- 397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayat Bir Çatışmadır Diye Akılsızca Hükmetmişler!
Allah’ın varlığını ve gücünü kavramış olan insan, ne amaçla yaratıldığını ve Rabb’inin kendisinden neler istediğini bilir. Bu nedenle de dünya hayatındaki hedefi, Allah’ın razı olduğu bir kul olmaktır; her durum ve koşulda gayreti bu yöndedir. Kendisini hedefine ulaştıracak her yolu dener, bunun için ciddi bir şekilde çaba gösterir. Böylece inkâr edenler için kesin bir yıkım olan ölümün sırrı da önünde açılır: ölüm asla yok oluş değil, gerçek yaşama geçiş aşamasıdır.
İnkârcılar, yaşamlarının da ölümlerinin de ‘rastlantılarla ve kendiliğinden’ meydana geldiğini zannederler. Oysa yaşamı da ölümü de yaratan, bütün varlıklar üzerinde gözcü olan ve bütün işleri kontrolü altında tutan Allah’tır. Ölüm, rastlantı sonucu ya da kaza ile meydana gelen bir olay değil, Allah’ın özel olarak yarattığı, kaderde zamanı, yeri ve şekli belirlenmiş bir olaydır.
Ölümün bir son değil, gerçek yaşamının başlangıcı olduğu gerçeğinin bilincindeki mümin, birçok insan gibi yaşamının temelini ‘göçecek bir yarın kenarına’ bina etmez. Her şeyin yok oluşundan sonra da var olan, fani olmayan Rabb’ine yönelir. Mal-mülk, makam, kariyer, saygınlık ve fiziki güzellik gibi dünyevi değerler tıpkı dünya hayatı gibi geçicidir, sonludur. Dünya hayatında sahip olunan hiçbir meta, insanı kurtuluşa ulaştıramaz. Tümü yalnızca, kusursuz imtihan mekanı olan dünyadaki kısa süreli ‘sebep’lerdir.
Sorduğunuzda insanlar, “yiyecek yemek bulma peşindeyiz, bunun için mücadele ediyoruz” derler. Herkes bir yaşam mücadelesi içindedir ve herkesin hedefi kendi başının çaresine bakmaktır. Ancak Yüce Allah dünyayı kesinlikle bu amaçla yaratmamıştır.
İnsanlar, Allah’a kulluk yapmaları için yaratılmıştır. İnsanların büyük bir çoğunluğu ise bunun farkında olmadan; yani asıl amacın ne olduğunu bilmeden yaşar. Oysa atomdan hücreye, evrenden insana ve tüm canlılığa kadar her şey mükemmel sistemlerle yaratılmıştır. İnsanlara tüm bunların gerçekte ne amaçla yaratıldığını anlatmak, bunu düzeltmek için uğraşmak gerekir. Dünya hayatının hiçbir amacı kalmadığında Allah dünyayı yok eder; çünkü amaç insanların kör bir boğuşma içinde yaşaması değildir.
Birçok insanın en önemli yaşam amacı, evlenip-çocuk sahibi olmak; sonra da hayatta kalmak için, yiyecek aramaktır. Adeta içgüdüsel bir şekilde yaşam bu hedeflerin üzerine kurulur. Diğer canlıların da yaptığı doğmak, büyümek, çoğalmak ve ölmek ise insanın diğer canlılardan farkı nedir?..
Dünya, amaçsız mücadele için değil, imtihan olmak için yaratılmıştır. İnsan, karmaşa, açlık, hayat pahalılığı içinde süründüğünü/perişan olduğunu söylerken, gerçek kurtuluşu aramakta mıdır? Oysa sonsuz güç sahibi Allah insanlığa kurtuluş yollarını gösterir; onları, Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm’e, İslam’a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 208) ayetiyle bildirildiği üzere, barışa ve esenliğe davet eder.
Bediüzzaman da bir eserinde, Allah’ı tanımayanların, insanın asıl görevinin kulluk olduğunu anlayamadıklarını anlattıktan sonra şöyle der:
"...’Hayat bir cidaldir (çatışmadır)’ diye eblehane (akılsızca) hükmetmişler."
Gösterilen her çabanın hikmeti, onun, Allah’ın hoşnutluğunun amaçlanarak yapılması ile oluşur. Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak dünyevi hiçbir çıkara değişilmez; çünkü dünya üzerindeki -küçük ya da büyük- hiçbir çıkar, O’nun rızasını ve cennetini kazanmaktan daha önemli değildir. Çünkü Allah, yalnızca “… rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)
Mümin için güzel bir yaşam Rabb’inin rızasını hedefleyerek sürdürdüğü huzur dolu hayattır. Hayat bir mücadele yeri değildir. İnsanın tek mücadelesi kendi nefsiyle ve diğer kötülüklerle olmalıdır. Allah, kulu için samimi çabası karşılığında dünya hayatında da rahat, sıkıntısız bir geçim vereceğini vaat eder. Yalnızca Allah’a kulluk eden, yalnızca O’nun için yaşayan müminler, ahirette de ’hoşnut edici ve hoşnut edilmiş’lerdir ve sonsuz barınma konağı cennette benzersiz mutluluklar onları beklemektedir.
Fuat Türker, Selam Haber
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.