- 989 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mustafa Kemal Atatürk!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İçki İçiyordu!
Selamlar, doğruyu doğru olarak düşünmek isteyen
iyi ve temiz yürekli kardeşler ki; Müslüman Müslüman’ın Kardeşidir.!..
Şu cümle çok dikkatimi çekti. Bu imayı; vatan ve dine karşı değişik bir anlam ve yıpratma vermek isteyenler. İslâmiyet’i; çağ dışı, sakat, her şeye değişik bir göz ile bakan basit bir dinmiş gibi anlamlar. Daha sonrada, bu anlamlar içerisinde boğuşturan ve dünya da yaygın bir hal almasını; ellerinden geldiğince çember içine almak ve yayılmasında, anlaşılmasında daima; İslâm böyledir, dar görüşlü ve Yüce Yaratan Allahtan siz daima ondan hep korkun; o yakar, yıkar, affetmez ve her suç işleyene çok büyük cezalar veren yaratıcınızdır. Sanki İslâmiyet hiçbir tövbeyi, hatayı ve yanlışı affetmeyen İslâmiyet böyledir, gibi anlatılıyor daima. Bu yanlış anlatımların örnekleri o kadar çoktur ki; akılı selim ve bilinçli bir insan dahi bunları okudukça şaşırıyor ve vicdanı sızlıyor. Örnek vermek gerekirse bunlar o kadar çok ki, anlatılması dahi çok zaman alır. İnanınki anlatmaya akıl dahi izin vermiyor. Aklıselim olan ve çağdaş akıllı bir insanın inanması imkânsız şeyler bunlar.
Bazı örnekler vermek gerekirse bir kadın hakkında şöyle deniyor.
- Bir kadın: Her yeri kapalı, yüzü dahi kapalı ve gözlerine tül örtü çekmiş çarşaflı olmalı!
- Bir kadın: Çok yakın birisi; “kocası, yetişkin kardeşi, çocuğu, babası, dayısı v.b..” kişiler ile ancak evinden dışarıya, sokağa çıkabilir.
- Bir kadın: Kocasına sinirli ve psikolojik bozukluk gösteremez!..Hasta bile olsa!
- Bir kadın: Kocası ve (yukarda sayılan kişiler) ile evinden dışarı çıktığında; onunla yürürken daima onun bir adım arkasında yürümeli.
- Bir kadın: Evine bir misafir veya akrabası (yukarda sayılan kişilerden başkası) gelirse eğer, ona; yemek, su, çay, kahve v.b..şeyleri kendisi bizatihi ikram yapamaz. Onunla kendisi ses verip konuşamaz. El sıkıp “Hoş geldin!” diyemez ve onu karşılayıp buyur edemez; evindeki insanlar ile birlikte.
- Bir kadın: Evlâdı veya kocası asker, okul, işyeri v.b..yerlerde ise onu yalnız ziyaret edemez.
- Bir kadın: sosyal hayati sorunlarını kocasından başkasına şikâyet edemez, bildiremez.
- Bir kadın: tek başına araba ve benzeri şeyleri kullanamaz.
- Bir kadın: evinde televizyon açamaz. Telefona çıkamaz. Bilgisayar v.b..şeyler kullanamaz. Mektup yazamaz. Hiçbir; gazete, kitap v.b..şeyleri okuyamaz.
- Bir kadın: Topluma açık; kitap, dergi, gazete ve benzeri şeylerde yazı yazamaz ve kendide yazıp yayınlayamaz.
- Bir kadın: şimdiki zamanda bu çağda binalardaki dairelerde ise; kendi camına çıkıp da temizlik işini yapamaz.
- Bir kadın: Erkek doktorlara hastalığı için gidemez ve hatta başı saçı açık bir bayan doktorla dahi görüşmesi müsait değil ve mümkünse de gitmemelidir. (Bunların içindeki bu sıkıcı yanlış bilgilendirmelerin, bazı değişik olanlarını da erkekler üzerine uygun görüyorlar!)
Evvelden bugüne kadar ve şimdi halen bile, biz Müslüman insanların yüzde yüzünün, hata ve yanlışları ve hatta; günlük anbean, yalanları, dolandırıcılıkları, küfürleri, hırsızlıkları, nefsine aykırı yaşam ve her türlü alışkanlıkları ve bunları yayınladıkları, insanların aile düzenlerine ve sağlıklarına aykırı her yerde, okullarda, işyerlerinde ve şu internet yayıncılığında v.b..birçok yerlerde yapmıyorlar mı?
Bunları yapanların içinde maalesef ve üzgünüm ama; öğretim görevlileri (Öğretmen, profesör, imam, müezzin ve çeşitli din adamlarımız..v.b..) bir çok insanımız dahi var!
Bir insanın kullandığı ve yaptığı işleri; içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu v.b..topluma ve çevreye zarar veren bir çok yanlış işleri var. Bunların bazıları eski tarihlerde pek açık ve seçik uygulanamazdı ve hatta yaygın değildi.
Mustafa Kemal Atatürk; bu büyük önder insanımız bir devletin (Osmanlı İmparatorluğu) nun, yıkılışından anbean, aynı millete ait Tük Milleti için hemen başka bir devlet kurmak için kolları sıvadı. Bu önderimiz ve arkadaşları, nice savarlar ve zorluklar ile dedelerimizin de uğraşları ile kan ve can dökerek, şehit ve gazilerle bu vatanı kurdular. Şimdi; “Mustafa Kemal Atatürk” içki içerdi!..Deniyor. Bunu bilerek veya bilmeden (içkinin, çevreye ve insanlarla çok şeye zarar verdiği için İslâmiyet’te Kur’an-ı Kerim, indikten birçok yıl sonara (..ey insanlar bakın gördünüz mü bu içki; o zaman en çok kullanılan “Şarap” ne kadar zararlı ve insan sağlığını etkileyen, sizlere bir çok zararlar veren bu içkiyi haram ediyoruz!..dercesine insanların; görüp, tanıyıp ve emin olmalarını sağladıktan sonra haram kılındı. Bu birkaç yıl sonra haram kılınmasındaki sebep ve neden buydu. Çünkü İslâm akıl ve sebep dinidir. Akla uygun olmayan hiçbir şey çok şükür İslâm’a da uymaz ve yoktur. Bir insan yaptığı ve işlediği; suç ve hatası ne kadar ise o kadar onun üzerine cezası vardır Allah katında. “Allah bilendir ve Allah her şeyin hakkını hakkına göre eşit olarak verendir.” Bir içkiyi içen; ne kadar içtiyse, kendisine ve çevresine ne kadar zarar ve zorluk yaptıysa o kadar ceza görecektir. Çünkü cehennemde ve cennette de mekân ve makam vardır. Tabii ki, cennetin başka cehennemin ise bu yer ve durumları yüzsek sen derece farklıdır. Atatürk içki içti evet ama çevresine ve milletine zarar vermedi. Sadece kendi kişisel sağlığına zarar verdi. Peki, içki içti derken, yaptığı hizmet ve çalışmalarını neden anmıyor ve anlatmıyoruz. Milletimize ve gençliğimize ki; onu daha iyi tanısınlar ve tanıtsınlar. Beklide son günlerinde veya son anında o içtiği içkisine de tövbe-i ikram ettiyse!..bunu bilmeden ve anlamadan “içki içti” demeyelim. Dedik ya, şimdi bile her mevki ve makam sorumlusu ve hizmet edenleri dahi; içki, fuhuş, kumar, yalan dolan ve birçok yukarda saydığımız şeyleri de, maalesef ve üzülerek söylüyorum ki yapıyorlar!
Mustafa Kemal Atatürk’ün içkisi kendi özel meselesidir ve Allah huzurunda hesabını o verecektir. Kimseyi ilgilendirmez ve bunun yanlış anlaşılmasına meyil verecek şekilde anlatmamak gerekir! Derim.
Bizler o ve arkadaşlarının; bu vatan uğruna yapmış oldukları, onca canları ve başlarıyla olan çalışma ve hizmetleridir. Atatürk içtiyse bile; onun kadar bu vatan ve milleti için kim uğraş ve hizmet verdi ve yeniden bir vatan ifşa eyledi? Bizler şu anda ne bunları konuşabilirdik ne yaşayabilirdik ve nede var olabilirdik!..Şimdi şu an!..Kurulu olan “TÜRKİYE CUMHURİYET” içerisinde!..Ancak esir ve köle olarak oda belki yaşayabilirdik, bence!
Bu gibi ve daha nice, nice..bazıları yanlış, bazıları hatalı, bazıları zararlı bilgiler ile insanlarımızın aklını karıştırarak onları yanlış inançlara sevk etmek ve bu dünyada yaşam azabı çektirerek; onların çağdaş, araştırmacı, yazar, bilim adamı, bilgi sahibi olmalarını ve uygulamalarıyla özgürce kalkınmış bir millet olarak yaşamlarını mahvetmek, mutlu ve müreffeh yaşamalarını engellemek ve yanlış dini inançlara sürüklemektir gayeleri!
Yapmayalım lütfen!..İşte esasen biz Müslümanlara bu dünyada rahat ve huzur vermek istemeyen o; Hıristiyan, Yahudi ve daha bir çok din sahibi değişik insanların verdiği korku düzenince yaşamamızı isteyenlerdir.
Oysaki İslâmiyet bir AKIL dinidir ve; "İkra Bismi Rabbikellezi Halak.. = Oku Rabbinin Adıyla Oku.." evet işte bu okumak; akıl, fikir ve anlamak v.b..gibi değerli ve onlarsız yaşam olamayacağının belirtileridir.
Okumakla anlaşılacağı gibi ve Kur’an-ı Kerimde var olan her şey; dini ve manevi iman, kültür, matematik, fizik, kimya, sosyal yardımlaşma, ailece yaşam ve saygı, vatanını düşmandan korumak ve zararlılara, şuç işleyenleri cezalandırmak yani hukuk düzeni…v.b..birçok; insan, doğa, uzay ve yaratılış la ilgili bilimsel her şey çok şükür mevcuttur. Birde şu yanlış ve anlamamızı etkilemek için, doğru olanı engellemek gayesi ile okumakla ilgili Ayetimize ne diyorlar Allahtan korkmayan o hain din düşmanları; siz okuyun evet ama sadece Kur’an-ı ve Arapçasını okuyun başka bir şeyini irdeleyip karıştırmayın çok büyük affına maruz kalamayacağınız tövbe dahi etseniz, günah işlemiş olursunuz. Allah Allah..ey büyük Allah’ım şu şeytan ile işbirliği yapan nice ve bir çok; hem dinimize ve hem de milletimize, Müslüman olan herkese ne büyük düşmanlarımız var!
Bu açıklamayı; elimden geldiğince (hatalarım varsa af ola) ve eksiklerimde vardır sanırım; “kimseye ve hiçbir şahsa imalı veya ona karşı gelip düşmanca bir tavır vermedim ve kimseyi de hor görmedim.
Lütfen ve rica ederim ki herkese; beni yanlış anlamayın ve bir sorun varsa bana nedenini ve niçin diye sormadan, düşmanca tavır alıp kızarak ve sorun çıkarmadan yanlış telaffuzlar vermenizi istemem. Tüm camiamıza ve herkese huzurlu ve mutlu inançlı özgürce bir hayat, dileklerimle!..Hoş ve hoşça kalın.
Alem-i Sır
YORUMLAR
Öncelikle yazınızda VURGULADIĞINIZ iyi niyetten dolayı size binlerce yüzbinlerce teşekkür.Yazınızı okurken darma duman oldum desem yeridir.Ben kendi kanaatimce DİN İMAN ve İTİKAT konularında yorum ve tesbit yapmaya yeteneği ve donanımı olanlar el atsın dilerim.Hepimizin hassasiyetleri vardır fark etmeden incitiriz.Adam olan iftira etmez olmayanın ettiği de zora gitmez.Ben şimdi desemki.<<Atatürk Tuvalete giderdi >> bunun insani bir zorundalık olduğunu es geçen bir dünya insan beni sapık zannede bilir.İman her şeyin Allah huzurunda yapıldığını bilmek ceza ve mükafata RIZA göstermekten ibarettir.Her hangi bir yanlıştan dolayı bir sürü doğruyu linç edemeyiz.Yukarıdaki bir çok hüküm.Ayetle sabit olmakla beraber yapmayanı Kafir etmez sadece günahkar eder ve hepimiz GÜNAHKARLARIZ.sevgi ve selam.
Alem-i Sır
Atalarımızda insandı ve onlarında yanlış, hata ve günahları olacaktır. Biz onların bu eksilerine değilde artılarına bakarak Allah'a Şükür ve onlarada daima DUA ederek onları analım! Onların o çekilmez eziyetleri ve zorlukları olmasa idi bizler burada rahat, özgürce ve huzur içerisinde nasıl yaşardık! Onun bunun arkasından dedi kodu yapmak, yalan, yanlış işlerle uğraşmak, insanları soymak, küfür ve hakarette bulunmak, şu anki devlet adamlarının (Onlara ADAM bile diyesin gelmiyor!) yaptıkları yalan, yanlış işlerini nasıl yorumluyoruz ve onlara zamanı geldiğinde OY mu acaba OYYY!! mu veriyoruz!..? Bunları düşünmemiz gerekirken; vay efendim (Atatürk ne içti, ne yaptı ve ne söyledi..v.b..) bizleri ve onları rahatsız edecek işlerle ve sözlerle uğraşmaktayız. Allah bizleri korusun ve onlar gibi Devlet adamlarını (ADAM OLAN ADAMLARI) her daim Türk analarımız doğursun ve eksik etmesin başımızdan. Kendimizi temizlemeden onun bunun kirliliğine ki; oda olsan o değerli Atalarımızda! bakmamalıyız. Kendimizin temizliğine ve düzenimize bakmalıyız.
Hayat yolunda, giden bizler
Bazen ağlar, bazen güler
Bazen de olur, çaresizler
Hayat, dopdolu gizemler
Alem-i Sır
dan; saygı, sevgi ve gönülden selâmlar size!