıkıp,o parka ulu çınarın altına gidişini bildiğimden bende aynı yolu takib ettim,nihayet parka ulaşmış ve onun uyuya kaldığını görünce epeyce bi rahatlamışdım.Tam arkamı dönüp eve yönelecekdim ki,polis silenleri beni uyanıkken bile korkutmaya yetmişdi.
O oysa oracıkda parkın en sonun da o belki de yüz yıllık ulu çınarın altın daki yarısı var yarısı yık bank da uyuyordu,
bir den minibüsden inen polisler,ellerinde jop dudakların da düdükler bir anda o nun yanı da belirmişlerdi.
Birileri korkmuş onu şikayet etmişler yada başka bir şey diyecekdim ki bir kadın işde o diyerek bağırıyordu ters duran bir balkonda,yüzümü tam dönüp kim dedim ama nedense sesim çıkmadı;bunu anlamak biraz geç olsada bir anda sarsılarak ken dime geldim,durun diyemeden daha, o nun yüzünde patlayan jop un sesi beni bile acıtırken ona nasıl acı vermesinki,arkasından mahalleyi ayağa kaldıracak bir düdük sesi tüylerim diken diken ne
yerim den kımıldaya biliyor nede sesimi çıkarta biliyordum.Her şey bir anda olup biti verirken ben saatledir oradaymışız gibi hareket ediyordum
Ve sessizlik bir an değil sanki ebediyen di bu:...
Üç gün sonraydı o belirdi sokağın en başında gündüzün ak vaktiydi,evine girdi!!!
Uzamış sakalını kirli tırnak larıy tarayıp şarabın dan bir yudum çekip yarısı var yarısı yok kabanını sırtına atıp askeriyeden kalma botlarını bağlamadan,yeşil gözleriyle kırık aynasın da sanki sonkez kendine bakar gibi bakıp şöğle dışarı çıkdı.Belliydi onu çok ama çok dövmüşlerdi heryanı kanlar morluklar içindeydi uazkdan bile belli olurken bu ,nasıl acı vermiyecekdi.Ve mahalle onu ilk kez gündüz dışarıda gördü ve şaşkındı,oy sa tam mahallenin ortasında durdu ve
ben bir daha sevmiyecek vede konuşmayacağım.
dedikden sonra yere düşdü,bir kadın çok ama çok güzel bakımlı eski istanbul hanım efendilerinden belli yaklaşıyor,bir anda durup yarı çığlık yarı isyan halin de sen o, o sen sin diyerek koşmaya başladı herkez kenara çekilmişdi o ve kadın bir an göz göze gelmiş ve dünya sadece o an onlar için dönmekdeydi.
kadın tek rar bakdı o na ve yineledi sen diye haykırışını sen sen sen sin dimi o ysa evet diyemedi ama anlatmak istediği okadar çok şey varmışcasına bakıyorduki sözler gözlerin den akıyordu bir bir damlalar halinde son nefesi gibi bakıyordu kadına ,kadın ben sana ihnet etmedim,seni aldattılar dedi adam susutu susutu sonunda tek bir kelime sevdim!
okadar çok sevmişdiki ölecek kadar sustu gene kadın ağlıyor yağmur yağıyor herkes susmuş o na bakıyordu,kadın adamaın başını kucağına koydu ve ben seni sevdim halada seni seviyor derken adam sa ölüme bir an daha yaklaşıyor vekadına ihanet diyordu.
kadın haykırdı sen den başkasını sevmedim adamsa,bidah sevmiyecem en azından öbür dünyada dedi ve düşdü başı kadının kucağından kadın ve gökyüzü ağlıyordu o öldü,bense onunla öldüm aşk sa yerde kaldı kadın yaşıyor mahalle şaşkın polis üzgün çınar boyun eğdi
yazı bitti ama aşk dimdik ayakda başka canlar peşinde,,,,,,,,,
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.