İKİ SATIRLIK HAYAT
Zaman, bir kırlangıç misali
Çaresiz avcılarıyız onun ,asla tutamayacak.
Daha dün babamın aldığı
O ilk deri ayakkabayı hatırlıyorum
Başucuma koymuştum uyurken.
Ya rahmetli annemin “Ona Dida” hikayesine ne demeli?
Ne kadar da çocukmuşuz , inandık onlara!
Tahtadan arabalar yapar, dolaptaki akşam yemeği olacak
O tereyağlarını tahta tekerleklere sürerdik. ..
Ekmeğimiz mısırdandı.
Sabahları erkenden annemle kalkar
Su değirmeninde kuyruk beklerdik
Akşama kadar yetecek un öğütebilmek için…
Hiç unutamam, babamın ilk kez buğday unu getirmesini
Annemin o tarladan çıkmış yarı topraklı elleriyle yoğurduğu
Buğday ekmeğinin kenarından koparıp yolda çocuklara hava atmamızı.
Bizim de artık beyaz ekmeğimiz vardı!
Yıllarca kurumuş mısır ekmeğinden diş etlerimiz çekilmişti.
Bir de aşık olmuştuk annene yavrum.
Bıyıklarım henüz terlememişti,
Sevdim onu , ta ki liseye kadar o beni hiç anlamamıştı.
İlk elini tutuşunu hatırlarım bugünkü hava durumu gibi.
İkimiz de titriyorduk, acaba sonu gelecek miydi bu çilenin?
O gün başlamıştı sizin hayatınız yavrum, o ilk tutuşla.
İyi gidiyorken her şey aniden bulutlar sardı hayatımızı! Kapkara bulutlar…
Babam ve kardeşlerim kurban bayramını göremediler!
Babamın adı sende oğlum, kardeşimin adı da sende kızım…
Onlara yaraşır insan olun isterim.
Zordu üniversite yıllarım…
Bir kuru simitle bir günü geçirdiğimi bilirim .
“Aç kalsan yavrum, açlığını duyurma.” derdi babam.
Okul masraflarımı çekecek gücü mü vardı annemin,
Babamdan kalan dul maaşıyla ev mi geçindirsin,
Beni mi okutsun?
Zavallı o da peşimizden yıprandı gitti, gün yüzü göremeden!
Üniversitedeyken evlendik annenle.
Dedeniz sağ olsun, o olmasa belki siz de yoktunuz yavrum.
Aylarca sadece lahanası eksik olmayan yemek gördü tenceremiz,
İlaç bile alamadık yeri gelince!
En zor zamanlarda dedenler yetişti imdadımıza
Doyduk onlarla, ısındık…. Güldük, insanlığımızı hatırladık…
Sizler yavaş yavaş girdiniz hayatımıza…
Şimdi delikanlılar , hanımefendiler oldunuz karşımızda….
Geçen okuldan gelirken
minibüste bir gencin bana yer verişi var ya…
İşte o zaman her şeyin artık yokuş aşağı gittiğini anladım!
Saçlarıma aklar düştüğünü biliyordum
Ama yüzümün çizgilerini fark etmek istemiyordum galiba!
Yer verilecek insan olduk şimdi!
Ünlü şairin otuz beş yaşında kalabilseydik keşke.
Ama durmuyor zaman.
Dün çocuktum bugün yer verilen insan….
Ağlasan , yalvarsan nafile!
Durmuyor zaman…
İşte yavrularım… Ben hayatımı iki satırda anlatabildim
Bakalım siz satır aralarına ne yazacaksınız?
İKİ SATIRLIK HAYAT Yazısına Yorum Yap
"İKİ SATIRLIK HAYAT" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.