saat
ben bir saatim şimdi hayatında. ileriye dönük zamanı gösteren ama sadece zaman göstermekten ileri gidemeyen... akreplerimle yelkovanlarım arasına sıkışmış kalmış hayalin saniyeler birbirini izlerken her geçen saniyede her giden dakika da o kadar belirginleşiyor ki...ellerim olsa diyorum ellerimi uzatsam...ayaklarım olsa da yanına koşsam..dilim olsa konuşsam seninle...kelimelerim yaksa bizi ayırsa sonra yine sarilsak o özlemini duydugum kollarımla...ama saatler zamanı göstermekten ileri gidemez ki...
gözlerim olsa duygularımı yansıtan sana her baktığımda anlasan ne hissettğimi,yani o kadar sevsek birbirimizi...ya da diyorum ki sen bir saat mi olsan?
beraber yaslanırız ha ne dersin? pillerimizin ne zaman biteceğini bilemeden yarıştırırız zamanı istediğimiz kadar ileri istediğimiz kadar durgun istediğimiz kadar hizli...günler kurallara göre geçmez o zaman kuralları biz yok ederiz.
düşündüm de sevgili,saatler zamanı gösterirken aynı zamanda bize ömür biçer...elimde olsada ömrünü sonsuzluğa biçsem yasasak beraber sonsuzluğa kadar.sana bir külfetim olmaz be sevgili üç aydan üç aya bir iki kalem pil değil mi beni yaşama bağlayan,bunu da bana çok gormezsin sen ben bilirim...
ama söz ver bana be sevgili her saat başı zamanı öğrenmeye bana bakacağına,gözlerinin bedenime temas edeceğine ara sıra takıldığında yelkovan beni asılı olduğum yerden indirip onaracağına...saatlerin duyguları olmaz deme sakın! ben bir saatim sevgili senden uzak geçen her dakikayı sayan bir saat...belki bir mısır çarşısından belkı bır antıkacıdan alınan bir saat...belkı de bi yerden hediye paketinde gelmiş guguklu bir saatim ama diğerlerinden tek farkım onlar hayatın zamanını taşırken ben senin zamanını taşıyorum...sana bir sey belli edemem bekleme dilim yok benim,sana anlatamam sana haykıramam ama ömrünü takip ediyorum ya bu bile bana yeter!
anla beni ey sevgili!!!saatler sevemez deme,ömrün uzun olsun.....