Panzehir Mutsuzluklar
Ne kadar mutlu olursam olayım içimde bir yerlerde huzursuz bir kız çocuğu barındıracağım hep, bunu biliyorum.
Kendimle girdiğim harplerde,bana ait bütün arızaları savaşa zorluyorum. Yıkım çok ağır oluyor. Tek kale oynan maçın hem kaleciliğini hem de golcülüğünü üstlenmek gibi abukluklar silsilesi bir nevi..
Neden okumayı en sevdiğim kahramanın Don Kişot olduğunu bile şu son 1-2 yılda anladım.Ben Don Kişot’u hep çok sevdim.
Birde oradan oraya savrulan martıları sevdim.Eski evimizde martı seslerine uyanırdım bazı sabahlar. Yalnızlıklarına ortak etmek isterlerdi beni,bilirdim. acı bir edayla süzülürlerdi boşlukta.Evlerin damlarına konarlardı puslu sabahlarda.Korkarlardı ve korktukları diğer limana sığınırlardı.Dar sokaklara.. Ya da ben öyle düşlerdim çocuk aklımla.
Benim saçlarımdan bile uzun saçları olan, hiç tanımadığım ama hergün okulumun önünden geçen bir çocuğa aşık oldum. Niye ve nasıl olduğunu bende anlamadım zaten hiç tanımadım onu.Tanısaydım hayallerimdeki kahramanı yitireceğimden korktum.Hani bir yazara,şaire ya da şarkıcıya büyük bir hayranlık beslersin de ,fırsat yaratıp tanıştığın o ilk anda büyük bir heyecanla yanına yaklaşıp,kocaman bir gülümseymeyle:
-Merhaba:))), dediğinde,
o hayallerindeki karakteri yeksan eden sahte bir tebessümle buz gibi bir,
-Merhaba
cevabı gelir ya,o an tüm coşkunluğun ölür gider.İşte tam da bundan korktum..
İçimdeki kız çocuğu hep engelledi beni,iyi şeylerde dahi..
İki yol verildi önüme,seçim bana aitti ancak ben hep "olmaz" lara saptım.Çıkmaz sokaklardan geri dönülebildiğini düşünmedim hiç.Önümdeki duvar yıkılır da, altında kalırım korkusuyla cesaret edemedim çıkmaz sokaklara.
Mutluluklardan hep bir parça hüzün aldım.Gülümsemelerimi zehir edip hüzün panzehirini damlattım sevinçlerime.
Mutlu olduğum anlarda kalemimden çıkan kelimeler yine karamsarlık üzerineydi.Ben mutluluğu yazmayı hiç beceremedim.
İnsan doğarken bazı yeteneklere bürünerek doğarmış.Benim en büyük yeteneğim,huzursuzluğumda huzuru yakalamak oldu galiba..
Çoğu zaman umarsız davranmayı istedim.Ama insanların; sözleri,davranışları hep düşündürttü beni.Kulağımda bir parçayla ,geçiyorken ömrüm otobüs duraklarında, eve vardığımda, "ben şimdi hangi bir derdi düşündüm", "hangi şarkıyı dinlemiştim", "hangi ara durakla ev arasındaki mesafeyi katettim" dedim kendime.
Ne kadar mutlu olursam olayım,içimdeki o huzursuz kız çocuğunu uyandırdım hep
Gülümsemeleri zehir edip, hüzün panzehirini damlattım sevinçlerime..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.