- 571 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Doğum Sancısı
Birgün, birgün ansızın çıkıverdi karşısına
okadar acayip ve bir okadarda zevkliydi ki.
Dünya onu ilk gördüğünde aşık olmuştu
önce şaşırdı, sonra dünyalığı bırakıp, ay gibi tutuldu ona.
O bir kalfaydı, aşk kalfasıydı, bilgi kalfasıydı, can yakardı bildikleri, ama tatlı tatlı öğretirdi.
Günler Saatleri arkasında çekiştirirken, halbuki kendisinin de ayların arkasından gittiğini unutur gibi boş bir odada uzun uzun muhabbetler edilir.
iki sevgili var bu boş odada.
Ama öyle bir sevgili ki. Bir yanda Çırak var, diğer yanda kalfa
Çırak bir dünya, kalfa ise bir evren niteliğinde.
O günler başka bir aşk var o odada.
Leylanın mecnununa, Şirinin ferhatına, Aslının keremine inat bir aşk var odada.
Birçok şey öğreniyor çırak kalfasından.
Bugüne kadar herşeyi bildiğini zanneden çırak, "meğerse hiçbirşey bilmiyormuşum" diyor bu saatler karşısında.
Kalfa okadar güzelki, ellerini tutmaya gerek yok, gözlerine bakmaya gerek yok.
Hani mavi ayın karanlığı altında, Sokak lambalarının loş ışığına gözlerini dikerek, yalnız kaldırım taşlarına oturup, sevdiği kızı hayal eden şairler varya
işte bu gün öyle bir aşk yok.
Bugünkü aşk iki ruhun birbirine olan aşkı.
Dedim ya, kalfa okadar güzel ki.görmesede ruhu cezbediyor çırağı.
İki sevgili boş odada günlerce sohbetlere dalıyorlar.
Halka Ziyafetler veriyorlar.
Birgün ansızın çıkıp gelen kalfa , anın mutluluk vericisi oluyor.
Eğlence sohbet güzel günler, Çırak ve kalfanın hoş sohbetlerini dinleyerek geçiyor.
Bu durumu kıskanıyor halk, iftira atıyorlar.
Çırak ile Kalfanın arasında bir ilişki var diyorlar.
Bugüne kadar tek kelime bu konu hakkında laf etmeyen çırak, nasıl olurda bu iftira çıkar diye kederleniyor.
Halk isyanda, çirkin iftiralar kulaktan kulağa yayılıyor.
Güzel günler, sohbetler geride kalsın, ben giderim buralardan olsun varsın.
Diyor kalfa.
Çırak önceleri suskun davranışlar sergiliyor.Ama elinde değilki, elinde değil ki o bu ruha aşık.
Susup oturmak elinde değil ki. Birşeyler yapmalı ama ney.
Kendi mi çekip gitmeli, nasıl gidebilir ki iki aşık da nereye gidebilir ki.
İftiralar dört tarafı sarmış, ölüm korkutmaz bukadar çırağı
çünkü
Bir sabah
Şems yoktur.
O artık gitmiştir.Geriye sadece onu hatırlamak kalır.
Çırağın dünyası başına yıkılmıştır.Dünyanın dünyası başına yıkılmıştır.
Ne acı bir sitemdir ki bu, Ne acı bir andır ki bu.Çırak kederden ne yapacağını şaşırır.
Sevdiği kıza, sevdiği adama, sevdiği varlığa, sevdiğine yani onun için herşey olan herşeyine şiirler yazıyor satır satır.
Yazılar yazıyor sayfa sayfa.
Nasıl olurda anlamazlar bu aşkı diyor.Nasıl olurda çirkin iftiralarla süslerler böyle bir aşkı.
Ama düşünemiyor ki çırak bu çok normal.
Kum tanesi Ancak dünyayı hissedebilir ve dünyaya aşık olabilir.
Bu nasıl birbilmecedir ki.Bu nasıl bir bulmacadır ki.
Müşteriler çırağa aşık
Çırak Kalfaya aşık
Kalfa Dünyaya aşık
Bu nasıl bir oyundur ki
Kum tanesi Dünyaya aşık,
Dünya Evrene aşık
Evren ise , Ustaya aşık.
Ama nerden anlayabilirlerki, kum tanesi ancak dünyayı hissedebilir ve dünyaya aşık olabilir.
Tek fark budur, aşkın anlamını bilmeyenler için.
Bülbül bu sefer güle değil, papatyaya aşık.
Siz sanıyormusunuz ki, bülbül güle gül olduğu için tutkun.
Hani şair diyor ya" güzelliğin beş para etmez, bu bendeki aşk olmasa"
Bülbül bu sefer güle değil, papatyaya aşık
Bülbül gül olduğu için güle değil
Bülbül bülbül olduğu için yanık.
Gönül içerisinden belki ah ederdi. o ah etseydi bu sözlere dayanırmıydı alem.
...
ve Feryad ediyor sevdiğine her sözün aksine, haykırıyor mertçe.
Etme
Duydumki bizi bırakmaya azmediyorsun, Etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun, Etme
Ey, ay felek harab olmuş ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, Etme
Ey makamı var ile yokluğun üstünde olan
Sen varlık sahasını terkediyorsun, Etme
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayında evini yıkmayı kastediyorsun, Etme
Şekerliğinin içinde zehir olsa, dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığada değen, hırsızlık ediyorsun, Etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
öyleyse aşka ne diye hayret ediyorsun, Etme
İsyan Et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığı ile ne meşk ediyorsun, Etme
Bu kadar çektirilirmiydi bir acı bir çırağa. Bukadar çektirilirmiydi be kalfa.
Saatler hasreti
Günler sonsuzluğu
Takvimler onsuzluğu göstermektedir.
Ilık bir rüzgar, buz gibi bir bedenin üzerinde esmektedir.
uyandığında herşey farklıdır.
Bir ağaçda iki farklı dal olmuştur.
Bir dalda iki farklı meyve.
Bir meyvede iki farklı yaprak olmuştur.
Sevdiğine kavuşamayacağını anlamıştır artık.Elinden birşey gelmez.
Ama o böyle düşünmez.
Çünkü bambaşka biri olmuştur.
ve tek bir söz söyler,
Artık Ben oyum, oda ben
Mevlana yeniden doğmuştur....
Y. Emre ÖZDEŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.