- 865 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAVAŞ VE SİLAH
Savaş ve silah üretiminde, insanoğlu vicdanıyla acaba doğru orantılı mı, ters orantılı mı? Eğer insan olmak ve insanlık söz konusuysa, modern ve çağdaş insan olmak savaş ve silah üretimine ters düşer. O halde modern ve çağdaş insan olma deyimi havaya uçar ve yerinde bir deyim değil.
Modern anlamda her türlü öldürücü araç insanî değil. İhtiyaç anlamında bile öldürücü araçların kullanılması da yasalar çerçevesinde belli bir sınırı olmalı. Savaş, silah ve her türlü öldürücü araç olduğu müddetçe ve insana karşı kullanıldığı müddetçe, insanlıktan dem vurmak aptalcadır. Demokrasiden, kardeşlikten, eşitlikten, barıştan dem vurmak bile insanın kendisini kandırmasıdır. İhtiyaç karşılığında kullanılan öldürücü aletlerin kullanılması bile sınırlandırılmalı ki, bu da yine bazı yenilebilir canlı hayvanların tükenmesini getirir.
İnsanlıktan bahsetmek için bu öldürücü araçların, kimin elinde olduğuna bakmak gerekir ve ne şekilde kullanıldığını göz önünde tutmak gerekir. Aksi durumda insanlığın sürekli hayvanî ve vahşiliği kendi güncelliğini korur ki, yırtıcı hayvan dediğimiz kaplan bile insanın yanında masum kalır.
O halde günümüzde nükleer-biyolojik-kimyasal atomların gölgesinde insanlıktan, moderniteden bahsetmek aptallıktır. Bu silahların gölgesinde demokrasiden dem vurmak da ahmaklıktır. Çünkü insan yaşamı, bu öldürücü ve yok edici silahların tehdidi altındadır. Bu tehdit ve tehlike var olduğu müddetçe hiçbir idari şekil insanî olamaz. Bu anlamda egemenlerin insanî olmadıklarına dair maskelerini düşürmek gerekir. Bu durumu bıkmadan, usanmadan yoksul halka anlatıp aydınlatmak gerekir.