- 599 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLESİNE
Hayatı yorumlamak……
Daha düne kadar kalabalık içinde tek idim.başkalarını düşünür şiirler yazardım ama şimdi kendi yalnızlığım içinde kendimi düşünüp malzeme yapıyorum öykülere..kendimi anlamaya çalıştıkça beynim uyuşuyor,kalem kırılıyor,kağıt yanıyor.
Düzeltmesi bir ruhu idam etmek gibi yazılarım.Yaşadığım hayata hayat denirse,bedenimin taşıdığı ruha ,ruh denirse.ölüm gelir aklıma zamanımın büyük kısmında.ölüm;bu dünyada ruhun bedenden çıkması..
Ama benim için ölüm; çürümüş bir ruh ile bedeni gezdirmek. En ufak ayrıntıda kendini bulamamak.
Ne zaman, nerede, nasıl olursa olsun yorumlar yapılmasın. Dur diyebilen çıkmasın karşıma.
Şeytan ayrıntıda gizlidir derler ya..kim söylediyse iyi etmiş.tümevarım yaklaşımlar ,insanı tüme varmadan sorguluyor.karanlıkta bir toplu iğne başı aydınlığı aramaya itiyor.
Kovulduktan öncesine gidelim. Tümden gelmiştik. Neyin ne olduğunu kendimize soruyorduk. Başkasının şahitliğine ne gerek vardı?
Ama kovulduktan sonra tüme ulaşmak vardı. Sancılı, her bir hatırladığın günaha yakın, kimliğine ve cinsiyetine yapışan varlık kavramı; var olmak için savaşacaktı ve savaşlar kansız olmayacaktı.
Bu hayatın kanı; gözyaşıydı, kiminden gelen kimine giren, sahtesi de çıkmıştı insanı bertaraf eden. Ben sahte mi yoksa gerçek mi olduğunu öğrenmek için gözyaşlarımı avuçlarımda biriktiririm. Önce sıcaklığına bakarım.
Elimi yaktığı kadar gerçek
Soğukluğu çevremi üşütünceye kadar yalan.
Bu kez sorum sizlere.
Lambası yanan bir odanın penceresinden cama bakınca ne görüyorsunuz?
Varlık mı?
Yalan mı?.............
Ben ikisini de görmüyorum çünkü lambamı gündüzleri yakıyorum. Hayatı daha başında sanırım. Zıtlık vardır ruhumda, anlamadığım korkular, karşıma çıkmayan düşman vardır. Olsun sabaha kadar parmaklarımı tespih yapar sayarım. Hüzünler yatak olur, üzerinde uykulara dalarım.
Ruhunuz bozulmasın, ölmesi çok zor oluyor.