- 642 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİZLERE DÜŞEN GÖREVLER
BİZLERE DÜŞEN GÖREVLER
Dr. Sadık Özen
Ülkemizde yaşanan hain terör olayları, ne yazık ki, yarattığı istenmeyen ayrıştırma nedeniyle, halkımızı bir bölünme noktasına getirmiş bulunuyor. Bir daha olmamasını temenni ettiğimiz son terör saldırısında sevgili eşini kaybeden Elif Öğretmen bir bayrak açtı. Açtığı bu bayrakla başlatmak istediği barış ortamının desteklenmesi ve bu güzel girişiminin daha ileri boyutlara taşınması gerekiyor. Bunu yapmak bu ülkede yaşayan herkes için kaçınılmaz bir görev olmalıdır.
Elif Öğretmen Kürt kökenli bir vatandaşımız olarak, içindeki sonsuz vatan sevgisini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığını açık yüreklilikle dile getirdi. Söylediklerine ve ileri sürdüğü hususlara bütün kalbimle katılıyor, inanıyor, doğruluyor ve onaylıyorum.
Elif Öğretmen hiç kimseden çekinmeden, korkmadan son derecede cesur ve yürekli bir adım atmıştır. Bu adımın arkasından Elif Öğretmen’le birlikte bütün ulus yürünmelidir.
Elif Öğretmen, çocukluğumdan beri sahip olduğum bilgileri ve hissetmekte olduğum duyguları, benim ve benim gibi düşünenler adına da dile getirmiş bulunuyor. Çünkü bunlar yıllar boyu içinde yaşadığımız ve değişmeyen gerçeklerdir.
Benimle, Elif Öğretmen arasında neredeyse yarım asırlık bir yaş farkı bulunuyor. Buna rağmen onunla aynı görüş ve duyguları paylaşmakta oluşumuz önemlidir. Çünkü doğru ve gerçek tektir. Önemli olan bunları görebilmektir. Biz, bugün Elif Öğretmen’in dile getirdiği, gerçekleri yıllar öncesinden yaşayarak gördük. Bu yönden çok şanslıyız.
Ben Darende’de doğdum. Çocukluğumun 4-6 yaş arası Kangal’da geçti. Kürt ve Ermeni kökenli, Alevi inancından komşularımız vardı. Onlarla çok yakın ilişkiler içindeydik. Daha sonra Ankara’ya taşındık. Oturduğumuz mahalledeki komşularımız arasında Kürt ve Alevi komşularımızla aynı ortamı paylaştık. Büyük bir dostluk ve kardeşlik ilişkileri içindeydik. Aramızda büyük bir sevgi bağı vardı. Hiçbir ayrımcılık yaşamadık.
Öğrenim yıllarımda da durum bundan farklı değildi. Lisedeki sıra arkadaşım Ermeni asıllı bir Türk’tü. Fakülte arkadaşlarım arasında değişik kökenden arkadaşlarım vardı. Bunlar arasından, daha o yıllarda, kendilerini ayrılıkçı akımlara kaptıranlar olmaya başlamıştı. Ama bu tür şeyleri görmezden gelerek bir sorun halini almasına fırsat vermemiş ve böylece bölücü fikirlerden uzak durmasını bilmiştik.
Hekim olarak atandığım Ahlat’ın merkezi Türk, 21 köyünden 19’u Kürt, 2 tanesi de Çerkez kökenliydi. Hiç ayırım yapmadan onlara hizmet ettim. Hep güzel ilişkiler içinde olduk ve hiçbir sorun yaşamadık. Aramızda 50 yıldır devam eden dostluklar kuruldu ve hala devam ediyor. Onlarla geçirdiğimiz günleri anarken büyük bir heyecan duyuyorum.
Yaşamım boyunca, Kürt kökenli vatandaşlarımızla yapılan birçok mutlu evliliğe tanık oldum. Hatta parmaklarına nişan yüzüklerini taktım nikah şahitliklerini yaptım. Kirve oldum.
Bütün bunları Elif Öğretmen’in söylediklerini teyit etmek için yazıyorum.
Ne yazık ki son yıllarda yurdumuzda istenmeyen şeyler yaşanmaya başladı. Vatandaşlarımızın birbirlerine bakışları değişti. Kuşkulu bakışlar gerginlik ve huzursuzluk yaratıyor. Bu olumsuzluk neredeyse pazar alışverişlerine kadar yansıyor. Böyle bir durum ülkemizin geleceği açısından büyük bir tehlikedir ve en kısa zamanda terk edilmelidir.
Yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için aklı selimin galip gelmesi gerekiyor. Yüzlerce yıldır, her kökenden vatandaşımızla et-tırnak yakınlığı içinde olduk.
Dağa çıkmak, çocuğunu terör örgütüne kurban etmek ve teröre bulaşmak yerine, köyünü ve evini terk ederek, büyük kent pazarlarında seyyar satıcılık yaparak karınlarını doyurmaya çalışan bu vatandaşlarımıza saygı duyulmalıdır. Bunu yapmak hepimizin vatandaşlık ve insanlık borcudur,
Elif Öğretmen işte böyle bir ortamda sevgi ve barış bayrağını açmış ve göklerde dalgalandırmış bulunuyor. Hem de hepimizi rahatlatacak sözleriyle, öncülük ve önderlik yapabilecek bir kişilikle.
Bu arada, terör bölgelerinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımıza büyük görev düştüğünü de vurgulamak istiyorum. Bölücü ve ayrılıkçılara kanmasınlar. Çocuklarını onlardan uzak tutsunlar. Yiyecek vermesinler ve gizlenmelerine yardımcı olmasınlar. Bölücü mitinglere katılmasınlar.
Kendilerini temsil ettiklerini iddia eden ve Şahinler/Güvercinler adı altında bölünmüş olan partilileri ve milletvekillerini uyarsınlar. Terörün bitmesi gerektiğini, sevgi ve barış istediklerini yüksek sesle haykırsınlar.
Unutulmasın ki, şehit askerlerimiz arasında Kürt kökenli kardeşlerimiz de var. Analar aynı acılarla gözyaşı döküyorlar. Şehit olan askerlerimizin kökenleri hiç önemli değil. Onlar bu vatanı savunmak canlarını veriyorlar. Hepsi bizim için aynı değerdedir. Hepsi bizim kardeşlerimizdir.
Onları doğuran anaların gözyaşları dinmelidir artık. Bu terör belası, bu zulüm sona ermelidir. Bunu sona erdirecek olan ulusal birliğimiz ve içimizdeki vatan sevgisidir.
Türk kökenli vatandaşlarımız; Kürt kökenli vatandaşlarımızın, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne karşı olmayan, makul, mantıklı, sağduyulu isteklerini büyük bir anlayışla karşılamaya hazırdır.
Yeter ki, ne olduğu bir türlü açıklanmayan ve anlaşılamayan “Açılım” sözcüğünün üstündeki örtü kaldırılsın, sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda yapılmak istenenler açık ve net bir şekilde ortaya konulsun. Bunların gerçekleştirilebilmesi için gerçek bir uzlaşma zemini hazırlansın.
Bütün bunların olabilmesi için; hepimiz, daha fazla vakit kaybetmeden, Elif Öğretmen’in açtığı bayrak altında toplanmalıyız.
Yolun açık olsun Elif Öğretmen !. Türk Ulusu’nun “Kardelen Çiçeği”, yolun açık olsun !..
Kalbimiz ve sevgimiz seninle !...
www.fikirplatformu.net
www.edebiyatdefteri.com
www.antalyabugun.com
YORUMLAR
Ulusalcıların akıl hocaları ve finansörü beyaz Türkler!
Şimdilerde "kürtlerle yaşamak zorunda mıyız?" diye yırtınıyor hocam.
Bu yaklaşım bölücülük değil midir?
ad ve soyadlardaki "Oz" eki hakkında Yalçın Küçük Hoca onomastiksel olarak pek olumlu düşünmüyor. Tekelistanda beyaz türkleri deşifre ediyor bir parça.
deniz_tayanç tarafından 7/14/2010 11:01:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
sadikozen
Bütün vatandaşlarıma, etnik kökenleri ve inançları ne olursa olsunlar en derin sevgilerimi sunuyor ve kendilerini bu görüşler etrafında birleşmeye davet ediyorum. Unutmayalım ki bu ülke hepimizindir ve başka Türkiye yoktur.