KARMAŞIK KARAKTERLER
Bilgisayarda, bir görüntü veya ses dosyasını düzenlemek için açıp ta baktığımızda aşağıdaki gibi karakterler görürüz;
“ …Info Ù —Õ ¬!$&*,.1359;=@BFHJMORUWY\_bdfiknqsux{~€‚…ˆ‹’•—šœ¡¤§©«®±³¶¸º¾ÀÃÅÇËÍÏÒÔÖÚÜßáãçéëîğôöøûı :LAME3.97 n @$ v. @ —Õú5_ ÿó€d ¨“ Ì¡Œ ‡p ìYA š¹¹"À Î œDB¨…»œ 8ˆ‰îîqÜôDôBë¹Àãğ d ÁãáÀ G?3ü À g-£|N Ç (p¸~ òíå Ãü¡É8?Ôî¬`@
EF£™ÌØ› T MiÑ©ºào ;W¸©£LµZÖ€3 òÇgë@Ü AùgÒ_x ÌqœbaIeŞsù 8 oBácq|ûßâàN Ã’hX¸@÷‹,-ïÿ®=ÿó‚d` Y9/Ì< ‘–^_˜@ aYÆ. á !sÛs{yõÿ×ÿ[W³¨ ‘/ö V2+Õï}ŸÄÖ•»b¼x¿ÿÿßøÿt¦¯Òš½ı)[ Ñ Ìy @¨D, ‰MÃ`…”
Bu haliyle baktığımızda bizim için pek bir anlam ifade etmez.
Okumak istesek okuyamayız… Mantığını çözmek istesek çözemeyiz.
Hani zeka sorularında olur ya;
“Aşağıdaki şekillere bakarak soru işaretli kutucuğa hangi şeklin gelmesi gerektiğini bulunuz…”
Bu şekilde araştırarak baksak; Nasıl bir ahenge göre dizildiğini anlayamayız….
Ancak bu yazılım dilinin uzmanı hemen anlar bu karmaşık sembollerin ne söylediğini ne anlattığını...
Elbette ki; Yapılması gereken, doğru aygıt ile izlemek, dinlemektir…
Örneğin yukarıdaki karmaşık sembollerden oluşan dosyayı bir ses proğramı ile yürütmüş olsak;
“Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim… Elhamdulillahi Rabbil Âlemin…” i duyar ve anlardık…
Peki bu karakterlerin yerine tıpkı âlemdeki gibi… Ağaçlar, kuşlar, dağlar, taşlar, gökler, yıldızlar… vs. olsaydı…
O zaman gözümüze çok hoş görünürdü…. Ama yine de nasıl bir sisteme göre dizildiklerini ne söylediklerini ne anlattıklarını anlayamazdık…
Uygun ARAÇ’ a… ARACI’ ya ihtiyacımız olduğu muhakkak…
O ARACI bize… Tüm bu sembollerin ne dediklerini sistemlerine uygun olarak okusun ki dinleyelim ve anlayalım inşallah.
Bakıyoruz âleme… görüyoruz… Duyuyoruz… Kokluyoruz… Tadıyoruz… Dokunuyoruz….
Ama sadece o sembole ait bir anlam yüklüyoruz…
O zaman işte ağaç ağaçtır… Taş taştır… kuş kuştur diyoruz…
Kiminin dili var ama kendince… Kiminin hiç dili yok… Sesi yok…
Pek bir şey anlatmıyorlar bize… Tıpkı yukarıdaki semboller gibi…
Oysa;
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ فيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَیْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه وَلٰـكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبيحَهُمْ اِنَّهُ كَانَ حَليمًا غَفُورًا
Tusebbihu lehus semavatus seb’u vel erdu ve men fihinn, ve im min şey’in illa yusebbihu bi hamdihi ve lakil la tefkahune tesbihahum, innehu kane halimen ğafûra.
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah’ı tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir, gafûrdur. (İsrâ Suresi 44. Ayet)
Her an tüm kâinat Allah’ ı hamd ile tesbih etmekte olduğu halde biz duyamıyoruz…
Anlayamıyoruz… Okuyamıyoruz…
Sav Efendimiz Hira Mağarası’ nda iken Cebrail (as) gelmeden önce bu okuyamamanın sıkıntısını çekiyor ve uzun tefekkürlere dalıyordu…
Ne zaman ki;
اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذى خَلَقَ
İkra’ bismi rabbikellezi halak.
Oku ismiyle o rabbının ki yarattı (Alak Suresi 1.Ayet)
Rabbinden “OKU” vahyi nazil oldu… Ve OKU’ du Ya Resulallah…
Sonrasında Hira’ dan dışarıya çıktığında, yolu üzerindeki ağaç ve taşlar, ona:
— Esselamu aleyke Ya Resulallah" (selam sana ey Allah’ın Resulü) diyorlardı.
O ağaçlar ve taşlar;
— Esselamu aleyke Ya Resulallah
Sözünü o an ilk defa söylüyor değillerdi… Ama Gönlüne kurban olduğum o an duyuyordu…
Çünkü O’ nun için en uygun aracı olan GÖNLÜ ile yürütüldü Âlem (Dosyası)
O ki Âlemlere Rahmet olandır… Ve bu Âlemi EN GÜZEL OKU’ yandır…
OKU’ du ve Duyurdu… Tebliğ etti…
Ama biz halen karmaşık semboller görmekteyiz…
Dağlar halen dağ bizim için… Taşlar halen taş…
Gönlümüze O lazım…
İllâ ki O’ nun Gönlü ile OKU-mak lazım…
Yoksa bu alem anlamsız bir şekilde karakterler karmaşası olarak kalacak bizim için.
Böyle olunca elbette ki;
مَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِه اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِىٌّ عَزيزٌ
Ma kaderullahe hakka kadrih, innellahe le kavviyyun azîz.
Allahın kadrini gereği gibi takdir edemediler, hakıkat Allah, yegâne kaviy, yegâne azîzdir
(Hac Suresi 74.Ayet)
Allah’ ın kadir kıymetini hakkıyla bilemiyoruz…
Çünkü kendi kadir kıymetimizden haberdar değiliz ki;
وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنى اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِى الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَثيرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضيلًا
Ve le kad kerramna beni ademe ve hamelnahum fil berri vel bahri ve razaknahum minet tayyibati ve faddalnahum ala kesirim mimmen halakna tefdîla.
Andolsun ki, Biz ademoğullarını mükerrem kıldık ve onları karada ve denizde (nakil vasıtalarına) yükledik ve onları leziz, temiz şeylerden merzûk ettik ve onları mahlûkatımızdan birçokları üzerine ziyâdesiyle üstün kıldık. (İsra Suresi 70.Ayet)
Nefsini bilmeyen Rabbini nasıl bilebilir ki…
Karmaşık bir karakter olarak kalır…
Oysa Âlemdeki her karakterin, her sembolün, her varlığın OKU’ duğu HEP;
Elhamdulillahi Rabbil Âlemin…
OKU-ya bilsek...
KaRMaŞıK KaRaKTeRLeR
KeReM Sahibi AŞIK-lardır...
Ayırma aşktan gözünü,
Ömür yabana gitmesin.
Duyma YÂR’ dan başkasını,
Seni kimse incitmesin.
HÂLimce...
25.06.2010 : 02:15
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.