- 1764 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
sanal alemde yazmak.....yeni yüzler yeni kalemler tanımak çok güzel...yazılar güne düşer ...şiirler böcek alır....bu güzel sitenin en güzel hareketleri bunlar...ne şairiz....nede yazarız.....yürekliyiz yazıyoruz...emek veriyoruz...bazen övülüyor bazanda yeriliyoruz....kısacası emekliyoruz....yürümeyi....elbette öğreneceğiz.düşe kalka.....çok yorum yazarım.....çoğunda pozitif cümlelerle yazana motivasyon sağlamaya çalışırım....hataları olana yine nazik bir lisanla özelinden haber veririm...ve teşvik etmenin en geçerli yönü budur diyenlerdenim. tatlı söz....yılanı deliğinden çıkarır misali....polemiği hiç sevmem....hep benim dediğim doğrudur diyenlerdende değilim....aristo yaşım 77 bir şey biliyorsam ODA HİÇ BİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR....demiş...tabi öğreneceğiz daha yaşımız kaçki....yazmağa başlamış birine hemen olmuyor diye ahkam kesersek şevkini kaçırır soğuturuz....kötü yazan zaten belli bir süreden sonra aramızdan çekiliyor....neden onu küstürerek kaçırtalım....çırak kalfa usta misali......zamanla her şey düzelecektir....güzel bir konunun sahibi usta kalem aynur hanımın yazısının içeriğindeki tema da bu....yorum yapan arkadaşlarda bir yönden konuya giriyorlar.....fikir söylenir kabul görmezse kırıcı sözcükler kaosu başlatır. kolay olan kırmaktır....zor olan kazanmaktır bende diyorumki hep beraber zora doğru yelken açalım....ve göreceksinizki arkamızdaki rüzgar hiç eksilmeyecek.... yazınızı kutluyor saygılar sunuyorum
Sevgili Lidya keşke sayfama yazdığınız yorumu pasife etmeseydiniz... Sizler konu üzerinde uzun uzun yazabiliyorsunuz, cevap verince alınganlık yapıyorsunuz.
Söyler misiniz konunun uzamasına sebep ne?
Sevgili Lidya bir Ömer Seyfettin'in, bir Orhan Pamuk'un,Ahmet Hamdi Tanpınar'ın tarzları birbirinden farklıdır...Birini okuyup çok beğenirken, birini okuyup beğenmezsiniz... Konu seçimi size aittir.Siz Ömer Seyfettin'i beğenmediniz diye, Ömer Seyfettin kendine yazacak konu mu arasın?
Yazınızda ismim geçtiği için cevap veriyorum...Sevgilerimle...
Yani geceden beri yazının konusu, gerçekten siteye konu oldu...
Günün yazısı bu kadar önemli bir olay mı, onu anlamış değilim hâlâ...
mavideydisevgi tarafından 6/26/2010 12:08:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
lidya
aynur hanım kendi görüşlerini yazdı. benimle ve sizinle ilgisi yok. belki bir tesadüf çakışması.
eleştiri ya da herhangi bir başlıktta konuşmanın neresi kötü. yorumcularn hepsi de güzel yorum yapmış.ben yararlandım hepisininkinden de.
sizinle benim de yoruma katılmamızda hiçbir mahsur yok. birbirimize birşeyler söylesek bile hepsi edebiyat adına değil mi?
tekrar teşekkürler arkadaşım.
sevgilerimle..
:))) aynur hanım tebrikler gündemin en çarpıcı konusunu yakalamışsınız. yazınızın dili anlatımı herşeyi güzel. yeterince bilgi de vermişsiniz ve eleştiri sisteminin iyi işlememesindeki aksayan yönleri de iyi tespit etmişsiniz. yalnız gözüme takılan küçük bir ayrıntı, yazı biraz daha edebi dile yaklaştırılabilirdi ve ifadeler biraz daha yumuşatılabilirdi:)))
şaka bir yana...
değerli arkadaşlarım aynur hanım, sevgi hanım, fikret bey, ayhan bey, mehtap hanım, eren bey ve ismini saymadığım diğer değerli arkadaşlarım..
sitede eleştiri olayına ucundan kıyısından ya da tam ortasından bulaşmış biri olarak bu başlığa hiçbir şey yazmadan geçemezdim.
aynur hanımın dediği gibi, sitede bulunuş amacımız çeşitli. benim bulunuş amacım sadece edebiyat yapanlarla bir ortamda olmak ve onlarla fikir alışverişinde bulunmak ve geri bildirimlerle birbirimizi desteklemek ve insan olduğumuzu hissetmek.
yoksa bunun aksi olsaydı hepimizin amatör olduğu bu sitede edebiyat yapmaya kalkmazdık evimizde oturur, gelmiş geçmiş en büyük edebiyatçıları okur mutlu olurduk.
buradayız çünkü birisinin yazılarımızı okuduğunu bilmek istiyoruz. bizi tanımasını "edebiyat dünyasında sen de varsın" demesini istiyoruz.
sevgi hanım arkadaşımız diyor ki "beğenmeyen okumasın." okumadan beğenmediğimi ya da beğendiğimi nereden bileyim sevgi hanım?
bu durumda yazara göre okumak gerekiyor yazıyı. ben hiçbir yazıya öyle okuyamam. her yazı değerlidir ve birgün mutlaka güzel birşeyler çıkar onun içinden. bazen bu bir cümle olur o alır beni biryerlere götürür, bazen bir kelime...
doğrudan birini elemek doğama aykırı olduğu için bireyin önemi yoktur yazıda. yazıyı okurken tek dayanağım yazıdır ve eleştirim de sadece yazıyadır. öyle ki sitede yorum yazdıklarımın çoğu hiç tanımadığım hatta kimsenin tanımadığı yeni üyelerdir.
fikir olarak emek verip okuduğum her kayda değer yazıyı yazarının bilmesini isterim ve en azından "sağol" yazarım.
ikinci bir söylem de "günün yazısı seçilmesi" olayı. burada sadece şunu diyebilirim, günün yazılarına mutlaka bir göz atıyorum ve en azından kutlamak istiyorum yazarı. ama bazen olmuyor. yazıları kutlamak için eleştiri de gerekiyor eleştiriyi yapamıyorsunuz. yalan söylemek de "en azından yazıda" bana göre değil. kutlama dahi yazamıyorum.
burada büyük harfle şunu belirteyim ki,
"vallahi billahi birincileri kıskanmıyorum:))" inanmıyorsanız yüzüme bakın:))
günün yazarı seçilmesi şekline gelince "tam dörtdörtlük olmayan yazıların da günün yazısı ya da şiiri seçilmesinden yanayım." yönetimin bu tavrını destekliyorum diyebilirim. yazmaya çalışan her bireyde motivasyonun önemli olduğunu düşünüyorum.
eleştiri alan arkadaşlar eleştiri almanın zorluğundan bahsediyorlar. acaba bu arkadaşar eleştiri yazmanın zorluğunun farkındalar mı?
önceki gün aynur hanımın günün yazısı seçilen yazısına o kadar eleştirim vardı ki söyleyeceklerimi allayıp pullayacak kelime bulamadım diye sadece kutladım ve ima ettim eleştiri yazmakta zorlandığımı.
neyse bir aradaş çıktı biraz fazla sert söylemiş olsa da kulağını benim gibi dolaştırarak göstermedi söyleyeceklerini doğrudan söyledi. o arkadaşın söylediklerinin çoğu benim söyleyeceklerimdi. sadece bir fark, benim iyi gördüğüm bir çok yer vardı onu da yazardım eleştirimin içinde.
evet eleştiri yazmak almaktan çok çok zor. geriye dönük eleştirilerime bakın. çoğu övgüdür aslında. heyecanlanırım iyi yazılarda. neredeyse sonunu beklemeden yorum yazmak isterim. hoşum gider birinin iyi yazması, gönenirim. bunun yanısıra gözüme takılanları da söylemek isterim. bunun için otorite olmaya gerek yok ki. gördüm söyledim. bir yol açtım. ister kullan ister reddet o kadar.
yıkıcı eleştiri ne onu anlamadım. ne eleştiriler aldığımı burada yazmaya kalksam sayfa yetmez.günlerin emeğini çöpe attığım çok olmuştur. biz neyiz ki hem yoruma açık bir yere yazıp hem eleştirilemeyiz diye direniyoruz.
ne ünlü yazarlar eleştirilmiş. gogol da bunlardan biri. onun eleştirmeni de puşkin. yazamadığı zaman puşkin'e gidip "bana yazmam için konu ver" dermiş. düşünebiliyor musunuz gogol puşkin'e gidiyor ve yazması için kendisine konu vermesini istiyor. edebiyat böyle birşey. kimi zaman, yazmak için her çareye başvurmak gerekiyor.
gogol verilen konuyu bazen günlerce yazmaya uğraşırmış, defalarca yırtar hatta yakarmış ama sonunda istediği yazıyı çıkarıp puşkin'e götürürmüş.
tabii puşkin bu, her yazıyı beğenecek değil ya? bazen beğenmez eleştirirmiş de. işte gogol için ikinci bir motivasyon, eleştiri...
eleştiri yapanın kötü niyetinden şüphelenmek inanılacak şey değil doğrusu. hele de bizim gibi bunu amatörce yapan insanların eleştirisinin kötü niyetinden şüphelenmek.
aslında merak da ediyorum bu kötü niyet ne acaba?
sevgi arkadaşım incindiğini söylüyor yorumumdan kendince algıladı sebeplerden. bizim onunla bir iletişimimiz oldu, ben ondan özür diledim ve bir sonuca vardık birlikte. bu konu artık bitmiştir.
ona ve tüm arkadaşlara sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
hepimize doğru rotalarda buluşmayı diliyorum..
sevgilerimle..
lidya tarafından 6/26/2010 12:57:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Sevgi Hanımdan özür dilemişsiniz ve konu kapanmış...Sevindim de, Sevgi Hanımın benim yazımla bir alakası yok. Ha genel olarak bakarsak var olabilir. Sonuçta o da eleştiri konusunda bir polemik yaşadı. İstemeden de olsa taraf gibi göründüm aslında beni hiç ilgilendirmeyen bir konuda...Bu da bana ders olsun...
Ah Aynur diyorum kendi kendime, senin hiç mi derdin yok...
Boş ver kim ne yazarsa yazsın...
Evet ben de malesef çoğunluğa uyacağım bundan sonra...Köyün delisi ben miyim:)
Dilerim bu konu burda kapanır ve yarına taşmaz. Çünkü yeterince zamanımı aldı ve başımı ağırttı. Yarına tahammülüm kalmadı...
ben cesaretimi topladım, arkadaşlarımı karşıma almak pahasına da olsa içimden geçenleri yazdım.
Daha ne zaman yorum yazabilme cesaretini gösteririm Allah bilir. Kimseyi bilmem de, ben bu yazıyı yazdığıma gerçekten sevindim. Çünkü göremediğim çok şeyin farkına vardım. Çok şey öğrendim...
Ben asla polemiklerle anılmadım. Her zaman bir ağırlığım olduğuna inandım, hayatın tüm branşlarında...O yüzden hala sıradanlığa hayır diyor kalbim ama, malesef pes ettim. Tek dişi kalmış canavarın, o tek dişi olmak istemiyorum artık...Pes ettim...
Sevgiler...
Herkese selamlar...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgili Aynur, söylemlerinde sonuna kadar haklısın. sana katılıyorum. Ben de kendimi ne şair, ne de yazar olarak görmüyorum. Zaten çok fazla tahsilimde yok. Amacım çok okumaktı. Bu siteye sadece okumak için üye olmuştum.
Okurken yazılanlara baktıkça ben de bir şeyler yazabilirim diye düşünüp yazmaya başladım. İlk zamanlar ne noktadan, ne de virgülden haberim vardı. Çala kalem yazıp geçiyordum. Yaza yaza, yazılanları okudukça, arkadaşlarımın doğru eleştirileri sayesinde yazmaya devam ediyorum; ama hâlâ eksiğim çok.
Eksiğim çok diye yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü yazmak beni mutlu ediyor. Mutlu olduğum bir işi yapmayı seviyorum. Gelelim düzgün eleştiriye, ben kendi hatalarımı doğru dürüst bilmezken, başkalarının hatalarını nasıl bulup çıkaracağım. O sebepten eleştiri yaptığım söylenemez.
Benim yaptığım da itiraf ediyorum. Eline sağlık demekten öteye geçmiyor. Gerçekten yazıdan anlayan arkadaşların eleştirilerine ihtiyacımız var. Yoksa yolumuzu nasıl bulacağız. Olduğumuz yerde dönüp duracağız. Ben diyorum ki, sen eleştirilerine devam et.
Ben yazılardan çok, yapılan eleştirileri okuyorum. Amaç bir şeyler öğrenmekse, eleştiriye açık olmalı ve olalım. Tabi bu eleştiri, kişilik haklarımızı rencide etmeyecek şekilde olmalı. Yazına 10 puanımı veriyorum ve sözü daha fazla uzatmak istemiyorum.
Ben sayfamda gerçekten eleştiri görmek istiyorum. Çünkü yazıya gönül vermiş bir insan olarak, bu hakkı kendinde görüyorum. Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Hani diyorsun ya, kendi hatalarımı göremiyorum ki, başkalarını eleştireyim. Biz kendi hatalarımızı göremeyebiliz. Burda arkadaşlarımız devreye girecek. Hem motive edecek, hem gözüne takılanları söyleyecek. Çok iyi bir okur olduğuna inanıyorum. Ben de iyi yazamasam da, çok iyi bir okur olduğumu kesinlikle iddia ediyorum. Son derece edebi tahliller yapamam, ama yazıdaki hatayı görürüm, ışığı da...His meselesi, bir şeyle takılır gözünüze...Bunu karşındakine söylemek suçsa...Bilemiyorum artık.
Belki de Eren haklı...her şeyin sebebi profesyonel olmayışımız...
Teşekkür ediyorum sana da...Tüm yorumcuların yazıları değerli bir makale oldu. Ortamın gerginleşmeden, forum hazasında olmasına da sevindim...Zira kimseyi bilerek kırmadım şimdiye kadar...Bilerek imalı ve can acıtıcı eleştiriler yaptığımı iddia edenler varsa, onlara da kapım açık. Açıklayamayacağım hiç bir şey yok...Çünkü niyetim iyi oldu hep. Bilenler biliyor zaten...
eksik olma.Sevgiler...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ben uyuşturucu müptelası gibiyim. Bir gün yazı yazmazsam kendimi hasta hissediyorum. Tabiki bütün yazdıklarımı buraya asmıyorum. Arşivim var, araya biriktiriyorum.
Ne olur benim yazılarımı gerçekten eleştir. Ben yolumu bulmak istiyorum.
Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Sevgiler..
Değerli kalem öyle bir yazı yazdın ki sonunda, bombanın pimini çekip hadi hep beraber yakar top oynayalım diyorsun, artık kimin elinde patlarsa.
Öncelikle ne için burada bulunuyoruz. Dediğiniz gibi “can sıkıntısından mı”?
Bence hayır, zira internet denen gâvur icadında can sıkıntısını giderecek daha ilginç yöntem ve yolların olduğu su götürmez bir gerçektir.
Dediğiniz gibi “boş zamanı değerlendirme duygusuyla mı”?
Kendi adıma söylemek gerekirse bu hayat koşuşturmacısı içinde bırak boş zamanı, genellikle gece yarılarına doğru anca siteye girebilme imkânı bulabiliyorsam, eşekliğime doymayayım, yatar zıbarırdım. Demek ki o da değil (Bence)
Bazen ne çıkarsa bahtıma diyerek arşive dalıyorum, ilginç, güzel yazılar ve değerli yazarlar, bakıyorum şimdilerde hiç birisi yoklar. Siteye dâhil olduğum yaklaşık yedi aylık süre zarfında öyle bir yazar sirkülâsyonu olmuş ki benim gibi çömezi bile kıdem basmış. O zaman saydığınız şıklardan “edebi bir gelecek hayali veya kişisel egolarımızı tatmin” şıkları burada bulunuşumuz hakkında en ağır basan şıklar.(Yine bence)
Burada ne için bulunduğumuzu başkalarından ziyade kendimize kabul ettirdiğimizde her şey daha güzel olacaktır.
Lakin İşin en can alıcı noktası da burası zaten, zira beğenileri farklı, kapasiteleri, donanımları eşit olmayan, yetenekleri ve kabiliyetleri tartışıl(may)an, siyasi görüşleri, duyguları, kültürleri(yerel), yaşları hatta ve hatta burçları farklı kozmopolit bir toplulukta arzı endam ediyoruz. Adama sorarlarsa da “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye gel de bu kadar lahana turşusu bolluğunda perhiz yap bakalım hadi!
Kimisi kantar, kimi vitrin, kimi mektep, kimiz de kıraathane niyetine. Kimimiz de çok affedersin plajda şezlong niyetine, lüküs hayat. Gel de bir standart tuttur hadi bakalım. Aşağı tükürsen çevre kirliliğine yol açıyor, yukarı tükürsen gene aşağı düşüyor.
Ne kadar nabız, o kadar şerbet. Sanırım siz şerbeti az şekerli seviyorsunuz.
Ee artık bu yorumun üzerine bir ay ortalıkta görünmem gayri
Saygılar, selamlar
Aynur Engindeniz
Yani ortak görüş: Bu işin bir çözümü yok ve olamaz öyle mi?
Daha önceleri defterdeki üye bir dost,şiirlerin yorumlanırken '' yüreğine sağlık '' vs klişe sözlerin yazılması ve yine şiirin bir kısımının ya da tamamının kopyala yapıştır edilip '' harika,mükemmel'' gibi sözcüklerle yorumlanmasını eleştirmişti.Sonuna kadar da haklıydı.
Ben itiraf edeyim,okuyupta beğenmediğim yazılara yorum yazmıyor,eleştiri yapmıyorum.Eleştirmek istemiyorum desem daha doğru olur aslında .Genelde eleştiri kabul edemiyor insanlar.
Misal benim de yazılarıma kısmen de olsa eleştiri oluyor.Mantıklı gelen eleştirileri gayet normal karşılarım.Ama kimileri de eleştiri olsun diye eleştirmeye kalkınca bende sitem ediyorum.
Sizin anlatmak istediklerinizi çok iyi anlıyorum.Ama bu site de eleştirilmek pek mümkün değil.Çünkü çoğumuz profesyonel değil.Kendi adıma profesyonel olmadığı rahatlıkla söyleyebilirim.
Profesyonel olmadığımız için ve de yazılan yazıların çoğu gündelik hayattan yaratılan konular olduğu için eleştiri pek olmuyor.Ya toplumsal bir olayı dile getiririz,ya da siyasi politik konuları.
Eleştiri genelde siyasi ve politik konularda olur bu site de.Yoksa yazının içeriği ile ilgili pek olmuyor.Kimileri de '' bay eleştiri '' '' bayan eleştiri'' lakabını almak için canla başla eleştirmeye kalkıyor.
Mesela,şiir eleştirilmeye çok müsaittir.Ama yazı için aynısını söyleyemem.Lakin öyküler eleştiriye açık kapı bırakan yazılar olduğu için onu katmak gerek aslında işin içine.
Ben iyi mi kötü mü yapıyorum bilmiyorum,belli kişilere yorum yazıyorum.Çünkü vaktim çok kısıtlı.Takip ettiğim yazarlar var.Vaktim olursa da ana sayfaya düşen yazı ve yazarları da takip ediyorum.
Ama üzerine basa basa söyleyeyim eleştiri yapmıyorum yapmak istemiyorum.İyi de yapmıyorum...
Uzattım lafı affola.Yazınızda fazla yok eksikler var.Yani anlatılacak çok şey var bu konu ile ilgili.Teşekkür ediyorum,biri çıkıp gerçekleri vurdu yüzümüze.Sevgiyle kalın...ERen
Bir_Kucuk_Ask tarafından 6/25/2010 8:42:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Önceleri hergün sitede yazım olurdu. Vaz geçtim. Çünkü zamanla ortam bir garipleşti. Bir hırstır aldı yürüdü insanları...Oysa burası bizim kafamızı dinlediğimiz bir yer olarak kalmalı. Birbirimizle dostça yanlışlarımızı ve başarılarımızı tartışabilmeliyiz. Çok mu zor ya...Anlamıyorum ki, biri çok okunana çok yazana çok beğenilene kitap falan mı vadetti.
Yazdığınız her cümleye katılıyorum ve ben de sizi çok ama çok iyi anlıyorum. Eleştirmek imkansız...
Selamlar...
Bayan Engindeniz.
Elestirmek ne kadar kolay ise, begendirmek te bir o kadar zor.
Muhtesem bir manzaraya sahip bir restorana gidiyoruz. Yemekler leziz. Servis harika. Hesapta uygun.
Ancak, tum bunlara ragmen, calisanlari ve restoran sahibini elestirmekten kendimizi alamiyoruz.
Cunku, lavaboda sabun yok.
Bu yuzdendir ki, ogrendigimiz herseyi, kendimizin ya da baskalarinin yanlislarindan ogreniyoruz.
Ovgunun olcusu oldugu kadar elestirinin de olcusu olmali. Hic kimse, anasindan denemeler, siirler yazarak cikmadi.
Bugun eksik ya da yanlis yaptigimiz bir seyi, uc gun sonra dogru ve en iyi yapmiyacagimizi kimse soyleyemez.
Guzel bir aksam dilegi ile.
Aynur Engindeniz
Elbette eleştirinin dozu olmalı. Birincisi hakaret ya da küçümseme içermemeli. İkincisi ise, baktınız ki yazar eleştiriden rahatsız, " sana ne" tarzı cümleler kuruyor, elinizi çekeceksiniz. Aksi taktirde iki tarafta üzülür.
Sırf eleştirmek olsun diye eleştirenler yok mu? Şahsen benim başıma çok geldi. Ama istisnalar çoğunluğu gölgelememeli.
Öyle yorumlar varki, sanırsınız Necip Fazıla ya da, Nazım'a ya da, Reşat Nuriye yazılmış...Bu kadar abartmanın anlamı yok ki...Bu yapmacıklıktan başka bir şey değil, ya da o yorumları yapanların gördüğü en güzel eser gerçekten o...
Haklısınız, ölçü...Eleştiride de, yorumda da...
Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim.
Selamlar.
Aslında,çok önemli bir konu, fakat nafile. Çünkü anlayanlar zaten durumun farkında, anlamayanlara ise, davul - zurna bile yetersiz kalmaya devam edecek.
Aynur Engindeniz
Ne dersiniz, ne yapalım o zaman sıradanlığa devam mı?
Fikret TEZEL
Aynur hanım,söylenilmesi gereken bir gerçek vardı o da sizlere nasip oldu;bu yazıyı yazmakla.Şimdi oturup eğrisiyle doğrusuyla gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi."Takke düştü,kafanın kelliği göründü" diye bir atasözü vardır ya.Aynen doğru.Kafamızdaki takkemiz düştü artık.Kel değilim de desem nafile...
Aynur hanım,hasbelkader bu sitede herkes bir şeyler yazmaya çalışmakta.Ama iyi yazıyoruz ama kötü.Sonuçta içimizdeki özlemini hissettiğimiz yazma dürtüsünü dışarıya vurmaktayız.Yazarken ne kadar kendimizle barışık,ne kadar özeleştiriye açık olursak o denli yazmaya çalıştıklarımızda pozitif olmakta.Burada bana göre hiçbirimiz iddealı bir yazar konumunda değil.
Zaten okumayan bir toplumuz.Yazarlarımızın bile yazdıkları okunmuyor ki.Hele de bizlerin yazdıklarını sadece sitedeki arkadaşlarımız okuyor.Onlar da okuyorlarsa tabi.
Buraya girdiğimde çok heyecanlıydım.Değerli kalem arkadaşlarla ortak değerlerde odaklanıyorduk çünkü.bu heyecan zaman zaman sıcak temasa dönüştü.Şiir etkinliklerinde bütün dostlarla görüşme fırsatını yakaladım.Orada ki gözlemlerimi,diğer toplantılara da taşıyıp toplam değerlendirmelerimin analizini yaptığımda kendi kendime bazı eleştirilerde bulundum.
"Ya biz,şair miyiz yoksa soytarı mıyız ?" diye içsel yanılgılara düştüğüm oldu.Ben şairi,özüyle sözüyle davranışıyla "adam gibi adam" olarak telekki ederdim.
Aman Allah'ım bu gördüklerim neydi ya öyle!Mikrofonu eline alan bir türlü bırakmak istemiyor.Okudukça okuyor.Resmen ben şairim,beni dinlemek zorundasın diyor,mikrofondaki şair ya da şaire arkadaşımız...Aman Alahm,aman Allah'ım!..Böyle absürt durumları görünce hemen şiir yazmaktan imtina ettim.Ben şair değilim.Ve asla şair olamam diye.Bütün şiirlerimi pasifize ettim.Şimdi çok rahatım.Şiir etkinliklerine gitmemeye de yemin ettim.
Düz yazıya gelince;bu platformda da aceyip bir kıskançlık hakim sürmekte.Yok böcek alamadım,aldım gibi saçma sapan istekler.
Burada çok güzel yazan arkadaşlarımız var.İçten ve samimi olarak yollarına devam ediyorlar...Tabi gören gözler, onları fark ediyor.Bir de o kadar hanımefendi ve beyefendiler ki;kendi elit durumları hemen hissediliyor...
Bazı arkadaşlarımız da eleştiri yapıyorum diye "kaş,göz çıkartıyorlar"
Bu konuda acizhane görüşlerimden birisi: Lütfen bu arkadaşlar,defterin ana sayfasında forum köşesi var.Oraya:
Düz yazı nasıl yazılır,nelere dikkat edilir.Konu seçimi nasıl yapılır..v.s. yazarlarsa oradan yararlanması daha esnek olur bence.
Bu önerileri alan alır.Almanyan da zaten her zaman kendi bildiğini okumaya devam etmekte.
Daha fazla yazıp kafa karıştırmak istemiyorum.Her zaman,eksiğini kabul eden benim gözümde yücedir.
Sevgilerimle Aynur kardeşim.Sen bize her zaman lazımsın.SElamlar...
ayhansarıkaya tarafından 6/25/2010 4:44:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
ayhansarıkaya tarafından 6/25/2010 4:55:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Ben daha bir kere ne şairim dedim. Ne de yazar olduğumu söyledim. Yok ki öyle bir şey. O aşamaya gelmek için çok emek ve zaman lazım. Ben de ikisi de yok. Sadece herkes benim gibidir yanılgısına kapılarak gördüklerimi ve sisettiklerimi yorumlara döküyorum. Demek ne kadar yanlış yapmışım. " Hay hay efendim, iyi düşündünüz" demek icap ediyormuş. Sen kendi gözlerinle görmüşsün şair geçinenlerin halini...Daha ne diyeyim. Beni böyle kabul edenler etsin, etmeyenler engellesin. Ne yapayım, iki yüzlülük yapamayacağım...Göördüğümü görmemezlikten gelerek, kimseye "muhteşem" gibi abartılı kelimeler kullanmayacağım...
Katkın için teşekkür ederim Ayhan abi...Sen de bizlere lazımsın...
Sevgi Salman
Kaldı ki ben de ( bütün yazılarımı, yorumları inceleyin) hiç bir zaman ne bir şairim dedim, ne de bir yazar. Bunu söylersem ukalalık yapmış olurum.
Yaşlarımıza gelince, 48 yaşındayım ve yapım çok mülayimdir, bu güne kadar ne kimseyi kırdım, ne de kırıldım.İnanın "Günün yazısı" hiç umrumda değil, konu uzamasın diyen siz, bugün böyle bir yazı yayınlıyorsunuz ve ben alınınca hatalı ben oluyorum.
Ne birini kırmak, ne de kırılmak için buradayım.Sadece yazımı yazar, beğendiğim yazıları okur, yorumumu yapar çıkakrım...
Ama Lidya arkadaşımın konunun özgün olması adına yazdıkları beni üzdü...Konuyu beğenmeyen okumaz, benim anlatmak istediğim bU.
Tabi ki yazının üslubu, akıcılığı vs hakkında hatalarım, yanlışlarım başım gözüm üstüne ama sadece konu kilişe diye böyle uzaması, fazlasıyla üzdü...
Sevgili Aynur, burada herkes şiirlerini, yazılarını yazıp, herkesle paylaşıyor... Buraya gelen, yazılarını ve şiirlerini bizlerle paylaşan arkadaşımın bir çoğu ne bir yazar, ne de bir şair olduklarını sanmıyorum, tıpkı benim gibi...
Tabi ki herkes biribirini eleştirecek iyisi ve kötüsü ile. Ama sırf eleştirmek için değil, gerçekten eleştirmek için...Yani Sevgili Ansızın'ın bir yazısı vardı, orada dediği gibi; "Amaç bağcıyı dövmek mi? Bağdan üzüm yemek mi?"
Bir hikayenin, öykünün, romanın konusu yazara aittir.O, kendi stiline göre konuyu seçme özgürlüğüne sahiptir. Okuyucu bakar, hoşuna gidiyorsa okur, gitmiyorsa okumaz...Sizin okuduğunuz bir roman, beni etkilemeyebilir.Bu gayet normal değil mi?
Burada yazı yazarken konu seçimini herkese danışarak mı yapmamız gerekiyor? Siz diyorsunuz ki; Yazılan çizilenler kişiye ders vermez, insanoğlu yapacağını yapar." O zaman ne eğitici televizyon programları olsun, ne şiirler, ne kitaplar...Bırakalım "Nasıl olsa insanoğlu ders çıkarmaz" diye suya sabuna dokunmayalım...
Seçici kurulu bilmiyorum neye göre seçer yazıları ama benim seçilmek gibi bir çabam yok, seçilen yazı da, bir tek konu klişe diye böyle tavırlar da sizlere yakışmıyor, yakıştıramadım...
Neden her yazımda buna benzer eleştiriler gelmiyor da, günün yazısı seçilince ver yansın ediliyor anlayamadım...
Ben bir kez daha sizin sayenizde seçici kurula teşekkür ediyorum...
Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Bunu bana söyledin galiba. Sana kişisel cevap vererek konuyu kişiselleştirmeyeceğim. Ama şunu söylemek istiyorum, ben günün yazısı falan dinlemem eleştirimi yaparım. Seçilsin seçilmesin aynı eleştiriyi yaparım. (Eğer eleştirecek bir şey varsa) Sen şu anda girdiğin bir tartışmanın etkisinde bunları yazdın. Yazımı kendi üzerine aldın. Evet iddia ediyorum, burda kimse yazılan yazılardan ders çıkartmaz...O kadar iddialıyım. Ayrıca kimse size ver yansın etmedi. Abartıyorsunuz...Konu biraz daha özgün olabilirdi dendi...Bunda da hiç bir şey yok. Bunu kaldırabilmeliydiniz.
Her ne ise, dediğim gibi, bu genel ve tüm sitenin dert yandığı bir konudur.
Ve son paragrafta dediğim gibi, biliyordum, boşuna yazmışım...
Diğer yazılarınıza laf etmiyor, günün yazısı seçilenlere mi laf ediyoruz...Ben de bunu duymak istemezdim senden...( "yakıştıramadım" deyip kırmıyorum bak.) Ne ayıp şeyler bu yaşlarda insanlar için. Ne yani seni eleştiren kıskandığı için mi böyle yapıyor...Bunu da duymak istemezdim.
Ayrıc Sayın Ansızının çok yazısı vardır içinden anektotlar çıkartılacak...Birini de yazımda belirttim zaten...
Neyse düşüncelerini samimi bir şekilde öğrenmiş oldum.
Saygılar...
Sevgi Salman
Aynur Engindeniz
Ama iyi oldu. Kimlere nasıl yorum yapmam gerektiğini daha iyi anlamış oldum.
Saygılar...
Öncelikle tam puanımı gerçekten vereyim...
Bu söylemlerinizin sadece Edebiyat Defteri için olmadığını vurgulamak isterim...
Benim hala aktif bir şekilde bulunduğum iki site daha var ki orada da aynı sistem ve aynı kargaşa hakim...
Bu köşede uzun zamandır hiç bir yazım günün yazısı seçilmedi ki yazdığım yazıların sanat konu değer ve kurgu yönündeki zenginliğini şahsen bilenlerdenim ...!!!
Şiirlere gelince şimdiye dek en iyi şiirimdi dediğim şiirim bugün BÖCEK bile al/a/madı...!!!
" ANSIZIN’ın dediği gibi " Başlık "Günün Yazısı ya da Günün Şiiridir" dir. "Günün En İyi Şiiri ve ya Günün En İyi Yazısı "......değildir"
cümlesini iyi algılamışlardanım ve elbette bu düşünceyi destekleyenlerdenim... Seçilen her şiir ya da yazı insiyatiflerin imzasıdır...
Birileri bizleri poh poh lamaya alıştırdı sanırım demişsiniz...Poh poh lamaya alışan zaten yolun başında tembelliği seçendir... Şiir yazan ya da düzyazıya imza atanlar zaten oldum demedikleri için büyümeyi seçenlerdir ki yaşamda OLDUM yoktur...Nefes aldığımız her süreç yürümeye gidişatın haritasıdır...
Şimdiye dek istisnalar hariç hiç bir şiire tebrikler yüreğine sağlıklar demek için uğramadım..Ben okudum şiirin duygusuna duygu ekleyen bir garip duygu elçisiyim... Eleştiri konusunda profesyonellikten yanayım... Bunun için donanım gerektiği kanaatindeyim... Evvet hepimizin yapabileceği eleştirel yansımlar elbette vardır ama bu demek değil ki eleştiri yoksa sayfaya uğramakta yok...
Bir de kendi özeleştirimi yapmak isityorum ... Evet günde kaç yorum yazıyorum bilmiyorum ama çok şiir okuyor ve düşüncelerimi yazıyorum ... Ama buna rağmen çok nadir şiir eklerim ...Ama bu bile yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor ne kadar çok yorum yazmak o kadar çok yorum almak...!!!
Ayrıca sayfama eleştirel yaklaşımla gelen her kaleme elbette kapılarım sonuna dek açık ...Bunu yıllardır yapıyor ve karşılık olarak şiirimin temelllerine sağlam atılan destekler olarak görüyorum...
Aslında ben de çok şey söylemek istiyorum ama ...
Susayım bu kadar yeter sanırım ...
Bana bu fırsatı veren gönlünüze sağlık...
Yönetimden bir rica... Yazı bölümünü de bir kurul yönetsin yazıları da onlar seçsin ya da verilen puanlar gözüksün ya da ya da ..........................
Mehtap ALTAN tarafından 6/25/2010 3:42:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mehtap ALTAN tarafından 6/25/2010 3:44:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Neden soruyorum biliyor musun? Yazım kalitesi yüksek insanların da eleştirilebildiğini görsün herkes, ve bu insanların nasıl tepki verdiğini...
Ayrıca sen iyi forum açıyorsun, bence bu konuda forum açmalısın ki, bu yara daha çok kitleye ulaşsın...
Sevgilerimle...
(Susup yarıda kalan cümlelerini de bu sayede ağzından almış oluruz:)
Mehtap ALTAN
edebi dünyadaki eleştiriler (elbette yapıcı olanlar) samimiyse gerçekten benim şiirim için yazdığım yazı için katkıysa düşünürüm... Eksiğimin düzeltilme olasılığını ve artı yönde çoğalma olanağını da katık ederek devam ederim ...
Yaklaşık dört yıl oluyor bana şiiri bırak sen şiir yazmıyorsun demişti bir kalem... Ben o an şiiri bırakacak kadar ürkmüştüm ...Elleştiren kişi devamını getirdiğinde olayın özü anlaşılmıştı...!!!
Şiir de ve yazı da tekrar en büyük tehlikedir...Tekrar olmaması için okumak okumak okumak ve akabinde düşünürken çoğalmak...
Hatta çok gariptir ki bana şiiri bırak sen şiir yazmıyorsun diyen kişini sayesinde düzyazı yeteneğimin olduğunu farkettim...Ve onun sayesinde nesirle kucaklaştım...Sanırım yapıcı eleştirinin en pozitif örneği buydu:...
İletişimin erdemli yansıması ile çoğalmak dileği ile diyorum ...
SEVGİYLE...
Canım sen de farkındasın ki bu sitede yorumu hakkıyla (edebi yönden) yapan çok az sayıda insan var. Bizler yazıyı ancak sevip sevmediğimizi belirtmekle yetiniyoruz. Gönül isterki hepimiz eleştirmeyi bilelim ve en önemlisi senin de dediğin gibi eleştirilere açık olalım. Ama sanatçı ruhu hassas oluyor sanırım. Alınganlıklar da o ruh yapısından kaynaklanıyor olabilir.
Kırıcı olmamak şartıyla yapılan her eleştirilerin bizleri geliştirdiğini ve bize değer verildiğini görebilsek zaten sorunda kalmazdı.
Bu arada birileri canını mı sıktı? Yoksa kolay kolay sen bu yazıyı yazmazdın. Eğer öyleyse takma kafana. Değmez!
Sen bana yapabileceğin en ağır eleştiriyi de yapabilirsin kesinlikle kızmam, bilâkis daha çok sevinirim. :))
Günün yazısını işlemişsin :)) O başlı başına bir olay zaten. Vaktim olsaydı o konuyada kısaca değinmek isterdim. İçimde kaldı. :)
Başka bir sefere tartışalım bu konuyu da.
Sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
canımı bugün için sıkan bir şey yok. Yılların toplamı diyeyim. Artık laçkalaşmış yorumlardan çok sıkıldım. Samimi gelmemeye başladı. Ama böyle devam etsin diyenlere de sözüm yok.
Merak etme, senin yazılarında da gözüme takılan bir şey olursa sana söylerim :) önemli olan kırmadan paylaşabilmek. Ama dediğin gibi, insanların gerek özel hayatlarından kaynaklı, gerek psikolojik yapılarıyla ilgili alıngan yapıları olabiliyor. Ama biz bunu bilemeyiz ki.
Dediğim gibi, yorum yapmak benim için zulüm oldu artık. İmlasını ele alsan güzel bile desen, adın çok bilmişe çıkıyor. Kurgusuna bir şey desen yine aynı. Ee biz ne diyelim. " Yüreğine sağlık, müthişsin harikasın" ...Benim rahat eleştiri yapabildiğim yazar sayısı taş çatlasın 10 geçmez... sana ve senin gibi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum bu nedenle..
Umarım eleştiri kaldırabilen sayımız artar...
Sevgiler...
Aynur kardeşim yazınızı okudum bu yazıda edebi hata veya edebi güzellik aramak gerekmez bence yazının amacı tamamen tartışma bilgilenme karşılıklı fikir alışverişi niteliğinde olduğunu düşünüyürum.
Bu yazıya göre taraf olmak birilerini yermek ,birilerini pofpoflamak gibi bir niyetim yok benim bu yazı adına herhanki bir yorum yapma yetkim veya hakkımda yok. Çünkü ben edebiyatcı değilim edebi hiç bir bilgi ve donanıma sahip değilim onun içinde okuduğum her yazı ve şiire yorum yapmamaya özen gösteriyorum.
Beni ençok rahatsız eden bazı sevdiğim arkadaşların şiir veya yazılarına neden yorum yapmayıp puan vermediğim konusundaki sitemleri oluyor arkadaşlarımızdan bazıları resmen yorum ve puan istiyor böyle bir talebe nasıl cevap verirsiniz bilmem ben hayır kardeşim olmaz öyle şey deyip kimsenin kalbini kırmak istemiyorum yanlış olduğunu bile bile sizinde bahsettiğiniz gibi bir iki sıra yorum yazıyorum çoğu kez puan vermiyorum zaten puanlamayı biraz saçma buluyorum.
Kör olanın bile görebileceği bariz hataları söylediğimizdede aldığımız cevap genelde özelden oluyor ve teşekkür ederim şiirlerimi okuma oluyor
Hem şiirlerde eleştirilmek istiyorum deniyor hemde eleştirilince dayanamıyorlar
Ben fırça yemekten haz alan bir adam değilim her yazdığım şiirde mutlaka bu işi bilen hocalardan eleştiri alıyorum buda benim hoşuma gidiyor çünkü ben bu işi tam olarak bilmediğimi kabul ediyorum.
Ben pervinarsln'ın yazdığı gibi geğirdiğinde keramet saçtığını sananlardan değilim...
Yadığınız bu yazı için bir tirhem kırılganlık duymadım pilakis memnun oldum çünkü benim ne kurdeleya nede puana ihtiyacım var geleceğimide burda yazı veya şiir yazmaya bağlamadım burada arkadaşlık gurupları var aynı şahıslar dönme dolap gibi aynı şahıslara borçluymuş gibi yorum yazıp puan veriyorlar yorumlarda amacından çıkmış birer takla niteliğini taşıyor artık Sitede gerçek yorum yazıp eksikleri söyleyen güzel olanları alkışlayanlar çok sevilmezler
Yüze yakın yorum ikiyüzün üstünde puan alan ve şiir denmeyecek veya konuşur gibi yazılar varken şiir gibi şiir yazı gibi yazıların aldığı yorum ve puan hiç yok bu tutumda nelerle uğraştığımız apacık ortada.
Sen yazdığın şiir ve yazılarını içine sindirmişsen bu işi bilenler senin hatalarını görüp seni ikaz ediyorlarsa senin ne puana ihtiyacın var nede alkışa doğru yolda ilerlemiş olursun .
Ben diyorumki bu işi bilmeyenler benim gibi yapsınlar sık sık imalat hane gibi şiir yazmasınlar şiir gibi şiir yazanları okusunlar .
..................selamlarımla
Aynur Engindeniz
Ama kendine haksızlık etmemelisin. Eğer edebiyata görnül vermeseydin, burada olmazdın. Ve senin de kendine göre okuma yeteneğin, bakış açın var. Beğenilerin var.
Evet puanlama bence de saçma. Ama en azından hak edene hakkını vermeliyiz, şiirde olsun, yazıda olsun...
Teşekkür ederim sana...
Aynur kardeşim, açıksözlü davranışınız, gerçekleri yazdığınız, bir çoğumuzun dile getiremediğini yazdığınız için teşekkür ederim.
Siteye, bir arkadaşımın şiirlerini okumak için üye olmuştum.Edebiyat ilgi alanım, okuyup yazmayı çok sevdiğim için, yazmaya başladım.Puan kaygım, kurdele sevdam olmadı, seçtikleri zaman da arkadaşlarıma teşekkür ettim.Kırıcı yorumlar yazmadan, yeri geldi gördüğüm yanlışları, o kişiye mesaj atarak bildirdim.
Bütün arkadaşlarım, hakarete varmamak şartıyla beni eleştirebilirler, kırılmam.
Bu yazınız iyi oldu, hiç rahatsızlık duymadım, memnun oldum.
Okuduğum yazıları, oku beni okuyayım seni zihniyetiyle değil de, sevdiğim kalemleri takip ederek yapıyorum.
Eksiklikleri de kırmadan, mesajla vermeyi yeğliyorum.
Benim yalnışlarımı her zaman açıkça yazın lütfen, kırılmam, okuyup, incelemeye değer verdiğiniz için teşekkür ederim.
Hayırlı cumalar, değerli kardeşim, sevgi ve dualarımla.
Aynur Engindeniz
Ayrıca bu yazı, direkt olarak kimseyi hedef alarak yazılmamıştır. 3 yıldır bu sitedeyim. Artık kimin ne tepki vereceğini anlamak zor olmuyor...
Tekrar teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Pervin Hanım, en çok puan alanlar nasıl görünüyor onu bile bilmiyorum. Öyle bir bölümü mü var sitenin:)
pervinarsln
Aynur Engindeniz
pervinarsln
gayet güzel ifade etmişsiniz sorunu... ben en çok okunanlara bakıyorum öncelikle ancak çoğunda ahbap çavuş ilişkisinden kaynaklanan takdirlerle karşılaşıyorum. yaratıcılıkta erezyon yaşandığından eminim bu ilişkiler yüzünden. hemen herkes flört halinde eleştiriyor birbirini. edebiyat defterinde böyle bir geleneğin olması çok tuhaf. pek çok arkadaşı okuduğumda ve eleştiriler karşısındaki kibirlerini gördüğümde aziz nesini bir kez daha saygıyla anımsıyorum. ne demişti? "geğirseler keramet saçtıklarını sanıyorlar" ne kadar ağır ve doğru bir tanımlama değil mi?
pervinarsln tarafından 6/25/2010 1:05:23 PM zamanında düzenlenmiştir.