- 497 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AH İSTANBUL AH
Okuldan çıkmışım eve gideceğim. Hava da bir hayli güzel… Tabi ki bu güzel hava da kaçmaz. Ne yapsam etsem de bu güzel havayı kaçırmasam dedim kendi kendime. Kararımı verdim ve en sevdiğim yerlerden biri olan İstiklal Caddesine gittim. Ben bu caddeyi çok severim hele o sahaflar yok mu kitap kokusunu ciğerlerime kadar çektiğim sahaflar… Tabi bu caddenin haylaz çocukları olan tramvaylar meydandan Tünel’e doğru yaramazlık yapan, yürüyen insanları rahat bırakmayan tramvaylar… Ne bileyim işte seviyorum bu caddeyi, sevgi mi de bir iki cümle ile anlatamam herhalde…
İnsan sevdiğini hiç kimse ile paylaşamaz hele ki paylaşacağı insanlar gereksiz ise. Ve de sizin sevgiliniz eğer Kültür Başkent’i olmuş bir değerde ise. Bir olumsuzluk görmek istemezsiniz herhalde… Ben o gün çok gördüm bu olumsuzlukları hangisini anlatsam acaba diye düşünüyorum. E hadi o zaman biraz anlatmaya başlayayım ne de olsa ben de sizin gibi uzun yazıları okumaktan sıkılıyorum.
Okuldan çıktım metroya binerek Taksim’e gittim. Meydan’dan hızlı adımlarla sahaflar pasajına gittim. Hemen sahaf abimin ve dostlarımın yanına gittim.Bana bir yorgunluk kahvesi söylediler,biraz da laf yaptıktan sonra dostlarımın bir tanesini yanıma alarak dostlarıma ve sahaf abime veda ettim, yanıma aldığım dostum ise rafta duran kuzenlerine veda etti. Kapıdan dışarı çıktık bir de ne duyalım pis pis kokan yemek yağları. Bir de bilbordlara yapıştırmışlar 2010 Avrupa Kültür Başkenti. Bu yani kültür? Bu duruma pek de aldırış etmeden yolumuza devam ettik ne de olsa duyarsızlaşmıştık artık. Biraz yürüyüp tam caddeye çıktığımız zaman insanların halini görünce dostumun biraz ürktüğünü gördüm. Haklıydı aslında onlardan ürkmekten çünkü daha önce onları hiç görmemiş. Bu insanların evine daha önce hiç uğramamış benim dostum. Bu insanların tek derdi vardı o gün sanki; o da bir bara ve ya da bir cafeye gitmek. E onlara afiyet olsun. Dostum bunlara aldırış etmez tek derdi rafta duran kuzenleri sıkılmışlar yıllarca rafta durmaktan. Aldırış etmiyor dediysem de üzülmüyor sanmayın İstanbul’un kültür başkenti olduğunu duyduklarında çok büyük hayaller kurmuş kuzenleri ile birlikte. Hepsi raflardan çıkıp kendilerinde olan o ışığı insanların yüzüne yansıtmanın hayallerini kurmuşlar. Ama nerdeee benim dostum iki üç metre gittikten sonra hayal kırıklığı yaşadı. Raflarda duran kuzenleri ise hala umutlu öyle de olsunlar artık ne yapalım.
Aslında bende hayaller kurdum dostum ve kuzenleri gibi. Tiyatrolar, sinemalar, konserler, sergiler, yazı ve şiir günleri olacak sandım ama bende yanıldım. Yanıldığımı da yola koydukları araba kasalarında anladım. İçine koymuşlar LCD ekranları ne oldukları belli değil, içinden bir sesler geliyor ama müzik mi yoksa başka bir şey mi belli değil.Zamanı gelince belki öğreniriz de bu laflarımızdan utanırız. Dostum da kendilerini ortaya koyan o değerli insanın kendilerini tanıtamamasından, kendisini imzalayıp insanlara verememesinden şikayetçi ama onların elinde değil ki bu. Ne yapsınlar?
Hayal kırıklıklarımızı da yanımıza alarak yolumuza devam ettik. Ama Tünel’e yaklaştıkça bir siren sesi duyduk çok ürktük açıkçası. Ne oldu acaba İstiklal Caddesi mi yanıyordu? Sese doğru yaklaştık yaklaştık ve aniden gözlerimize inanamadık yaşlı bir teyze eline almış telleri kopmuş gitarı bağra bağıra şarkı söylüyor. Yalan olmasın galiba şarkıydı. İnsanlar da Kültür Başkentimiz’de kültürlerine sahip çıkıyorlardı. Yani atalarımızdan miras kalan atasözlerinin uygulamasını caddede gösteriyorlardı. Yani ağlanacak halimize gülüyorlardı.
Lafı çok mu uzattım bilmem ama ukalalık yaptım bunu bilirim. Olsun ama inanın hiç de umursamadım bunu çünkü bir Kültür Başkent’i bu işten anlamayan insanların eline verilmişse ben de ukalalık yaparım en doğal hakkım arkadaşım. Utanmıyorum da… Adam Kültürümüzü dünyaya tanıtacağımız ilk gün bir şairle, bir yazarla açılış yapmayıp Tarkan konseri ile açılışı yaptığında utanmıyorsa bende utanmıyorum. Ama bende raflarda duran kitaplar kadar umutluyum. Umutluyum çünkü kültürümüzü yazar kasaların değil yazarların sahipleneceğinden umutluyum. Ben de hayallerimle böyle mutluyum…
Melih YILDIZ
29.03.2010, 00:39
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.