- 1980 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KAYNANA-GELİN KAVGALARI!
Toplumda; kaynana gelin sürtüşmelerine oldum olası rastlanır.Bu bizim toplumun kanayan yarasıdır!
"Yarasıdır"" diye kabullenmekte fayda var.İnkar etmenin hiç de haklı tarafı yok.
Her evde iki güç(!) arasındaki kavgalardan çıkan çatlak sesler,bin bir umutla kurulan
nice yeni yuvaların yıkılmalarına neden olmuyor mu?Bu olumsuzlukları; evli olanlar,bizzat
yaşayarak içlerine sindiriyorlar.
Bekarlar ise,çoğu anlatılanlara ya kulak misafiri olarak yakınlaşıyorlar ya da kendi aile içerisinde yaşananlara bizzat tanıklık etmek zorunda kalıyorlar.
Bu sürtüşmeler ;basit geçimsizlikler, irdelenip içeriğine bakıldığında; "inanınki ceviz kabuğunu
bile dolduramayacak kadar basit nedenlerle karşılaşmak her zaman mümkündür."
Farklı aile yapılarından kopup gelen iki genç insanın, kaynaşmaları ve uyum sağlamaları,
zaman alacaktır.Cicim ayları çabuk geçer.Hayaller, çabuk geçip gitmiştir.Gerçeklerin
acımasızlığı,artık kaçınılmazdır.Böylece her iki gencin birlikteliklerindeki yaşam kavgası,
yeni başlamıştır.Gençler,kendi problemlerini,sıkıntılarını;acı-tatlı,barış-küs çözmekle
uğraşa dursunlar , gel gör ki dışarıdan müdahaleler yavaş yavaş başlamıştır bile...
Damadın annesi,gül gibi koklayıp,uçan kuştan esirgeyerek büyüttüğü aslan gibi oğlunu
el kızına kaptırmanın acısını daha ilk günden belleğine yerleştirmiştir.Önceleri sükutu
tercih etmekle geçer günler.Günler geçtikçe dayanma gücü azalır.Sinirler gerilir.Kavga
etmenin yolları hazırlanmıştır.Çünkü her zaman;kadın, kadının düşmanı olmuştur.Bu kural,
değişmez.Ve de bozulmaz.Kadın,başka bir kadını yanında kesinlikle görmeye tahammül edemez
Bu çöküntü, aile fertleri birlikte duruyorsa yani hep birlikte aynı çatı altında yaşıyorlarsa, daha çabuk olacaktır.
Gençler, ekonomik istikrarlarını kazanmış olup da ayrı evde yaşıyorlarsa;doğabilecek kavgalara birlikte göğüs gerip çabucak kendilerini huzura kavuşturabilirler.
Aksi takdirde işler, kötüye sürüklenip gider.
Mutfak,kavgaya yol açmanın ,kozları paylaşmanın tam da zeminidir.Adeta karşılıklı
güçler, silahlarını burada çekerler,burada tetiklere parmaklar gider,horozlar burada
düşmeye başlar.Nedenler basittir:
"Yağı ,tuzu çok kullandın.Tavayı yaktın.Şekeri yere döktün.Bardağı boş
yere kırdın.Ne sakar gelinmiş!Oğlumun bahtı, kara çıktı!Nasıl ömür geçirecek bu kadınla,zavallı oğlum!"
Evin gelini,bu olup bitenleri,günlerce içine atar.Fazla dayanamaz, o da bir yerde patlar.Akşam işten gelen kocasına bütün öfkesini boşaltır:
"-Bu evde ya annen ya da ben!" diye tercihi ileri sürmüştür.Bir tarafta anası,diğer taraf-
ta karısı.Ne yapacağını şaşırır.O da içine atar.Tarafsız kalmaya çalışır.Ama nafile.Her iki tarafta da gel-gitler içerisinde debelenip durur...
İşin başka bir cephesindeki farklı rüzgarlar, çoktan esmeye başlamıştır bile.Gelinin kendi
annesi,kızının üzerindeki kara bulutları dağıtmak için kolları sıvamıştır:
"-Ulan ben bu kızı köle diye mi verdim sizlere?" sözleriyle savaşın ortasına fırlayarak
kendi tarafına yontmaya başlar.
Artık her iki taraftaki güçler, birbirlerine üstünlük sağlamak ve kendilerini kanıtlamak
için karşı saldırı ve savunmalara başlamışlardır.Günlerce devam eder bu karmaşa...
Sonunda kaynana ve gelin kavgaları,yeni kurulmuş olan bir yuvanın zamansız çökmesine ve
umutların yok olup gitmesine sebep olur...
Bu kavgaları yaşayanlar bilir ancak.Bekara avrat boşaması çok kolaymış!
Herkes kendi dünyasına çekilmiş olsa böyle olumsuz şeyler yazmak mümkün olur muydu?!...
YORUMLAR
Sanırım hiç bitmeyecek çatışmalardan biri de "kaynana- gelin" çatışmasıdır... Ezelden gelip, ebede gidecek gibi...
Burada erkek anneleri biraz rahat. "Ben erkek ennesiyim " havalarında ve her konu da evliliklerine karışma hakkını kendinde görüyor. İstiyor ki gelin bana tapsın, sözümden dışarıya çıkmasın...
E... gelinde de kendini ezdirecek göz var mı? O da kendine "ev" kurmuş, "evimin hanımı olacağım" demiş... İki hanım bir eve çok:))
Bu çatışmaya bir çözüm bulunmaz bence... Ne kadar kültürlü de olunsa, tahsilli de olunsa "kaynana-gelin" çatışması kalıcıdır bence...
Sevgi ve saygı ile
Bizim toplumumuzda da hepimiz de olmasa da bir çoğumuzda ön yargı denilet illet mevcuttur.
Gelin gideceği evin annesini saldırgan bir canavar olduğunu düşündükçe, kaynana gelen gelini hep küçük görür, 'sen bir şey bilmiyorsun, bir işten anlamıyorsun. Savruksun, düzensizsin.' Gibi sözlerle sürekli aşağılarsa, kavga kaçınılmaz olacaktır.
Gelin, kaynanayı kocasının annesi, olduğunu kabul edip, sayıp severse, kaynana, gelini, oğlunun eşi olarak kabul edip, bilmediklerini, tıpkı kızına tarif ettiği gibi sabırla tarif eder, ufak tefek hatalarını görmezden gelse. Hatta arada 'hiç önemi yok kızın, zamanı geldiğinde benden iyi olacaksın.' Dese, bütün bu kavgaların olmayacağını sanıyorum.
Güzel bir yazıydı Ayhan Bey, tebrik ederim.
Saygı ve sevgilerimle...
Her yeni evlenen çift ve aileleri bu konuyu gündeme getirip biz cahil insanlar değiliz. Biz de olmayacak hiç deseler de.. Hatta kayınvalideler ben zamanında çok çektim kayınvalidemden ben öyle olmayacağım anne gibi olacağım, gelin ise benim gönlümü verdiğim adamın annesi benim de annem sayılır deseler de belli bir süre sonra sizin de söylediğiniz gibi sudan sebepler nedeniyle kırgınlıklar yaşanıyor gelin ve kayınvalideler arasında.. Aslında ateş hattında kalan erkekler oluyor. Karısına laf söylese karısı alınacak. Annesine karşı çıksa doğurup, emzirip büyüten kişiyi üzecek.
Tarihin bile çözemediği bir vaka.. Bizim bir tanıdık vardı. Bakmış her gün annesi ve eşi şikayette bulunuyorlar. Evlililiğin de ilk yılları bak demiş bana ne söylerseniz uluorta söylerim. Annesini hiç konuşturmamış, eşini de. Böyle çözdüm demişti. Acaba sonra ne oldu meçhul. Belki bir yerlerde o da patlamıştır.
Güzel bir konuydu ve her zaman ki gibi etkili bir anlatım. Kutluyorum. Saygı ve selamlarımla bir de on puanımla. Saygı ve selamlarımla..
AYSEL AKSÜMER tarafından 7/10/2010 7:29:41 AM zamanında düzenlenmiştir.