İLİŞKİLER

• 7 Temmuz 2010 Çarşamba 15:05:47

Yaşam, insanların birbirleriyle ilişkisi olan parçalardan oluşur ve her bir parçanın kendine özgü amacı ve hedefi vardır. Hiçbir şey bir başka şeyi tek yönde etkilemez, karşılıklı bir etkileşim vardır. Bu etkileşim insanlar arasındaki ilişkileri olumlu ve olumsuz yönde etkilemekte, yaşantımıza yön vermektedir.

Yaşadığımız çevre ve bulunduğumuz sosyal konum farklı olduğu kadar sahip olduğumuz zeka yapısı da farklı farklı olup kişiliklerimiz büyük ölçüde insanların bize verdikleri tepkilerle şekillenir. İnsanlardan saygı ve sevgi göstermelerini bekleriz.

Kendimizin olduğu kadar diğer insanların da ilgiye, ihtimama ve anlayışa ihtiyacı vardır. İnsanlar kendisine sevgi bekler, hoşlanıldığı gibi davranılmasını ister. İstemediği şekilde davranıldığı zaman ise zorlanır. Bir süre sesini çıkartmasa bile daha sonraları sorunlar çıkmaya başlar. Sesini ve uyarılarını dinlemezseniz sorun büyür ve içinden çıkılmaz bir hal alır.

Yaşam boyu yapacağımız en önemli şey; sevdiğimiz ve bizi seven insanlarla uzun dönemli, mutlu, sağlıklı, doyurucu ilişkiler kurmak ve sürdürmektir. İlişkiler son derece karmaşık olabilir ama iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek için çaba harcamaya değer. Bunun için:

• İlişkiler güvene dayalı olmalıdır. Söylenilen ve yapılan her şeyde tutarlı ve güvenilir olunmalıdır. Güven, bir başka insanın dürüstlüğünden emin olmak demektir, ilişkinin parçalanmadan sürmesini sağlayan tutkaldır. Bir ilişkinin olmazsa olmaz kuralı, güvene dayalı olmasıdır.

• Hoşgörü ve anlayış gerçek anlamı ile yaşama geçirilmeli ve işbirliği içinde gerçek yerini bulması sağlanmalıdır.

• İlişki kurulan kişilerle açık iletişim kurulmalı ve işbirliği yapılmalıdır. Bu durum başarılı ilişkilerde yol üzerindeki engebeleri ortadan kaldırır. İlişki kuran taraflarının, acımasızca eleştirilme korku¬su olmadan görüşlerini dile getirebilmeleri de buna bağlıdır.

• İlişki kurulan kişiye saygı duyulmalı ve var olan ilişkiye yeterince özen gösteril-melidir. İlişkiye özen göstermenin önemli boyutu sorumluluk alma isteğidir. İlişkilerin kurulması ve sürdürülmesinde, "Aslında şöyle yapmalıydın" demek yerine, "Bence şöyle yapmamız gerekirdi, sence de uygunsa ben bunun sorumluluğunu alırım" demek daha iyidir.

• Başarılı ilişkilerin temelinde karşılıklılık esastır. Çevrenizin sizin için değer yaratması isteniliyorsa mevcut durumu¬nuz ve gereksinimleriniz açıkça ortaya konulmalıdır. Bu nedenle de empatik davranışlar sergilenmelidir. Kendimizi karşısındakinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakılmalıdır.

• İnsanları, eleştirmekten, şikâyet etmekten ya da suçlamaktan kaçınılmalıdır. Hiç kimse saf iyi ya da saf kötü değildir. Salt kötülükleri görmek bir süre sonra şüphe, depresyon ve umutsuzluk denizinde boğar insanı. Nefret dolu yaşam mutsuz bir yaşamdır.

• Affedici olunmalıdır. Affetmek nefreti aşmanın tek yoludur. Affetmek bir seçimdir ve kimsenin zorlamasıyla da affetmek mümkün değildir. Koşullu affetme yoktur. Siz affettiğinizde, diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemek doğru değildir. Affettiğimiz insanları sevmek zorunda da değiliz. Onları affederek kızgınlığımız ve kinimizi bırakıp hayatımızın geri kalanına devam edilmelidir.

Bir ilişkiyi başarılı kılmanın ve farklı biçimlerde olsa ’üreten bir ilişki’ kurmanın pek çok yolu vardır. Ancak her türlü ilişkinin olmazsa olmaz kuralı, güvene dayalı olmasıdır. Unutulmamalıdır ki, pek çok işte düşünceleri uygulayanlar, düşünceleri üretenlerden çok daha değerlidir.
Şükrü TÜRKMEN