tebessum
küçük bir tebessümde saklıdır çoğu gözyaşı
insan içine akıtır çoğu zaman zehrini,acısını kendisine saklar yalnızca
bir başkası görmesin diye gözyaşlarını hep kuytularda, karanlıklarda, sessiziliğe ağlar kendi başına söyler tüm hüzün şarkılarını...
oysa bilmez ki ...
yalnız değildir aslında hep o yalnızlık türkülerinde ağlarken,
kaderine ortak olan onunla ağlayan ağlayabilecek kadar onu çok sevenler hep yanındadır!
ama bilmez işte!ya da bilmek istemez zoruna gider onunla ağlayan birinin daha olması...
kendini yalnız hissetmeye alışmıştır ya hep böyle gidecek sanır!
hep yalnız başına ağlayacağını düşünerek yatağına yatar geceleri
ve yalnız koyar başını yastığına...
onu seven birinin varlığına alışamaz! onu istemez bir süre. unutmaya çalışır geceleri düşünmez,özlemez,hatırlamak istemez!
nedendir bilinmez?sever çok sever o yabancıyı ama bir türlü kabul edemez onun varlığını!
sanki o yanındayken mutsuzluğunu gizlemeyi becemediği için onu suçlar!
o olmasa daha iyi olacaktır sanki...
her üzüntüde onuda düşünür çünkü;artık tek başına değildir.ve bi başkasını üzmek onun isteyeceği en son şey olduğu için yüreğine sessizce giren bu yabancıyı tüm bu sıkıntılardan uzak tutmak uğruna üstün bir çaba harcar durur farkında olmadan!
geceleri ağlayamaz artık!her gece sessizce çöken karanlığa yalnız başına meydan okurken şimdi yatağını paylaşan yastığın öbür ucunda gözyaşlarını görecek olan o yabancı gelince aklına vazgeçer ağlamaktan!
susar!susar ve bir daha ağlayamayacak oluşuna üzülür bu defa da...
şimdi yalnız değildir bilir bilir ve içten içe mutlu da olur aslında,
geceleri ağlayamaz belki ama yeni doğan güne uyanırken yanında uyuyan dünyalar güzeline bakar doya doya!güneşe benzeyen bu güzelliği veren tanrıya bikez daha teşekkür eder!sevdiği için sevebildiği için şanslı olduğunu düşünür.
tüm sevecenliğiyle onu sarıp sarmalayan bu dünyalar güzeli uyandığında gözlerini açtığı ilk anda sevdiği adama bakar ve ’’günaydın’’ der.
aslında basit bir günaydın ’dan ibarettir tek söylediği ama öyle içten öyle sıcak günaydın der ki sanki dünyalar onun olmuşçasına mutlu olur genç adam.
bütün gece düşündükleri için pişman olur birden,
mutsuzluğunu gizleyemediği için yanında olmasından rahatsızlık duyduğu o güzeller güzelinin bu sabah ona tüm sevgisiyle gözlerini açar açmaz , sadece günaydın demesi çoktan kendine getirmiştir genç adamı.
sevdiği halde varlığını bir türlü kabullenemediği için kendisine kızar genç adam.ama neden böyle yaptığı da anlamıştır sonunda;
yalnızlığa öylesine alışmıştır ki...birini sever sever ama hayatına böylesine hızlı girişini bir türlü kabullenemz çünkü alışamaz birinin onun için bişeyler yapmasını daha önce böylesine sevilmediği için korkar bu güzel sevgiden.
bilmez ki...korkmasını gerektirecek hiçbirşey yoktur aslında!
sadece güzel bir başlangıç yapması gerekecektir sadece sevdiği insana
bir sabah uyandığında tatlı bir tebessümle ’GÜNAYDIN’demesi yetecektir.
çünkü sevdiği kadının tek beklediği de istediği de küçük bir tebessümdür yalnızca!
onu hayatından ne kadar uzak tutmaya çalışırsa çalışsın;bunu başaramayacaktır!genç adam;ona her baktığında bişey söylemese bile gözleriyle seni seviyorum dercesine sevdiği kadına bakarken....
ne kadar çabalarsa çabalasın onu hayatının dışında tutmayı başaramayacaktır artık istesede istemesede o hep, her an yanındadır...
çünkü o da sevildiğinin farkındadır ve yeri sevdiğinin yanıdır!
YORUMLAR
geceleri anlamak kendini bulmak gibi,yaşamın her anı bir sırdır tıpkı geceler gibi ,onu çözmek her şeyin dilinden anlamak çok şeye değer varmek mutlulğun yoğunluğuna akan su gibi deryaya taşmak başka olur gecelerde yaşamak orda ısrlar bir deha gibi gönül tutkusu olur her şey çözülüveriri iyi geceler dileyim rüyaların dilinden anılar dost