ISTANBUL'U YAŞIYORUM GÖZLERİM KAPALI;
İstanbul’u yaşıyorum gözlerim kapalı; bir pencere önünde bir masada karşılıklı oturan iki küçük kız yolu gözlenen kim, kimi bekliyor? Sütçü amcayı bekliyorlar sabırla heyecanla . Sütcü amcayı gördüler ardında merkebi ile yokuştan aşağıya doğru iniyor. Merkebin iki yanında tahta kapaklı ufak dolablar sarkıyor , dolabın yanlarında süt güğümleri sallanıyor ve sırtında kocaman tepsiler yüklü . İki küçük kız çığlık atıyor sevinçle “babaanne sütçü geldi“ diyerek . Babaanne geliyor elinde iki tas ile ve sütçü taslardan birine süt diğerine yoğurt koymasını söylüyor o anda iki küçük kızın gözlerindeki sevinç ışıltıları yok oluyor. Sütçü sütü ve yoğrudu babaanneye uzatırken bir ses duyuluyor ve iki küçük kızın yüzünde gülücükler açıyor “torunlarıma da yoğurt veririmisin sütçü bey?” Sütçü merkebinin yanındaki dolabı açıyor içindeki ufacık cam kaselerden birini dolaptan özenle alıp iki küçük kıza uzatıyor…
İstanbul’u yaşıyorum gözlerim kapalı ; bir vapur Rumeli kavağına yanaşıyor iki küçük kız , anneleri , halaları , kuzenleri ve Büyükbaba 10-12 kişiler vapurdan karaya çıkıyorlar önlerinde daha çok yolları var . İskelenin yanındaki balık ekmek tezgahlarından birine yaklaşıyorlar , balıkçı “ Hoşgeldiniz her zaman ki gibi mi “ diyerek Büyükbabaya soruyor . “Her zaman ki gibi” yanıtı ile derme çatma çardağın altındaki masanın çevresinde oturan gruba ekmek arası balıklarını veriyor . Yemeğin ardından üç kişinin zor yan yana yürüyebildiği patikadan yukarı doğru tırmanmaya başlanıyor tepeye vardıktan sonra koşarcasına aşağıya iniliyor Altınkum plajına gelinmiştir. Akşamın son saatlerine dek denize girilip çeşitli oyunlar oynandıktan sonra aynı yol daha da uzunmuş gibi geliyor dönüşte . Ancak dönüşte iskelenin önünde üç ayak sehpasının üzerinde tepsisi ile duran amca görüldüğünde iki küçük kız ve kuzenleri Büyükbaba’ya usulca sokulup tepsideki renga renk macunların neli olduğunu soruyorlar ve tercihlerini belirtiyorlar. Ancak; büyüklerden bir şey istemenin ayıp olduğunu bildiklerinden “bize macun alırmısın büyükbaba”diyemeden yokuş aşağı koşuyorlar . İskelede ellerde macun çubukları son güçle vapura biniliyor . Eve kadar nasıl yürünecek ?
İstanbul’u yaşıyorum gözlerim kapalı ; ada vapurunda oturuyor genç kızlığa adım atmak üzere olan küçük kız vapurun arka güvertesinde oturuyorlar ailesiyle . İnsanlar denize gidiyorlar . Küçük kızın gitme nedeni farklı ağabeyi Deniz Lisesi sınavına girecek onun için gidiyorlar . Sınav küçük kızın umurunda değil denize ve ana karaya bakıyor . Kenarda yalılar ardından yerleşim ince bir kıyı bandında sonrası yem yeşil ormanlarla kaplı tepeler gökle kucaklaşıyor sabahın erken saatinde . Yol boyu vapurun denizi yarışının sesini bir şarkı gibi dinliyor , vapurun yanında yunuslar atlıyorlar ve üstlerinde martılar uçuyorlar anadoluda yaşayan küçük kız hayallere dalıyor. Adada iskeleden faytona biniyorlar okula gidebilmek için yolun iki yanında önce ahşap ve kağir köşkler bakımlı bahçelerin içinde ardından köşkler araları açılıyor ve çam ormanları başlıyor . Ağaçların gövdelerinin aralarından deniz görünüyor ve küçük kız ilk kez çam yapraklarının ne kadar kaygan olduğunu öğreniyor . Ağabey sınavdan çıkana kadar çam kokusunu içine çekiyor . Sınav bitiyor hızla iskeleye iniliyor dönüşte ne gün batımı ne martılar küçük kızın ilgisini çekiyor . Temiz havanın verdiği sarhoşluk ve yorgunlukla uyukluyor …
İstanbul’u yaşıyorum gözlerim kapalı ; üniversiteli kız koşarcasına Taşkışla’nın kapısından çıkıyor ve koşmaya başlıyor aynı hızla çıkan sınıf arkadaşı kolundan tutup yakındaki lüks pastahaneye sokmaya çalışıyor kızı ancak , pastahanedeki görevliler iki genci içeri almıyorlar kapalı olduklarını söylüyorlar tartışıyorlar. Bu tartışma esnasında yoldan önce üniversitenden çıkan gençler artlarında polisler geçiyor . Kız ve arkadaşı pastahanenin girişinden dışarı çıkıyor bir grup polis daha gelmekte olduğunu görüyorlar. Kız ve arkadaşı korku içinde Taksim’den Tünel’e arka yollardan normal şartlarda 30 dakikada gittikleri bu mesafeyi koşarak 15 dakikada gidiyor. Tünele binip Karaköy’e geldiklerinde ertesi gün kaç masum arkadaşlarının bir süreliğine göremiyeceklerini düşünerek kız vapur iskelesine, arkadaşı Sirkeci tren istasyonuna doğru gidiyor …
İstanbul’u yaşıyorum gözlerim kapalı ; ……….
E. Funda Deniz
YORUMLAR
Güzel bir yaşam öyküsünü farklı anlatım güzelliklerinle anlatmışsın…
Yazının sonunda ilk aklıma gelen senin Taşkışla da Üniversiteyi okuduğun oldu...
Sonra!
Geçliğin sancılı ancak yurduna duyarlı günlerini hatırladım.
ve
Yüreğine sağlık satırların sadeliğinde takdir edilir bir çalışma…
Saygılarımla
e.funda
Yaşamdan güzel kesitler tabiki sıkıntılı acı günlerimde oldu ancak o günleri paylaşmak çok zor geliyor benim için
Güzel teşvik edici yorumunuz için teşekkür ederim
Saygılarımla
Yazınızı ilgi ile okudum ve İstanbul'u dolaştım sizinle beraber.. En çok da Askeri Lise sınavı ile ilgili bölüm dikkatimi çekti. Biz de oğlumda böyle bir serüven yaşamıştık ve İstanbul'da ailece dolu dolu bir beş gün geçirmiştik. Çok beğendim. Tebrik ederim. Sevgilerimle..
e.funda
Umarım sizin oğlunuzda abim kadar başarılı bir subay olur!
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim .
Aysel AKSÜMER
Ben de askeriyeden emekliyim. Sevgilerimle...