- 752 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir bahçe tahayyül ediniz...
Güzel yurdumun, necis topraklarında meçhul oyunların melun tezgâhtarına…
Güzel ülkemde ne zaman baharın geldiğini müjdeleyen billûr ırmaklar aksa, güller tomurcuğa dursa, kuşlar şen şakrak ezgileriyle dalların çiçeklenişine selam dursa, çocuklar güneş gibi sokaklara açılsa müthiş bir vesvese ile bu güzellikleri ortadan kaldırma payesinde, gayretleri olanlara şahit olursunuz...
Bir bahçe tahayyül ediniz ki; içerisinde rengârenk çiçeklerin, enva’i çeşit böceklerin birlikteliğinde yaşam hırsı olsun. Çeşitliliğin bahçeye getirdiği hırs değil aksine renklerin ahengiyle eşyaya, insana mevcudiyetin sadece O’nun bir süsü olduğunu göstermektir gaye. Hangi gül, yanında büyüyen papatyaya kokusu hasebiyle kin beslemiştir, hangi böcek insan ona zarar vermediği müddetçe insana zarar vermiştir. Hangi bal ona taşınan çiçek tozlarına ihanet etmiştir. Hangi ağaç ona ait olmayan, dibine düşen bir meyveyi tekmelemiştir? Hangi yağmur, ekilenden damlalarını mahrum bırakmıştır? Hangi güneş gölgede demlenen fidanı boğazlamıştır? Hangi rüzgâr hayatın idamesi için çiçekleri, ağaçları aşılamamıştır? hangi bahçıvan bu çeşitliliğe bakarak yüzünü asmıştır,hangi ziyaretçi çeşitlilikten doğan enfes kokulardan şikayetçi olmuştur…?
Cennet bahçesi vatanımda mis kokular tezahür edince, kokuşmuş fikirler örgütü, planlarını sinsice devşirmekte, ülkemdeki çeşitliliği fırsat bilerek ayrıştırma, bölme, parçalama yöntemlerini devreye sokmaktadır. Bu durumdan nemalanacak çakalların, ülkemdeki berrak havayı puslandırarak masum kitleleri birbirine kırdırma politikasını uyguladıklarını görürsünüz. Kanlı örgütlerin içteki huzuru hedef alırken işbirlikçi Ergenekon yapılanmasıyla fırsat birlikteliğini yürütme faaliyetleri görmezden gelinemez elbette ...
Gül kokulu vatan bahçemize dadanan eli makaslı taşeron zihniyet, gencecik fidanlarımızı acımasızca budarken siyasi iktidar düşecek diye avucunu sıvazlayan, bizden gibi görünen dâhili bedbahtlarla birlikte kan emdikçe kene gibi şişecektir. Sözde kürt kardeşlerimizin hakkını savunduklarını söyleseler de bu ülkenin huzurunu hedef almış örgüt, Ergenekon var olduğu müddetçe hükümetler devirecek, hesap vermeleri gerekenleri hesabından firar ettirecek, halk tarafından mahkûm edilen sönmüş partiler süs mumu gibi yeniden icra edilecek, huzurun karışıklığa dönüşmesi için kışkırtmalar gerçekleştirecektir. İçerideki bedbahtların yargıdaki infiallerini gördükçe oynanan oyunların bu istikamette yol aldığı düşüncesine varmaktayım...
Birileri sırf siyasi iktidar için değil(!) sömürülen bir halk, fakir bir halk; ezen bir anayasa, güçsüz bırakan bir iktidar için hamlelerini gerçekleştirmektedir. Ne yazık ki bu eylemler icra edilirken farkında olmadan bu soysuz hareketlerin işlenmesine yardımcı olan cehalet odaklarına da rastlamanız pek tabidir. Kapalı spor salonlarında çarşafa rozet takanların açık meydanlarda çarşaf yırttıklarına şahit oldukça siyasetin masum, dini bütün insanlara işkencesi ancak ve ancak bu olur demiştim. Oy uğruna değil(!) tekrar o eski halkı sömürme, inançlarına pranga vurma, çeşitli tv salvolarıyla dine hakaret etme, evrim teorileriyle sözde halka çağdaşlık getirme vurgununu yapmak maksadıyla yola çıkmış balçıktan muhalefetler, güneşi sıvamak istemektedirler Bilseler ki sıvayacakları güneş, hak tır… bâtıllıklarıyla kahrolacaklardır...
Dini olmayan terörün, Ergenekon yapılanmasının elbette dinsiz savunucuları olacaktır. Onlara göre öldürmek, anaları gözü yaşlı bırakmak evrimleşmiş teorileriyle paralellik arz etmektedir. Hayatta kalabilmek için öldürmek vahşi hayvanlara mahsusken, hayvanlaşmış insanlar yaptıklarıyla evrimleştiklerini adeta kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Şehit haberleri alan yüreği yaralı anaların ağıtları şekil bakımından Kürtçe, Türkçe, Romanca, Lazca olabilir lakin yürekteki yangın bir, dökülen gözyaşının anlattığı mana bir değil midir? Peki ya kıblemiz…
Örtü sorunu kendiliğinden hallolacaktır diyen, Kemal(!)e ermemişlerin iktidar olduklarında böyle bir sorun da olmayacaktır sözlerine hangi evhamla büyüleneyim. "Bizden olan muhtarları ele geçirelim, oy senin neyine vesayet, ezan hadi ezan, bir de yetmezmiş gibi geç saatlere kadar kuran okumuyorlar mı? " Gibi sözlerin nereye hangi maksatla hizmet ettiğini halkım gayet iyi bilmektedir ...
Yaşasın ülkemin yüz akı Asımın nesilleri, dalgalansın ülkemde Ayyıldızlı bayrağım Helâk olsun Hak yerine batıla tapanlar…
Bir bahçe tahayyül ediniz... Yazısına Yorum Yap
"Bir bahçe tahayyül ediniz..." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.