- 1372 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
ÖN YARGI
İş çıkışı Uşak’tan gelecek misafirlerimi karşılamak için istasyona gitmiştim. İstasyonda, Uşak’tan gelen tren olması gerekirken, İzmir’den gelen tren vardı. Gişeye gidip görevliye sordum:
-Uşak’tan gelen tren gitti mi, gelmedi mi?
-Henüz gelmedi hanımefendi. Tehirli kalmış. Yarım saat sonra gelecek.
Yarım saat için, eve gitmeye değmeyeceğini düşünüp, çınarların altında bir sandalyeye oturup beklemeye başlamıştım. Hava çok sıcak olduğu için, trendeki yolcular bunalıp onlarda çınarların dibine inmişlerdi. Bir de İzmir’e gidecek yolcuları eklersek, istasyon oldukça kalabalıktı. Kalabalıkta zayıf uzun boylu, esmer, otuz beş kırk yaşlarında bir bayan dikkatimi çekmişti.
İlk gözüme çarpan kıyafeti olmuştu. Siyah zemin üzerine, kırmızı yeşil çiçekleri olan, topuklarına kadar uzun ipek bir elbise giymişti. İpek elbisenin altına, kocaman beyaz spor ayakkabı giymişti. Ateş kızılı, kocaman bir çantayı omzuna takmış, uzun siyah saçlarını, mavi bir tokayla toplamıştı. İki elini arkasına alıp, popo sunun üzerine kenetlemişti. Hapishanedeki mahkumlar gibi, peronda bir aşağı bir yukarı volta atıyordu. Gözüm takıldı ya… Kalabalıkta çirkin ördek yavrusu gibi O’nu takip ediyordum. Az sonra, elinde kaynamış mısır poşetiyle, yanımda bulunan çantalarının yanına gelmişti. Bağırıyordu:
-Kimse beni kandıramaz! Buna izin veremem! Enayi miyim ben?
Yanında on dört on beş yaşlarında bir kız vardı. Kadını sakinleştirmeye çalışıyordu:
-Teyze adam itiraz etmedi ki, sana başka darı vermedi mi? Adam’a neden bağırıp duruyorsun? Yanlışlık olmuştur.
Kadın hâlâ sinirliydi. Bana döndü. Eliyle az ötede el arabasında kaynamış mısır satan adamı işaret ederek:
-Aha şu mısırcıdan üç tane mısır aldım. Poşeti yanımdaki çantaların yanına koydum. Biraz sonra yemek için açtığımda üçü de yenmiş koçandı. Kan beynime sıçradı. Adam beni kandırdı!
Diye bağırıyordu. Bir yandan da çantalarını toplamaya çalışıyordu. Çantanın yanındaki poşeti açtığında, içinden üç tane kaynamış mısır çıkmıştı. Kadın, yanlışlıkla kendi poşetini değil de kendinden önce giden kişinin oraya koyduğu çöp poşetini almıştı. Kendi mısırlarını bulunca, bir yandan iade etmek için mısırcıya koşuyor, bir yandan da bana laf yetiştirmeye çalışıyordu.
-Sen olsan ne yaparsın, mısır torbasında koçan bulsan?
Yanındaki küçük kızda bağırıyordu:
-Mısırcı, değiştirmem demedi ki, ‘yanlışlık olmuş Hanımefendi, özür dilerim.’ Dedi ya.
Kadın kızı duymuyordu bile. Hâlâ bağırıyordu:
-Siz olsaydınız ne yapardınız?
Ben sesimi çıkarmadan, sessizce empati yapmaya çalıştım. Ben olsaydım, önce önyargıyı yıkmaya çalışırdım. Mısırcı değiştirmem demiyor. Senin sözüne güvenip, yenmiş koçanlarla yenisini değiştiriyor. Mısırcı da diyebilirdi ki; ‘Senin yemediğini nereden bileyim?’
Emine/ Manisa/18/06/2010
YORUMLAR
Bu da benim şiir diliyle ÖNYARGI'ya bakış açım.
Sizinla paylaşmak istedim Emine hanım...
Selâm... Sevgi... Duâ ile...
ÖNYARGI
-Yanlışçılara ithaf-
Ayrık gibi, tüm bedeni kaplamış
Yanlış fikri, tâ kökünden sökmek zor!
Ya alerji yapar, ya geri teper
Çorak kalbe, soylu tohum ekmek zor.
Vurabilir misin dertlere neşter?
Bir hünerin varsa sen onu göster
Îman, fedâkârlık, yiğitlik ister
Serden geçip, gemileri yakmak zor.
Her zaman ayaklar basmalı yere
Yüzme bilmiyorsan geçilmez dere
Şu/bu sebeplerle düşmüş bir kere
Yanlış yola, sapmış ise çıkmak zor.
Elbette olmalı güçlü bir bilek
Dâvâ adamında dağ gibi yürek
İlgi, bilgi, sevgi, metânet gerek
Dâvâ için, her çileyi çekmek zor.
Doğruyu bulanlar er oğlu erler
Atomdan tehlike “önyargı” derler
Kemikleşmiş, kökleşmişse fikirler
Taassubu, önyargıyı yıkmak zor…
24/07/’10
Hanifi KARA
Ben olsam kesin " Aaa ben ne zaman yedim ki bunları?" derdim.
Şaka bir tarafa eğer para içinse o kadar tantana üç kuruş için değmez. Ama kendini enayi yerine konmuş ve kandırılmış hissetmekse... O zaman zaten satıcı telafi ederim demiş.
Bence o bayan yol yorgunluğundan ve sıcaktan kendini kaybetmiş ve ne yaptığını bilmiyor :))
Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgili Emine Abla, karar verdim kısa yorumlar yapacağım.Bir iki cümlede eksiklik var. Ama anlatmak istediğin ve anlatım şeklin çok güzel. O yüzden sana 10 puan veriyorum.
Sevgiler...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Aynur Engindeniz
Sen de alınma lütfen...Biri samimiyetime inansın bari...Sevgiler çokça..
ahh bu önyargılar değilmi bazen hayatımızı ,sinirlerimizi altüst eden.ataomu parçalamaktan daha zormuş önyargıyı yok etmek.kutlarım sizi güzel bir konuyu ele almışsınız sevgiler ...
Emine UYSAL (EMİNE45)
önce dinlemek ve sonra düşünerek cevap..hemen önyargılı olmamak lazım
tebrikler güzel yazı...
sevgilerimle..
Emine UYSAL (EMİNE45)
evet öncelikle sorması gerekirdi yargılamazdı insanlar işde böyle sorup sormadan bağırıyorlar ve yargılıyorlar
güzel bir anlatımdı tebrikler sevgiler .....
Emine UYSAL (EMİNE45)
Kadının densizliği.Bir mısır için ortalığı velveleye vermiş. Gereksiz yere tepki göstermiş.Demek ki kadın,hayattan hiç ders almamış ki.Sokağa yeni çıkıyor olmalı.Sizin de önyargıyı kırma düşünceniz yerinde doğrusu...
Selamlar...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Valla söze ben olsaydımla başlarsam ortaya ona benzer bir infaz çıkardı. Belkide gülerdim zira mısır iki lokmada dişler asasından sıyrılacak bir yeme şekli olamaz.
Tabi elbette ön yargı nalet bir durum.
Çok saygılar EMİNE
guler birsozu tarafından 6/25/2010 3:40:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Aldığı mısır poşetini elinden bırakıp, sonra başkasının bıraktığı çöp poşetiyle karıştırıp, mısırcıya kök söktürmek, ona haksızlık olmuş gibi geldi.
Ben olsam ne yapardım diye düşünüyorum, galiba mısırcıya gidip çatamazdım, ya da poşetimi elimden bırakıp, bu karışıklığa sebep olmazdım.
Trajikomik bir olayla karşılaşmışsınız, sevgiler.