PERŞEMBE PROBLEMİ
Öylesine çözmeye başladığım ve karmakarışık olduğum bir problem.
Gözlerimi gönlümün en uzağına diktim (bu dalışla bi ordu misafir gelir herhalde eve) ; düşünüyorum. Zamanın yüksek hızında mehter marşı ile ilerlemenin yorgunluğu omuzlarımda. Seni bir kenara fırlatıp atamamaktan yakınıyorum, sımsıkı sarılıyken sana.
Boşluktayım, o da dolmuş ne ara dolmuşsa tıka basa, ben olmaya fırsat yok; koca bir dev bu şehir, zaman bastıkça sırtıma cüceleşiyorum.
Sonra bir gün Perşembe; bi yanımda küçüçük bir umut pembeleşiyor. Güzel anılarım var heybemin deliğinden hayatın astarına düşmüş unutmuşum, değiveriyorlar parmak uçlarıma. Azıcık silkelensem çil çil dökülecekler avuçlarıma. Silkeleniyorum. Çalkalanıyor zaman, sendeliyor; hadi yıktım, yırtım heybemi dikişlerinden astar gün gibi ortada. Anılar güzel anılarım. Çocukluğumu yakalıyorum ensesinden. Ne kadar da mahsum ve ne kadar parlak. İyi ki doğmuşum doğum günümden önce. Sıraya koyuyorum tek tek en güzelinden daha güzeline, iyiden iyiye sıralıyorum, hafızam tek çizgi.Okula başlıyorum amcamın omuzlarında, tek derslikli köy okulunda beş sınıf.Yaşasın ablamla aynı sınıfa gidiyorum. A, B, C.
Cin Ali’ yle tanışıyorum. Çok memnun, kibritten kolunu uzatıyor, sonra ata bakıyor, eve geliyor koşa koşa benim ardımdan en iyi dostum oluyor gün geçtikçe ve beni dostlarıyla tanıştırıyor. Emel, Işıl, Işık. Hepsi iyi kızlar. Süt içip bal yiyorlar, yanakları al al. Birazcık büyüyorum. Ali’yle vedalaşıyoruz. Fasülye ve çubuklarla da. O zaman yanmamıştı canım şimdi yazarken yüreğimde bi şey alevleniyor üstelik zaman Ali’yi de yendi. Artık çocuklarla tanışıp atlara bakamıyor. Kızlarda balla sütten vazgeçmiş. Eyvah!! haberler kötüye dönüyor anılarıma çökmesin kara bulut veda vakti. Çocukluğumun uyku saati gelmiş yormamak gerek. Şimdilik gidiyorum..