- 2594 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
KAYNANA-GELİN KAVGALARINDA GELİN NE YAPMALI ?..
Her ne kadar kaynana-gelin kavgalarında gelinin rolüne gelinse de henüz damadın rolü bitme-
miştir.Önceki yazıda damadın annesinin dul haline çözüm getirilerek,aile içerisinde oluşabi-
lecek kavgalardan uzaklaştırmak için bir taktik denemesi yapılmıştı.O kadar.O taktik de
tutacak gibi gözüküyordu.
Bir kez damat,on sekizden büyük,askerliğini falan yapmış,ekonomik özgürlüğünü de kazan-
mışsa mesele yok.Geriye sadece damadın kendine olan "özgüven meselesi kalıyor ki;.İşte bu çok
önemli.Eğer damat,özgüvenini kazanmışsa; her şeyin üstesinden gelmenin yollarını bula-
bilir.Çünkü özgüveni olan insan,yaşamla barışık demektir.Kendi sorunlarını,hiç kimseden
yardım almadan kendi becerisiyle halledebilir.Özgüvenini bir kez kazanmaya görsün o
insan.Kendisine pozitif yön verebildiği gibi etrafındakileri de istediği şekle sokabilir...
Anasına :"evet,sen haklısın" düşünceleriyle bir bebek,bir çocuk gibi kanatlarının altına sığın
maktan kendisini uzaklaştıracak.Bunları yaparken tabi ki saygıda kusur etmeyecek ya da
kırıcı olmayacak.Unutmayacak ;anasının da bir zamanlar genç olduğunu.
Bunların zıttını bile düşünmenin insanlık onuruna aykırı olduğunu kafasından hiç bir zaman çıkarmayacak.
Eğer birlikte aynı çatı altındalar ise yakınındaki iyi bir "komşu" olmanın yollarını ve zemini-
ni araştıracak.İnan ki o saatten sonra herkes kendi dünyasında daha rahat edeceklerdir.
Belki de yuva böylece yıkılmaktan kurtulmuş olabilir...
Burada damadın rollerine nokta koyup genç kadının(gelinin) rollerine gelmemiz gerekirse;
O’nu da pek kolay olmayacak zorluklar bekliyor demektir. O da birtakım badirelerden geçe-
cek. Bizim toplumun değişmez kurallarındandır çünkü...Bunları aşmalıydı ki kocası ile olan
birliktelikleri daha da güçlensin...Hani birbirlerini deli gibi seviyorlardı,hani bir zamanlar
aşkları ölümsüzdü...Asıl her şey bundan sonra başlıyor.O tatlı sözlerin gerçek olup olma-
ğı bundan sonra anlaşılacak.
Bekarken dağları delmek,sahralardan geçmek seven ve sevilenlere kolay geliyor.
Çünkü o zamanlar ortada gözleri kör eden tatlı bela:"aşk" var.
Genç kadın(gelin),öncelikle öz anasının biricik süt kuzusu olduğu varsayımından kendi-
sini soyutlamasını bilmeli...Mantığını çalıştıracak.Zekası kıvrak olacak.İnsanın kıvrak
zekasıyla halledemeyeceği hiç bir sorunu olmadığına kendisini inandıracak.Damatta olması
gereken "özgüven",gelinde de olmalı.
Kaynanası: "..tuz-şeker-yağ,tabak-çanak faslına mı girdi.hiç dert etmeyecek.Sorun yapma-
yacak.Saygıyı elden bırakmadan:
"-Peki anne.Senin o güzel,hamarat ellerin bu işlere daha yatkın tabii. Bizler ne de olsa bu konularda.
Okullarda okumaktan bu işlere elimiz değmedi."
Hafif bir ruhsal okşamayla kaynanasının üzerine gelmesini önleyebilir.
Tabi ki bu ileri sürülen senorya günlerce devam etmeyecektir. Yaşlı kadıncağızın gözleri,
zaten eskisi gibi görmüyor,elleri sürekli titriyor, neredeyse aizmeir hastalığına yakalandı
yakalanacak.Çok geçmeden kendi kendine mutfaktaki işlerden gına gelip meydanı gelinine bırakacaktır.
Zaten tabağı, çanağı,bardağı gelininden fazla kırmaya başlamıştır bile...O da bir köşeye
çekilip televizyonda kadın programlarına kendisini kaptıracaktır.Gelinin dünyasından çık-
mış kendi dünyası ile baş başa kalacaktır çok geçmeden..
İşte burada sabır ve zaman mefhumu çok önemli.Gelin,oldukça sabırlı olacak.Sabır taşı, çat-
layacak ama kendisi çatlamayacak.Öfkesini kendi bağrında bastırıp eritecek.
Bir de unutmamalı ki; çok sevdiği kocasını kaynanasının doğurduğunu .Her şeyden en önemlisi
bunun için sevmeliydi o kadını...Mutluğu elde tutmanın yolları o kadar basit ki...Yeter ki
yaşamla barışık olmasını bilebilelim!...
YORUMLAR
10 numara verdim.
Güne gelmesi muhtemel bir yazı.
Neden gelin kaynana çekişir?
Biz erkeller aradan çekilelim de bayanlar bu kuşaklar çatışmasını çözüme bağlasın.
Unutmamak gerekir ki her gelin kaynana olacaktır bir gün.
Göbeği, dudağı dili küpeli gelinleri olacak. Pantolonları yırtık olacak ve düştü düşecek gibi duracak. Görmediklerini görecek, duymadıklarını duyacak gelininden. Anlayacağınız gürgenin çivisi kendinden olacak.
Biz yine kendimizle ve hayatla barışık olmalıyız tabii.
Saygılar.
Baki selamlar güçlü kalem ve kardeşlerim.
Neden evliliklerde kız annesiyle fazla sorunlar yaşanmaz da, erkek annesiyle yaşanır? Hiç düşündünüz mü?
Cevap orada zaten... Sanırım erkek anneleri, oğlunun evliliğini çok benimsiyor. Kendini ne denirse itaat edilecek bir büyük olarak görüyor... Belli bir zaman sonra da gelin, bu düzene baş kaldırıyor, isyan ediyor.
Ya da yuvam yıkılmasın diye, sessiz sedasız kayınvalidesine itaat etmeye devam ediyor.
Tabi bu bir genelleme, her aile böyle diye bir kural yok...
Sevgi ve saygı ile
Karşılıklı sevgi ve saygı sağlanabilirse her sorunun çözülebileceğini düşünüyorum. Ancak gelin-kaynana konusuna gelince herşey değişiyor. Her ikisi de aynı kişiyi yani damadı sevdikleri için bu sıkıntılar yaşanıyor. Ama olan damada oluyor. Damat açısından aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık meselesi yaşanıyor.
Aile yapısı ile ilgili bilinen bir benzetmeyi sizlerle paylaşmak isterim;
Kaynana Çaydanlık Gibidir Fokur Fokur Kaynar,
Gelin Demlik Gibidir Sinsi Sinsi Demlenir,
Oğlan Bardak Gibidir Bir Gelin Doldurur Bir De Kaynana ikisini bir arada tutar,
Görümce Çay Kaşığı Gibidir Arada Bir Gelir Ortalığı Karıştırır,
Çocuk Şeker Gibidir Ortalığı Tatlandırır,
Kayınpeder De Çay Tabağı Gibidir dökülenleri toplar.
Saygılarımla.
barbaros_hayrettin tarafından 7/13/2010 11:02:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ben Yükselenyıldıza katılmadan edemeyeceğim, gelin-kaynana kavga etmeye niyet ettiler mi, oturuş kalkış şeklinden bile kavga eder.
Niyet önemli vesselam.
Siz yine de tavsiyelerinizi sıralayın; belki dinleyen bir gelin-kaynana çıkar. Çünkü güzel tavsiyeleriniz var.
Güzel anlatıyorsunuz Ayhan bey kutlarım...
Saygı ve sevgilerimle...