- 1071 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
IZMARİT
O gün her günki gibi erken kalkmıştı,daha gün yeni ışıyordu.Elini yüzünü yıkadı şöyle bir aynaya baktı saçlarını geriye dogru tardı bıyıkları yeni yeni çıkıyordu parmaklarını biyıklarında gezdirdi aynaya yaklaştı sanki onların bir önce çıkmasını ister gibiydi.
Ceketini giydi odaya girdi kardeşleri yatıyordu üstlerini örttü,iki kardeşi vardı kendisinden küçük ayşe ile kemal okula gidiyorlardı.Pencereden dışarı baktı hava güzeldi güneş parlıyordu,o hep bu saatlerde kalktıgı için bu saatlerin ne kadar güzel oldugunu bilirdi.
Yavaşça kapıyı açıp salona geçti annesi orda yatıyordu sekinin (divan) üstünde şöyle annesine bir baktı, zavallı anam babam öleli beş yıl oldu evlenmedi bize baktı.Daha gençte sayılır onun yaşında çok evlenen vardır buralarda.Annesini uyandırmadan dışkapıdan bir hayalet gibi süzüldu sesizce.Kömurlügün kapısını açtı boyacı kutusu ordaydı aldı.Yavaş yavaş şehrin yolunu tutu.Şehrin uzak bir yerinde oturuyorlardı gece kondu bölgesinde evleri çatısızdı, zaten mahalledeki evlerin hiç birinde çatı yoktu.
Sonbahar ve ilkbaharda çamurdan mahalleye girilmezdi o zamanlar hep lastik ayakkabı giyerdi.
Fakirlik diz boyu yokluk perişanlık demeye ne gerek var.Yanından geçen münübüslere dönüp bakmazdı hiç bir sabah münübüse binmemiştiki tüm parasını annesine verirdi,sabahlarıda parasız evden çıkardı.Yürümek onun kaderi gibiydi daha onbeş yaşındaydı babası ölünce okulu bırakıp annesine yardımım olsun diye boyacılıga başlamıştı.Adı hasan dı köyden göçmüşlerdi buraya kız kaçırma kan davası gibi bir olay olmuştu adınada töre demişlerdi.Töre onlarıda etkilemiş köyden ayrılmak zorunda kalmışlardı.
Hasan şehire gelmişti her zamanki yerine dogru gitti küçük oturagını bıraktı boya sandıgınıda yanına yavaşça oturdu.Etrafı gözden geçirdi yavaşça.Boya sandıgını açtı fırçalarını çıkardı boyalarını kontrol etti.
Her şey tamamdı biraz cilası azalmıştı, giderken bakkaldan alırım diye düşündü.
Artık akşam oluyordu yavaş yavaş işde iyidi gözleri gülüyordu, nasıl gülmesinki annesi ne kadar çok sevinecek ono mutlu görmek hasanın gözlerinin çok görmedigi bir şeydi.
Karşıdan şık giyimli biri geliyordu hasana dogru yaklaşınca boyacı diye seslendi.Ha
san ona baktı:boşmusun dedi,
Hasan gel abi dedi adam gelip sag ayagını uzattı.Hasan ayakkabıları boyarken düşünüyordu,bu adam zengin galiba zenginligi zaten belli dedi.Bu ayakkabılar pahalı olmalı elbisede ,beyaz gömlegin cebinden bir sigara çıkardı yaktı.İki üç nefes çekti işi bitmişti sigarayı yere attı,hasanın parasını verdi ve gitti.
Adam gidince hasanın gözleri yerdeki ızmarite takıldı halen tütüyordu, acep alsamı diye düşündü çevresine baktı kimseler yoktu yerinden kalktı yavaşca uzandı ızmariti aldı çevirdi çevirdi baktı dumanı halen tütüyordu
üstelik kırmızı filitreliydi bir nefes içsem diye düşündü dudaklarına götürdü bir nefes çekti.
Kendini deminki adamın yerine koymuştu.Yavaşça yerinden kalktı eşyalarını toparladı yürümeye başladı.Sigara halen elindeydi ama azalmıştı bir nefes daha çekti gözleri uzakta bir yerde kalmıştı.Benimde siyah bir takım elbisem olacakmı içinde beyaz gömlek, cebinde kırmızı filitreli bir sigara.Bir nefes daha çekti ızmarit bitiyordu attı.Akşam olmuştu annesi merak ederdi biliyordu.Ceketinin yakasını boynuna dogru kaldırdı adımlarını hızlandırdı dilinde bir türkü karanlıkta kayıp oldu.
ŞAİR CENGİZ YILMAZ 2009
YORUMLAR
Hayat böyle bir şey işte... Kimisi paraya para demzken, kimisi yerdeki izmariti kimse görmeden alır.Bir nefes çekmek için...
Kimisi doğuştan şanslı, kimisi şanssız... Hasan'a içim parçalandı...Anlatım ve konu güzeldi... Kaleminize sağlık...
Sevgi ve saygı ile