- 710 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİDEN BOĞAZ'DA
28.6.2010
Bir haftadır yağışlı ve serin bir hava var İstanbul’da.Bu yüzden Şile ye gidemedik,evdeyiz.Gerçi burası da ayrı güzel, özellikle yağmur sonrası gökyüzünde oluşan renkler, onların denize aksi, denizi inanılmaz güzel renklere boyaması, bulutlar….Güneşin batarken bulutlarla yaptığı inanılmaz muhteşem görüntüler... En usta ressam yapamaz böyle güzellikler yaratmayı. Öyle anlarda şair olmayı dilerdim, içimdeki duyguları aktarabilmek için))
Pazar günü biraz daha ısındı hava. Bir arkadaşımız bizi teknesine davet etti. Ilık ve bulutlu bir gün. Hazırlandık çıktık, denize giremesek bile deniz havası alırız dedik. Kandilli’den tekneye bindik . Dalgaların üzerinde sekerek Poyrazköy’ e doğru hareket ettik. Boğaz; böyle bir güzellik başka yerde var mı, bilmiyorum? Yalılar her biri ayrı güzel. Kimi eski ama mağrur, kimi restore edilmiş, biblo gibi. Pek çoğunun bahçesinde mis gibi kokan çiçeklerle donanmış manolya ağacları. Küçük sandallar, boy boy tekneler boğazın tadını çıkarmaya çıkmışlar. Vapurlar geçiyor düdüklerini çalarak. Her tür müzik duyuluyor teknelerden. Güzelim Boğaziçi, insanlara güzelliklerini sunuyor cömertçe.
Beykoz’ u geçip Poyrazköy’ e yaklaşırken denizde ufak ufak kıpırtılar başlıyor. Hemen sonrasında dalgaların arasında beliren beyaz köpükleri fark ediyoruz. Yaklaşınca o beyazlıkların sadece köpük olmadığına dair şüpheye düşüyoruz. Biraz daha dikkatli bakınca bir de ne görelim! O beyaz köpükler aslında balık avına çıkmış minik yunuslarmış!O kadar yakınımızdalar ki ağızlarındaki balıkları görebiliyoruz. Nasıl mutlu ve heyecan verici bir görüntü benim için! İki yıldır yunus yunus diye sayıklıyordum, her gittiğim deniz kenarında, belki yunusları görürüm diye ufka umutla bakardım. İşte şimdi hemen teknenin önünde dans ediyorlar. Bunlar evrenin sunduğu güzellikler ve paha biçilmezler…
Artık Poyrazköy e geldik.Koy tekne dolu. Biraz daha ileri demir atıyoruz. Su serin, tuzu az, tam sevdiğim gibi. Ben Küçüksu da büyüdüğümden benim için en güzel deniz Boğaz’dadır ve uzun yıllardır Boğaz’da denize girememiştim . Güneş bazen çıkıyor bazen bulutların arkasına saklanıyor . Ama olsun, kendimi hemen serin sulara bırakıyorum ooooh yaşadığımı hissediyorum , ben sanırım denize girdiğim zaman yaşıyorum, öyle çok seviyorum ki yüzmeyi hiç çıkmak istemiyorum. Belki yunuslarla yüzerim umuduyla açılıyorum ama onlar daha açıktalar, onlara sevgimi gönderiyorum. Zaman nasıl geçiyor doğrusu hiç farketmiyorum, hava serinlemeye başlıyor , yağmur bulutları geliyor. “Tanrım , ne olur biraz yağmur yağdır da yağmurda yüzeyim” diye dua ediyorum. Biliyorum beni seviyor. İlk damlalar düşerken , denizdeyim))) Sırtüstü yatmışım denizde, yağmur yüzüme düşüyor , mutluluktan kalbim şükranla doluyor. Ne kadar böyle kaldım bilemiyorum, sonra bulutlar gidiyor, güneş güzel yüzünü gösteriyor. Artik dönme vakti geldi. Akşamın yaklaştığı saatlerde yalıların renkleri farklılaşmış, bir telaş başlamış . Tekneler dönüyor. Müzikler de biten günün hüznüne uygun olarak ağırlaşmış. Güneş bir başka günün sürprizlerini hazırlamak üzere batıyor.
Ne diyebilirim ki…. Teşekkürler Tanrım, her şey için, sürprizlerin için , paha biçilmez armağanların için))) Umarım ve dilerim ki bu güzel gün gibi daha nicelerini yaşarım. Sevdiklerimle birlikte ve güzel denizin tadını çıkartarak…
Şahika Bozkuş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.