- 771 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sözün Bittiği Yer
Bebeğim seninle sözün bittiği yerdeyiz. Hani o, içinden geçirdiğin tüm kelimeleri söylemenin hiçbir şey ifade edemeyecek kadar yitik kaldığı zamanlar gelir ya bazen, işte o celsedeyiz.
Ve hiçiz şimdi tam olarak, bitirmeye başlarken başarmayı umduğun yerdeyiz; lakin daha iyisini hak etmeliyiz; ama boş ver dedim ya sözün bile bittiği yerdeyiz.
Şimdi sıra geldi hani o katlanamadığın, (çoğu kişinin katlanamadığı) o bilmişlik taslama bölümüme. Bilmiyor muydum sanki senin yaptığın ilk hamlede, bitirmediğin ama durdurduğun, oysa beni yok ettiğine inandırdığın saatin, akrebi ve yelkovanına başla işareti verdiğini? Sen ‘saçmalama, asla! ‘ dediğinde ben inandım mı sence? Senden önce kaç tane daha bunu zekice sananlar denedi bu basit yalanı biliyor musun? Bu aslında kendini de inandırdığın ve en kötüsü de masum sandığın; ama başlattığın süreç yavaşça götürürken seni sonu belli olan o yolda, inandığımı düşündün mü gerçekten ‘öyle şey olmaz’ larına? Her bir adımda bir sonraki için ‘asla olmaz’ diyerek son adıma kadar tırmanacağını bilemeyeceğim kadar ‘ilk’ mi sandın? İlk değildin farklıydın, anlamadığın buydu ne yazık ki. İlk olmak ‘en’ olmak değildir. ‘En’ olmanı istemiştim.
Ve bebeğim seninle sözün bittiği yerdeyiz. Gerçi şimdilik edecek birkaç söz var hala, onlarda bu satırlarda işte. Son bir adım kala senin o tepeye varmana, son sözlere zaman var biraz daha. Diyorum ki şimdi, sunulan sebepler aynen düşündüğüm gibi, o kadar basit ve saçma olamazdı. Bambaşka bir şey olmalıydı ama o da sana yakışmazdı, yani öyle düşünmeme iten sebepler vardı, yaşanmışlıklar aldatabilir insanı. Ben kolay kolay yanılmam dediğimde ilk sefer, hani o en başta, o güne özel değildi bu genele yönelikti. Yanılmayı isterdim; lanet olsun yanılmam.
Yapılan bazı şeyler sadece el eleyken yapılırsa mı ihanet olur sizce? Gözle görülmeyen bir iple bağlıyken yapılanlar da ihanet değil midir? Hazmetmesi söylenmesinden zor biliyorum. Sivri dili yemek, yalanı yedirmekten zordur tabi ki hazımsızlık yapar.
Hayatta hiç değişmeyecek şeylerden biri de, insanların yapabileceği; ama kendisine yapılmasından korktuğu şeylere karşı daha alıngan, kırılgan ve ya sert kısıtlayıcı tutumlar içine girmesidir. Kendisi kolayca yapabileceğini bildiği için, karşıdakinin de aynı potansiyele sahip olabileceği korkusu onu yer bitirir. İşte acizlik denilen şey bu gerçeğin içinde de gizlidir. Kafasını önüne her eğen hatalı değildir, asıl dik duranların gözlerinde gizli olan utancı görebilmek önemlidir.
Ve biliyorum bebeğim sözün bittiği o yerdeyiz. Uğruna yazılan şarkılarla ölümsüzleşen hatıraların, rüyalarda can bulan anıların ve niceleri için gerçeğin kirliliğini tatma vakti şimdi.
Bir nokta var ki hak vermeden geçemediğim, kafalarımız farklıydı evet, ben ‘karpuz’dan mantıklı bir çıkarım yapabilecek kadar manyakken, senin en büyük özelliğin güzelliğin idi.
Hatasını kabul eden ama ders çıkaramayan insan olgun değil arsızdır, tekrar etmeye açtır yani onu.Denge probleminin sebebiyse tartıda sorun olması değil, bir tarafın daha ağır olmasıydı aslında.
’Benim mükemmel bebeklerim’ olmadı çünkü mükemmel olamayacak kadar lanetlediğim kimseyi hayatıma bir daha sokmadım, mükemmelse bırakmadım çünkü ve sevgiliyi geçiştirmek için söylenen şeylerin aksini yapmak da tükürdüğünü yalamaktır, ben biliyorum bilmeyeniniz var mı?
Ve şimdi sözün bittiği o yerdeyiz ya hani; itiraf etmeliyim kendime, sevilmekten çok nefret edilmeyi seviyorum, ne çeşit bir manyağım bilemiyorum ama böylesi daha güzeli aslında. Çünkü sevgiyle nefretin birbirinin türevi olduğu bir hakikat iken, sevgiden öte, nefret bile edemeyen olmak daha eğlenceli değil.
Sözün bittiği nokta.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.