2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1088
Okunma
Bizler sevmeyi bilerek mi doğduk, yoksa sonradan mı öğrendik? Bir yerlerde yanlışlık yapıyoruz ama nerede? Sevmeyi mi bilmiyoruz? Sevişmeyi mi? Peki bu ayıp kimin? Benim mi, senin mi, onun mu, kimin?....
Almadan vermek Allah’a mahsusmuş. Vermeden alan kulların yanı sıra, almadan veren kullar ne demeli? " Sıranı bekle!!"mi?...
Sevmek ve sevilmek için, umutsuzca olsa da çabalamak, hayata dört elle sarılmak, baktığı gözlerde kendini görmek, az da olsa heyecan duyabilmek, yanlış da olsa sevmek ve sevişmek, yalandan da olsa sevilmek.....Değmez mi bütün bunlar için sıra beklemek.
Yıldızların görünmediği bir gökyüzüne bakmak zorundaysan, Güneşin sıcaklığını hissedemeyeceğin bir sabaha uyanacak san, neye yarar?
Neye yarar ki;
Doğru sevmiş ya da sevilmişin.
Neye yarar?..
Doğru olsa bile, hoyratça sevişmelerin.
Sevdayla saklambaç oynamayın, oynarsanız da bulamayacağı bir yere saklanmayın, bırakın "sobe" lesin. Sobele sin ki; Seni sen olduğun için sevsin, gücünüzün yettiği kadar da olsa birlikte direnin, tüm zorluklara, yobazlıklara ve yobazlara!!!! (Nerimank)