- 1414 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
özlem
Biliyor musun? Şimdi seni düşünüyorum.
Biliyorum, biz henüz birer yabancıyız birbirimize.
Çok garip, yıllardır hissetmediğim bir duygu var ta yüreğimde.
Belki bana ‘delimi ne!’ diyeceksin
Ama sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşçasına özlüyorum seni.
Sanki yıllardır karşıma çıkması gereken varlık sensin
Ve alabildiğince mutluluksun.
Bu gün sen konuşurken, seni çok fazla duyamadım
Çünkü gözlerinde kaybolmuştum ama sana belli etmedim,
Ne kadar çabuk vuruldu demeyesin diye…
Bu gün sana canım dedim,
Henüz buna hakkım olmamasına rağmen.
Fakat şunu bil ki sen, sanırım en son yirmi yıl önce hissettiğim
O tarifi imkânsız duyguları, ilk bakışta bana hissettirdiğin içinki söylüyorum; CANIM!
Sen belki gülebilirsin, bu devirde yaşanılması imkânsız duyguları ayaklarının önüne sermeğe çalıştığım için…
Sana çok teşekkür ediyorum.
Ağzından dökülen her bir kelime
Beni o kadar çok mutlu ediyor ki anlatamam…
Sen çok farklı bir insansın. Şimdi uçuyorum desem yalan olmaz.
Zaten çiçekli balkonumda oturuyorum şu an,
Yıldızları sayıyorum her nedense birer, birer…
Muhteşem bir müzik çalıyor ve beni duygusallığın en kuytu köşesine sürükleyen bir şeylere inat! Arada bir terleyen suratıma dokunuyorum, acaba hala burada mıyım diye…
Kimsin sen! Bir, iki bakış ile beni bir bilinmeyene attın bıraktın!
Yoksa yıllar önce, bir falcının, bir gün karşına çıkacak dediği o muhteşem varlık senmişsin de bana şaka mı yapıyorsun?
Ben seni ilk gördüğümde,
Kendimi dünyanın en şanslı erkeği ilan ettim ki senin gibi bir melek! İle iki karış ara bırakarak oturdum…
Beni çok şaşırttın.
Kolay, kolay bu kadar çabuk teslim olmazdım ben...
Sen bana ne yaptın bilemiyorum ama hiç çekinmeden söylüyorum; seni çok seviyorum!
Bu durum ancak filmlerde, kitaplarda olur sanırdım,
Ama yanıldım…
Şu an bunları yazarken, en fazla, seni seviyorum derken heyecan bastı, ürperdim!
İnanamıyorum.
Bu nasıl bir duygu ki beni bu kadar çabuk,
Hem de çok fena ele geçirdi…
Belki inanmayacaksın,
Hani biz yan odaya geçince, sen konuşmaya başladın.
O an sana sarılmamak için kendimi zor zapt ettim!
Başımı koyduğum yastıkta seni düşünüyorum,
Uyku gelir mi sanıyorsun artık? Bunun bir anlamı yok mu acaba? İkimizin de söylemeye çekindiğimiz, aşk mı bu yoksa?
Bizi avucunun içine alan…
Hayat bir oyun değildir, en azından bunu biliyorum bir tanem. Eskiden bu kadar duygusal değildim.
Acıyı da, merhameti de öğretti zaman.
Bir insanın en fazla gurur duyması gereken yönünün de sadakat olduğuna inanırım.
Bir insan ölse de sadakatsiz olmamalı…
Zaten ben yirmi yıl önceki insan olsaydım seninle bu kadar açık konuşmaz, gerçek kişiliğimi saklar kâbusun olurdum!
Ama değilim…
Tüm varlığı ile senin olmayı bekleyen,
Sana mutluluğun kapısını açmaya hazırlanan, biriyim ben aşkım o kadar…
raviz demirel...