- 631 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK BİR KUŞ
Küçükken başımdan geçen bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. Ortaokul yılları idi. Okullar tatil olmuştu. Ben heyecanla köyüme gideceğimden sabırsızlanıyordum. Annem babam köyde otuyorlardı. Bizim beş on ineğimiz vardı. Onları otlatmak bize düşüyordu. Bende Okulun yorgunluğundan iyice sıkılmıştım. İneklerimiz hepsi yavrulamıştı. Yavruları o kadar güzeldi ki, ben onlara ayrı birer isim takmıştım. Hepsi ayrı güzelliği vardı. Bizim ineklerimiz Anadolu sığırı denilen ineklerdendi. Bizim ailemiz için ineklerimiz yavruları hepsi ayrı bir neşe kaynağıydı sanki.
Köye gittim. Tabii ertesi gün babam bana inekleri otlatmam gerektiğini söyledi. Ben ineklerimizi alıp bayağı uzak olan dağları kırlara götürdüm. Haziran ayının belki de son günleri diyebilirim. Bizim dağlarda tam o sıralar otların yeşerdiği büyüdüğü aylardır. Otların çok olduğu yerlere götürmeye çalışıyordum. Derken otlak bir yere götürdüm. Orada inekler güzel otlamaya başladı. Bende biraz yorulmuştum. Oturduğum yerde kevenler vardı. Benim çok ilgimi çekti. Kevenin altında küçük bir delik vardı. Bir baktım dedim ki burada her halde ya yılan yada fare vardır diye düşündüm. Elimde bir değnek vardı. Değneği deliğe ittim. Baktım bir şey yok, devam ettim.Hala bir yılan çıkacak diye düşünüyorum. Oysaki başka bir şey olacağı hiç aklıma gelmemişti. Birden aklıma kevenin içerisine bakmam geldi. Baktım ki içerisinde küçük bir kuş. Kuş serçeye benzer bir kuş. Hayvan kevenin dikenlerine sıkışmış bin vaziyette öylece duruyordu. İyice bakınca birden kalktı ve uçtu.
Sanki hiçbir şey görmemiş gibi hala bakıyordum. Birden kuşun yumurtası olduğunu gördüm.Kuş kuluçka da yatıyormuş. Yumurtaların bir kısmı kırılmıştı. Ben ne yapacağımı bilemeden olduğu kalakaldım. Yarabbim ne yapabilirdim. Kuşun yuvasını yıkmıştım. Kuş yuvanın etrafında defalarca uçtu durdu. Bende hemen yuvayı düzeltip oradan ayrıldım. Ama nafile bir defa yuvayı yıkmıştım. Kuşun ötüşlerine çok üzüldüm. Yuvasının yıkıldığını kuş anlamıştı. Ben ise ne yapacağımı bilemiyordum. Çok üzülmüştüm.O üzüntü ile ineklerimizi bile unutmuştum. İneklerimiz başka yere gitmişler olduğunu sonradan fark ettim. Olduğum yerde ağladım durdum. Allaha dua ettim. Neden bu yuvayı bilemedim diye. Belki de benim birazcık bilgisizliğim idi. Orada o gün hiçbir mahlukatın yuvasının yıkılmayacağını anlamıştım. Bu benim için çok büyük bir ders oldu. Bundan sonra ne olursa olsun düşünmeden ve bilmeden hiçbir şeyin yapılmayacağını biliyordum. Allah kimseye yuvasız bırakmasın.
25.06.2010 Ankara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.