Süveydâ'ya Mektup 2
Süveydâ’ya,
Bir gün seni bekledim her zamanki köşemizde; o günün akşamında geldin, havanın kızıllara boyandığı, hafiften esen soğuk rüzgarın bedenimi titrettiği bir anda…
Gözlerimi kapatmadım, biliyordum ki tekrar açtığımda kaybolacaktın. Vücudum zangır zangır titriyordu, bilemiyorum; sana olan duygularımdan mı, esen soğuk rüzgardan mı? Ama hatırladığım tek şey, gelişinle artan yaşama sevincimdi.
İlk başta geldin yanıma, iyice yaklaştın. Cesaret edip sana baktığımda derya gibi olan gözlerinin içinde bir katre olabilmek için dualar ettim. Verdiğin nefesin sıcaklığını yüzümde hissettim.Üşüyen bedenim birden alev topu oldu sanki.Sana bu kadar yakınken bile hasretin doruklarına çıkmıştım.Ellerinden tutmak istedim, olmadı. İçimde biriken cesaretsizlik buna engel oldu. Bir şey söyleyecektim; ağzımı açtım, “Sus!” der gibi bir işaret yaptın, iyi ki yaptın, zira ne konuşacağımı bilmiyordum. Sen konuştun, her cümlende biraz daha sarsıldım, biraz daha yıkıldım. Ukdelerim kursağımda düğümlendi, nefes alamadım.
Başımın ağırlığını ilk defa o zaman hissettim ve kendimi yavaş yavaş kaybettim akşamın bu hazin vaktinde. Kapadım gözlerimi ve yavaşça yere yığıldım. Son gücümle gözlerimi açıp sana bakayım dedim; giderek belirsizleşiyordun. Uzanıp tutmak istedim, bakışlarına rastladım; “Gitmeliyim!” diyorlardı. Ben, “Gitme!” dedim. Gittin!
Geceler boyu utanmadan ağladım. Yokluğun bir hançer gibi saplıydı artık kalbimin tam üstüne. Ağlasam, canımı acıtıyordu bu sevda hançeri. Gülsem, zaten gülemiyordum…
Süveydâ’m, senden başka sevemem, senden sonra böyle bir aşk da yaşayamam. Sen benden gittin ya, Azrail kapıma dayansa şaşmam. Git Süveydâ, ben senin gitmeni de severim. Ben her gece ızdırap içinde seni sayıklıyor olacağım.
Emre GÜLBÜZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.