- 1866 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Türk Aile Yapısı Sallanırken
“Bugünü dünün kısır döngüsü içinde olan insan, insan gibi yaşamamış ve yaşayamayacak olan bir canlıdır” diye ortaya felsefi bir düşünce atsak, sanırım bu felsefeye merakı olanlara iyi bir tartışma konusu olur.
Bu tartışma konusunu ben ortaya attığıma göre, kimse benim mantıksız bir tutucu olduğumu söyleyemez. Zaten yazımı sonuna kadar okuma zahmetine katlanırsa okur, -magazin haberlerinden fırsat bulup- tutucu olmadığımı anlayacaktır.
Toplum her türlü çalışmasını mutlu bir gelecek yaratma amacına yönelik planlamıştır. Ya da planlamak mecburiyetindedir. Sağlıklı toplumlar, yarının mutlu dünyasına gölge düşürecek gelişmelere karşı çıkar. Hiçbir ferdi vurdumduymaz, adamsendeci değildir.
Aptalkutuları, dışımızdaki insanların dünyalarını bizim dilimizle konuşturup gözlerimizin önüne sereli beri, pekçoğumuzun yaşama tarzı, hayat görüşü değişti.
Şeklen değişikliğe uğramamızın arkasından fantezilerimiz, daha bir renkli oldu.
Saçımızın rengini değiştirmemiz modaya uymuş olmak için değil, gönlümüzdeki prens ya da prensese beğenilmekten kaynaklanır oldu.
Kızımızın-oğlumuzun arka sokaktaki komşunun çocuğuyla çıkması öğünç kaynağımız oldu.
On yaşındaki, ilkokulda kızımız, sınıf gününde sahnede masumane şiirini okurken, ona yaptığımız makyajdan dolayı, kadınca göründüğü için gurur duyar olduk.
Kocasına pısırık dediği için kızımıza, karısına herkesin içinde şehvetle sarılıp öptüğü için oğlumuza alkış tuttuk.
Hayatını devam ettirebilmek için başka seçeneği yokmuş gibi vücudunu satan fakiri yasa ve toplum olarak yargılayıp cezalandırırken, sanatçı (!) ayağına yatıp babasız çocuk doğuran kızlarımızı magazin sayfalarının süsü yaptık...
................................ .
............................................. .
Bu sosyal sallantıların içinde ekonomik sallantıların olması da kaçınılmaz bir sonuçtu.
Kendimize göre entel tektekçiler yarattık. Eşimiz bizi çocuklarımızla sofrada beklerken, çocuklarımızın kitap-defter parasını biz alkolle takas edip-içtik.
Sorumsuzluğumuza kızan eşimiz, iki yakamızı biraraya getirmekten zaten yorulmuştu; o da ipin ucunu koyverdi. Vitrinlerde boy gösteren, iki ton kömür parasına satılan parfümlere merak sardı.
Eşinin tutumuna ve yokluğuna karşı direnen kadınlarımıza:
”- Boş veer, bu gençlik gelip geçicidir. Canı cehenneme. Hayatını yaşamana bak,” diyen komşular, anneler türettik.
Çocuklarımızın BATI’nın yanlış yanlarını kopye etmelerine aşırı tolerans gösterdik.
Ve i-netin de hayatımıza girmesiyle EŞLER önce EVDEŞE, sonra da KEŞE dönüşürken aralarına ak/kara kediler girdi; bu arada nesiller arasında uçurumlar kapanmayacak noktaya geldi.
Kendi kültürünü yeteri kadar alamamış bir milletin varabileceği sonuç zaten farklı bir sonuç olamazdı.
Ama bu süratli toplumsal değişiklikler, kültür kirliliği toplumumuzun bireylerini demir tekerlekleri arasında ezmesin.
“Kızını döğmeyen dizini döğer” atasözüne sırt çevirirken, birbirimizin mutluluğuna da sırt çevirmeyelim.
Tasada, sevinçte ortak diyen tanımlarımız varsa, BATI adına kesilecek faturaların vergilerini az ödeyelim.
Yeni nesil, yeni değişik değerler doğuracaksa, bu doğurganlıklar hem kendilerine, hem de bir öncekilere sancı vermesin.
Türk aile yapısına hayran BATI ya, gülünç olmayalım. Onların bizim aile yapımıza özentiyle baktığı sırada bizim onları taklit etmemiz?
Bu kültür kirliliği bu denli süratli yayılırsa, doğumlar mutlaka sancılı olacaktır.
Ne mi yapmalı?..
Toplumsal sallantılarımız, fırtınaya yakalanmış gemi gibi. Ben de o gemide olduğum içim başım dönüyor, midem bulanıyor.
Ne yapılacağını bende bilmiyorum…
Yüksel ÖNAÇAN
Bağlantılı bir öyküm:
KARIM YİNE KAÇTI
www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=60495
YORUMLAR
Yerinde gözlem ve teşhislerdi... Herkes bu konuda geleceğe yatırım yapmaya, çocuklarımıza bu konuda gerekli tüm eğitimi vermeye çalışmalı, kültürel değerleri aktarmalıdır... doğru örneklerle rol modeli olunması tercih edilenidir ama ne yazık ki büyüklerin özentiyle başka yöne çevrilmiş bakışlarını doğruya çevirmek işin en zor olan kısmıdır.
Yükselenyıldız
14'üne basan yeniyetmelere söz geçirebilen ana-baba var mı?
SN:Yükselenyıldız yazınızı iki kere okudum düşündürdü bir hayli beni ,tutuculuk bana göre çok güzel bir kelime keşke tutucu olsaydık tutucu kalsaydıkda ahlaki çöküntüler yaşamasaydık nacizane fikrim bu özgürlüğü karıştırdık biz ne anlama geldini keşfedemedik benim ülkemde özgürlük denilinde sizinde dediğiniz gibi sanatçı yagına yatıp babasız cocuklar dogranlar otel odalarında basılan sözüm ona manken fahişeler çıplaklıgı özgürlük zannedip nerdeyse donsuz gezmeyi hüner sayılacak bir zamana geldik....
tüketim toplumu olduk hazır herşey evınde kömürü yok belkı cebinde elli tl bile olmayan kadınlarımız dışardan baktınızda assolistten farkı yok cep delik cepken delik ama süsü varr bilirsiniz kale içerden yıkılır ailemiz bizim kalemiz ve türkıyede kaleler yıkılıyor boşanma oranlarına bakıldıgın da son 10 sene de hızlı zırveye cıkmışız neden acaba! idare iktisat hoşgörü saygı ahlak aile yapısı inanç la tutuculugu karıştırmak alışveriş çılgınlıgı kişinin kendini bilmemesi vsss bir sürü nedenn daha sıralanırda sayfa yetmez ,aslolan kimliğini kaybetmeye başlamış bir toplum olduk cıktık galiba ve özünde düşünülünce BİR ULUSU YOK ETMEK İSTİYORSANIZ İNANCINI KÜLTÜRÜNÜ YOZLAŞTIRIP KAYBETTİRECEKSENİZ Kİ EMELİNİZE ULAŞABİLESİNİZ .BU SÖZ ÇOK ŞEY ANLATIYOR ASLINDA anlayana galiba bız anlamak ıstemıyoruz ve acıkiii belkıde hoş bir bagdaştırma değil ama yogoslavya yı bılenler anlıcaktır ne demek istediğimi İNŞALLAH sonumuz öyle olmaz
sosyal yaralara parmak basmışınız dilerim siz bu yaralara parmak basmaya devam edersiniz kaleminiz susmasın
Yükselenyıldız saygımla.
jasmina...
Yükselenyıldız
Öyle bir kokuştuk ki, hepimiz adeta "BATTI BALIK YAN GİDER," der olduk ve Musa'nın kavmi gibi bir (olmasa da)buzağının etrafında yer-içer-oynar-lezbiyen ve gaylar aramızda sevişir olduk.
Yürekten teşekkürler duyarlığınız için. Sizin gibi düşünen sanırım sayılabilir kadar var.
Türk Aile Yapısı kalmadı be üstadım.Her geçen gün biraz daha bozuluyoruz.Yıllar bir bir geçtikçe geleneklerimiz göreneklerimiz gerileme eğilimine giriyor.Şu yazıda katılmadığım tek nokta yok.Güzel bir konuydu.Kutluyorum.Selam ve saygılarımla.ERen
Bu hale gelmemizin en büyük nedeni şu ana kadar ülkenin genel politikası ve yöneticilerimizin,kültürümüzü hiçe sayacak biçimde batıya seğirtmesidir.(Neredeyse hiçbir dükkan ismi Türkçe değil günümüzde)
Çözüm ,yine yönetime gelecek kültürlü insanlardadır.Batının felsefi ve edebi fikirlerinden bize uygun olanları alarak Türk kültürüyle,edebiyatıyla,örf ve adetleriyle harmanlayıp,ortaya zengin bir kültür çıkarmaktadır...
Kangren olmuş bir yaraya parmak basmışınız. ABD 'nin Avrupa'nın kokuşmuşluğu flimler ile dizi flimler ile damarlarımıza tatlı tatlı enjekte edildi. Çocuklarımız bilgisayar oyunlarında, flimlerde vahşete şiddete gözlerini dahi kırpmadan bakmaya alıştırıldı. Bunun farkında olan ailelerin mücadeleri de yetersiz ya da sonuçsuz kaldı. Bizler eski kuşak belki daha az zararla kurtardık. Şimdiki neslin durumu daha zor. Bizi biz yapan değerler ellerimizden koparılıp alınmakta.
Saygımla
Yükselenyıldız
Benim de ona verdiğim İlginize teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Sayın Yükselenyıldız,
Yazınızdan dolayı sizi kutluyorum. Bilncimizin yerine gelmesi için farkındalık ve düşünce yazılarına gerçekten çok ihtiyacımız var....
Saygılarımla her daim...
Yükselenyıldız
Saygı öncelikli sevgiler.
Tabulara itaatte değer yargıları sınıf değiştirdi. Artık genç kızlar; para, mal, mülk için sevgilli arıyor. Ve bu düpedüz bacak arasını pazara çıkarmaktır. Kimse o kızlara namuslu gözüyle bakmasın. Ki namus yüce bir kavramdır. Bu hal ortamında namus bu bacak aralarına layık değildir.
Kızlarına servet gözüyle bakan anneler. Kızının erkek arkadaşının mal varlığına bakan aileler, kendilerini namuslu sanmasın. Bu durumda kızının bacak arasını pazara çıkarmaktır... Fahişelik şimdi gerçekten namuslu bir meslek oldu; çünkü yaptıklarını saklamıyorlar...
Namussuzluk; madde için bacak arasını pazara çıkaran genç kızlardadır....
Saygımla!
Yükselenyıldız
N:B:Ç arkadaşımızın yazısı ve benim ona yazdığım cevap var.
Çıktığı erkeğin mal varlığını araştıranlar genelde zamanında iffetini kaybedip, kendini kucaklarda eritenler, cinselliğe doyanlardır. İffetini korumuş bir kızın önceliğinin mal varlığı olduğunu zannetmiyorum.
Ama günümüz toplumunda maddenin manaya üstün geldiği düşüncenize katılıyorum.
Saygı öncelikli sevgiler.
Değerli yazar yine toplumsal bir yaraya parmak basmışsınız. Keşke üzülüp çeşitli yorumlar yapmak yerine kültürü koruyacak bir şeyler için harekete geçsek ve bilinçleşsek.
Utanarak anlatıyorum; durumun vahametini göstermek ve sizi desteklediğimi bildirmek açısından. Kızımın ders durumunu sormak için okuluna gitmiş zilin çalmasını beklerken üç tane genç kızımız (!) lise son sınıfa gittiklerini konuşmalarından anladım. Erkek arkadaşları ve cisellik üzerine konuşuyorlardı. İçlerinden bir tanesi o tecrübeyi henüz (!) yaşamamış diye diğerleri tarafından alaya alınıyordu! Sebep mi? Sebebi gayet basit... Kızılık zarı koruma geri kalmış insanların uydurmasıymış ve erkekler şimdi evlenmek ve çıkmak için tecrübeli kızları tercih ediyorlarmış!...
Ne acı ki sadece bir kaç dakikalık bir konuşmaydı bu duyduğum. Peki sonra ne konuşmuş olabilirler? Tahmin etmek hiçte zor değil.
Suç sadece o genç kızlarımızda mı?
İşte sizin yazınız burada devreye giriyor ve maalesef bizler sadece bu duruma üzülmekle yetiniyoruz. Bir şeyler yapmak için ise...
Yükselenyıldız
Ve erkekler nefislerini genelevlerde, randevu evlerinde körelteceklerine böyle bekarete önem vermeyip, iffetinin tescili olan Allah yapısını sadece ZAR olarak düşünen modern, aydın(?!) düşünceli kızlara yöneleceklerdir.
O kızlar da zamanından önce çökecek, kendisine değer vermediği için kimseden de değer görmeyecek ve hayatında aldığı nefesin yarısını "keşke-pişmanım" sözcüklerini kullanmak için harcayacaktır.
Onlar liseye gelmiş; ben 12-13 yaşındaki üç kızın konuşmalarına şahit oldum. Hem de cadde ortasında.
Suçlu mu?
-Din afyondur safsatasını yayan çağdaşlar(?)
-Ahrete inanmayanlar,
-Ana-baba,
-Günah-sevap yerine hayatına yanlış-doğru larla yön vermeye kalkanlar.
Törelere, geleneklere sırtını çevirenler,
-Adamsendeci toplum,
-Hükümet politikaları...
Kızların suçu mu?
- 'Ayıp'lara meraklı oluşları,
- Ayıpları aşmış arkadaş çevresi,
- Cinsel dürtülerinin önüne geçememeleri.
-Çağdaş kadın modasına uymanın bir halt olduğuna inanmaları.
Dediğiniz gibi konu o kadar detaya girmeyi gerektiriyor ki arkadaşım..
Ve senin-benim düşünceme bu sitede yaşını-başını almı, dudak bükecek kişiler de hayli çoktur.
Saygı öncelikli sevgiler.
Türk aile yapısına hayran BATI ya, gülünç olmayalım. Onların bizim aile yapımıza özentiyle baktığı sırada bizim onları taklit etmemiz?
Bu kültür kirliliği bu denli süratli yayılırsa, doğumlar mutlaka sancılı olacaktır.
Ne mi yapmalı?..
Toplumsal sallantılarımız, fırtınaya yakalanmış gemi gibi. Ben de o gemide olduğum içim başım dönüyor, midem bulanıyor.
Ne yapılacağını bende bilmiyorum…
Hakikatten benim de midem bulaniyor özünü yitirmis insanlardan.
Yapintilliklardan gösteris deliliklerinden taklitcilerden.Cirkinlesmeye yüz tutan serbestlikten.
Batinin teknoljisinden yararlanin yasam tarzindan degil diye Atamiz da söylemistir.
Evet Türk aile yapisina ictenligine ve bagliligina hayrandir Batinin insani.
Oysa bizim insanlarimiz günden güne degerlerini yitiriyor.
Bizler avrupada yasadigimiz halde hic birseyimizi yitirmedik kültürümüzden.
Ve özentiye düsmedik nedense.
Ne yapmak lazim cok genis konu evet.
Herseyden önce es esligini bilsin baba babaligini anne anneligini.
Ailenin ne demek oldugunu bilsin herkes.Kizini dövmeyen dizini döver Atasözüne de katilmiyorum
biraz da özentinin cekiciligi burdan geliyor belkide ne kadar yassak okadar serbestlige özenis.
Serbestligi özgürlügü modern olmayi acilip sacilma sanan bir toplumumuz var ne yazik ki.
Yüreginize saglik cok acidan bakilabilir yaziniza.
Sonsuz saygimla
Yükselenyıldız
Zamanınız varsa lütfen.
İlginize teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
Yıllar ben henüz büluğ çağıma girdiğimde az büyükler konuşuyorlardı cinsellik üzerine:
"Amerika'da erkekler kızoğlan kızların yüzüne bakmıyorlarmış."
O yıllar Amerika'yı falan tanıyanımız mı var dı ki?
Mutlaka toplumun değerlerini yıkmaya çalışan ve kendisine AYDIN, ÇAĞDAŞ sıfatı yakıştıran bir öğretmen, bir yüksek tahsilli kişi söylemiştir bunu birilerine ve fısıltı gazetesi de görevini yapmıştır.
Türkiye'de kızlarını cinsel cazibelerini sergilemeleri için teşvik eden genelde kız anaları.
TV dizilerinden görüp, gençliklerine acıyan böyle analar, "-Ben yaşayamadım, kıslarım bari yaşasın," düşüncesindeler.
Avrupa'da aynı düşüncede olanlar ekonomik bağımsızlıkları olduğu için boşanıyor. Hepsi değilse de bile bazıları o gıpta ettikleri özgürlüğü yaşıyorlar ve aptalca olduğunu anladıkları için kızlarının aptallık yapmasını istemiyorlar.
Ama hâlâ analı-kızlı macera peşinde birlikte koşanlar da az değil.
Yarınlarda yapayalnız kaldıklarında pişman olacaklardır ama, o tür kişilerin her anı yalnızlık olacaktır.
İlgilendiğiniz için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
tek suçlusu benim kanıma göre
başka milletlerin zihniyetini sanki bizimmiş gibi uyduruk tv dizileriyle uyuyan insanlara kanıksatan görsel medya
yine güzel bir konuyu ele almışsınız
kutlarım
saygılar
Yükselenyıldız
Zamanınız varsa lütfen.
İlginize teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.