- 644 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ ARADA
Mehmet Küçük bir şehirde, üniversite eğitimi gören bir gençti, Anadolu ’nun küçük şehirlerinde büyüyen her genç gibi onun da hayattan büyük beklentileri vardı. Maliye bölümünü okuyordu ama maliyeci olmak istemiyordu. O yazar olmak istiyordu. En sevdiği yazar Orhan Pamuk’tu, bir gün onun gibi büyük bir yazar olmak istiyordu.
Üniversite de üçüncü yılıydı. Vizeler bitmişti. Okuldaki hocaların onları aşırı zorladığını düşünürdü hep, neyse ki üçüncü sınıfa zayıfsız gelebilmişti. Üç arkadaşıyla birlikte eve çıkmıştı. Eve çıkmak üniversite yurdundan daha ekonomik oluyordu, ailesini zor duruma düşürmeden tahsilini devam etmek istiyordu, bu yüzden yazları bir tanıdığının eczanesinde çalışıyordu.
Ev arkadaşlarından biri Sinoplu diğer ikisi de Hataylıydı. Mehmet Kırıkkaleliydi. Hayat okulla ev arasında sıradan bir şekilde geçiyordu. Ev arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyordu, özelikle Sinoplu olan Serkan’la daha çok samimiydi. Hataylılar hemşeri olduklarından çok sıkı fıkıydılar bu yüzden Serkan’la daha samimi oluyorlardı. Mehmet ’in bir de kız arkadaşı vardı. Adı Yasemindi. Sınıf öğretmenliği bölümünde okuyan Yasemin’le okulun tiyatro kulübünde tanışmışlardı, arkadaşları sürekli çok yakıştıklarını söyleyince Mehmet dostluğu ilişkiye çevirmek için adım atmış, Yasemin de kabul edince birliktelikleri başlamıştı. Yasemin bir ay sonra okulu bitirecekti, bu yüzden Mehmet sıkıntılıydı çünkü yasemin Van ’lıydı, Mehmet Van’a sık sık gidemeyeceğini biliyordu. Günler akıp giderken finaller başladı. Yoğun çalışma temposu içerisinde günlerin nasıl geçtiğini fark edemiyorlardı. finaller bitti, sınavlar açıklandı; Yasemin mezun olmuştu. Son buluştuklarında ikisi de çok duygulandılar yedi aydır sürekli birlikteydiler ve ne kadar süreceği bilinmeyen bir ayrılık onları bekliyordu…
Yaz tatilinde Mehmet sadece bir defa Van’ a gitti. Görüştüler, hasret giderdiler. Ayrılırken Mehmet , Yaseminde bir sıkıntı olduğunu sezdi, ama bir şey belli etmedi zamanı gelince Yaseminin anlatacağından emindi. Yaz bitti Mehmet tekrar üniversiteye gitti, Serkan Mehmet’i karşıladı Mehmet Serkan’ı görünce onu ne kadar özlediğini fark etti, sarıldılar birbirilerine, artık üniversite son sınıftaydılar. Mehmet Yaseminle son zamanlarda görüşemiyordu, bazen Yaseminin telefonu kapalı oluyordu, bazen telefona cevap veremiyordu. Yasemin sürekli meşgul olduğunu söylüyordu. Mehmet yasemine neler olduğunu soruyor, Yasemin bir şey yok diyordu.
Birkaç ay sonra Yasemin olanları anlattı Mehmet ‘e. Amcasının oğlu Faik’le nişanlanmıştı, ailesine hayır diyememişti. Mehmet’i çok sevdiğini, ömür boyu sevmeye devam edeceğini de söyleyip telefonu kapattı. Mehmet telefonun kapanmasıyla yıkıldı. Ne yapacağını şaşırdı. Bu olay hiç hesapta yoktu, büyük bir boşluktaydı. Hayatının en kötü günü buydu herhalde, bundan daha kötü bir günü olduğunu hatırlamıyordu. Yasemin’ e kızmak istiyordu ama bir türlü kızmak gelmiyordu içinden. Eve gitmeye karar verdi. Serkan onu görünce kötü bir şeyler olduğunu anladı. Mehmet’i dinlemek istedi ama Mehmet konuşacak durumda değildi. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.
Birkaç hafta öyle geçti Serkan’ın ilgisi ve diğer arkadaşlarını yardımıyla kendini biraz toparladı, zaten yapabileceği başka bir şey de yoktu. Mehmet Serkan gibi bir arkadaşı olduğu için şanslı olduğunu düşünüyordu. Hayatta her zaman öyle arkadaşlar bulunmuyordu. Artık Serkan’la daha fazla vakit geçirmeye başlamıştı. Serkan müzik öğretmenliği bölümündeydi, hafta sonları bir Kafede şarkı söylüyordu, müzik gurubu vardı. Mehmet’te sık sık bu kafeye takılmaya başladı. Vizeler yaklaşmaya başlayınca tekrar derse yüklenmeye başladı. Mehmet ders çalışarak sıkıntılarından bir nebze de olsa kurtuluyordu. Bir gün hayatını gidişatını değiştirebilecek bir olayla karşılaştı. Hataylı ev arkadaşları birlikte şehir dışına çıkmışlardı. Birkaç gün gelmeyeceklerdi. Arkadaşlarının olmadığı ilk gece Serkan bir şeyler içelim, film izleyelim dedi Mehmet’e. Mehmet de olur dedi. Film izleyip bira içtiler üçüncü biradan sonra başının ağrımaya başladığını hisseti Mehmet. Serkan o gece çok farklıydı sanki, sarhoşluktan olmalı diye düşündü Mehmet. Geç saatlere doğru Mehmet yatmak için odasına gitti sarhoşluğun verdiği bir huzur vardı üzerinde, Sonra üzerinde uyuduğu kanepeye uzandı, gözlerini kapadı.
Uyumak üzereyken dudaklarına bir temas hissetti gözünü açtı. Serkan yanına gelmişti, Serkan’la göz göze geldiler. İlk kez bu gözleri böyle görüyordu, ihtiraslı, keskin..
Serkan Mehmet’e ’’yanında uzanabilir miyim? ’’ dedi. Mehmet uykulu bir şekilde yat dedi, ne söylediğinin farkında değildi. Soluna dönüp uyumaya devam etti. Sabah uyandığında başında bir ağrı vardı. Yüzünü yıkadı, mutfağa geçti birden buzdolabına etiketlenmiş kâğıtları gördü. Yazılanları okudukça şaşırıyordu ‘’ dün gece için teşekkürler’’, ‘’ Yaşadığım en güzel gündü ‘’ , ‘’Ölünceye kadar seninle yaşamak istiyorum’’, ‘’Seni seviyorum’’ birden gece yaşanılanları hatırlamaya çalıştı; içki içtiler, gidip uyudu, hayal meyal Serkan’ın yanına uğradığını hatırladı. Ama bu yazılanlarla ilgili ne olmuş olabilirdi ki?
Hayatında ilk kez böyle bir durumla karşı karşıyaydı. Yasemin olayından çok farklıydı, ne yapabileceğini bilmiyordu. Hızlıca giyinip dışarı çıktı. Gün boyu, yaşanılanları hatırlamaya çalıştı. Ne olmuş olabilirdi ki iki arkadaşın arasında? Ayrıca seni seviyorum yazısı vardı. Serkan’la çok iyi anlaşırlardı, ama böyle bir şey nasıl olabilirdi ki? Bir erkeğin bir erkeği sevmesi mümkün müydü? Daha önce birkaç yerde okumuştu böyle haberleri, ayrıca bazı arkadaşları konuşurken duyardı; şu bölümden şu çocuk var ya eşcinselmiş gibi. Kendisi inanmıyordu böyle ilişkilere. Acaba arkadaşı da eşcinsel olabilir miydi? Sonra onunla paylaştığı anları, onu tanıdığından beri yaşadıklarını hatırlamaya çalıştı.
Onu bir yıldır tanıyordu, herhangi bir kızla çıkmamıştı ama her sevgilisi olmayan erkeğe de eşcinsel denemezdi. Of ya dedi hayat niye bu kadar karmaşık, hayatı anlayamıyordu. Zaten Yasemin’den ayrıldığı için çok üzülüyordu, bir de bu olay ona hayatı hepten çekilmez duruma getirmişti. Telefonu çaldı o an, arayan Serkan’dı. Önce cevap vermemeyi düşündü bir müddet bekledikten sonra alo diyebildi. Serkan: nerdesin erken geldim, Evde bekliyorum eve gel dedi. Mehmet: tamam dedi, kapattı telefonu.
Eve çok farklı duygularla gidiyordu, biraz da ne duyacağını merak ediyordu. Sanki ilk kez Serkan’ la görüşecekmiş gibi geldi ona. Eve gittiğinde Serkan onu uzun zamandır sevdiğini itiraf etti. ,birlikte mutlu olabileceklerine inandığını söyledi. Mehmet şaşkınlık içinde olduğunu, kendisinin ona karşı böyle bir şeyler hissetmediğini söyleyince, Serkan da iyi düşün hemen karar verme, zor olduğunu hatta çok çok zor olduğunu biliyorum ama düşünmeni istiyorum. Hemen hayır deyip kestirip atma, lütfen beni anlamaya çalış dedi. Mehmet daha fazla konuşamayacağını anlayıp evden kendisini dışarı attı. Midesi bulanıyordu, yaşanılanlar rüya değildi gerçekti. Bir müddet düşündükten sonra ailesini arayıp eve geleceğini söyledi. Gece sınıfından arkadaşı Melih’in evine gidip yattı. Sabah evine uğrayıp çantasını alıp memleketine gitti.
Bir hafta Kırıkkale de kalıp olanları düşündü. Hiç bir şey olmamış gibi davranamazdı en samimi arkadaşı ona aşıktı, kendisi ise aşk acısı yaşıyordu. Kararını verdi. Başka bir eve çıkacaktı, en iyisi buydu. Finalleri de yaklaşıyordu. Diğer arkadaşlarına belli etmeden bir sebep bulup ayrılmalıydı.
Mehmet sınıf arkadaşlarının birinin evine taşınıp o yılı öyle bitirip memleketine döndü. Serkan’ı bir daha hiç aramadı. Yaptığının doğru olduğuna inanıyordu, Arkadaş kalamazlardı. Bu yaşadıklarını hiç kimseye anlatmamaya da yemin etti.
Artık onun için hayatta sadece ailesi vardı, ailesi için hayat mücadelesine devam etmeliydi, bunun için elinden geleni yapmaya hazırdı. Aylar sonra hayatını düzene koyabildi; bir bankaya yerleşip ailesiyle daha fazla vakit geçirerek yaşamını sürdürmeye devam etti.