- 1801 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BIRLIK GAZETESI YAZIDIZISI 1. / YUNUS EMRE.. GÖNÜL CESLI
/pages/GONUL-CESLI-SIIRLERI-VE-YAZILARI/126281097406903?ref=mf
BIRLIK GAZETESI YAZIDIZISI..
Yunus Emre
Merhaba Sevgili Okurlar..
Sizlerle paylaşacağımız bu yeni sayfada, sanata ve Türk dilinin derinliğine ışık tutan Türk Edebiyatının oluşumuna, katkıda bulunan, değerli yazarlarımız, şairlerimiz ve aydınlarımızın, yaşamdan kesitlerine, hayata ve insana bakışlarına, Özümüzdeki değerleri, yazı sanatı ile kitlelere ulaştıran, ustalarımıza değinip yervereceğiz..
Yanısıra yeni yetişen şairlerimize, imkan ve olanak sağlayabilmek açısından, sayfamızda her sayımızda şiir köşemizde, sizler için seçtiğimiz genç şairlerimizden, ya da sizlerden gelecek olan şiirleri yayımlayacağız..
Yazı sanatı, resim sanatının çağdaşlaşmış biçimi olduğundan, zaman, zaman resim ve de elsanatlarımıza değinip, kültürümüzün bu güzel yönlerinide geniş kitlelere ulaştırarak, Avrupa’ da yaşayan bizlerin, sanatla olan ilgisini ve yakınlığını pekiştirmek amacı ile, unuttuğumuz yahut pek fazla vakit ayıramadığımız, " Sanatın " hayatımızda bize yeni ve de derin ufuklar açacağı, kendimize belki de yeni uğraşılar edineceğimiz, ya da yeteneklerimizi geliştirerek, kendimize daha geniş hedefler arayacağımız, bir paylaşım köşemiz olacaktır..
Türk insanı yaşantısı boyunca edebiyat ile iç içe olmuştur.. Tarihi geçmisimize bakarsak Türk Edebiyatı`nın kaynağı
olan Yunus Emre, Hz. Mevlana, Karacaoğlan gibi değerlerimizin halktan insanlar olup, yine halk dili ile insanlara seslenişlerini ve insanların hayatlarında bir felsefe edinmelerine öncülük etiklerini görürüz..
Her sene Mayıs ayında düzenlenen Yunus Emre’ i anma etkinlikleri, bu sene 03 Mayıs-09 Mayıs 2010 tarihlerinde Istanbul’da geniş çapta kutlandı.. Dünyanın ve ülkemizin her yerinde Yunus Emre yad edildi.. Bir hafta boyunca Yunus Emre haftası ilan edilerek insanımızın, Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk’ün İslam’a bakışını Türk Dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre’ yi, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek insanı, hem ülkemizde, hemde dünyada, Hz. Mevlana gibi duyura bilmekti amaç..
Yunus Emre’ yi bilmeyenimiz yoktur elbet, 7 den 70 herkes duymuştur bu büyük üsdatı.. Yunus Emre halkımız tarafından hala çok sevilen, kimi tasavvuf eserlerinin Ilahilerin, türkülerin, yer yer Atasözü misali dilden dile dolaşmış mısraların sahibidir.. yaklaşık 700 yıllık tarihi geçmişinde, Türk kimliğinin en güzel temsilcilerinden olmuş, bu büyük üstad rivayetlere göre, Anadolu’ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu, bu konun kesin olarak bilinmediği gibi, tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir’de öldüğü yolundaki, rivayetlerde olduğu üzere çok çapta tartışılıp araştırılmıştır.. Türkiye’nin pek çok yerinde Yunus Emre’nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır.
Rivayetlerden yola çıkarak kısaca, Yunus Emre’ nin, nasıl ? " Koca Yunus " olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum..
Bir kıtlık vakti Yunus Emre, Hacı Bekatş-ı Veli’ nin dergâhından tarlasına tohum temin etmek üzere dergâha gider. Tohum için ne parası, ne de karşılığında verebilecek değerli bir eşyası vardır. Ama ! Adabtan olsa gerek, boş elle karşılarına çıkmak istemez.. Ne yapmalı ? Diye düşünürken, aklına kırlarda yetişen alıç gelir.Karşılıksız bir şey istemek yerine topladığı alıçları dergâha götürür. Alıçların dergâhdakiler tarafından kâbul görülüp görülmeyeceği şüphelidir. Bu teredüd ile Haci Bektaş-ı Veli’ nin karşısına çıkar. Hediyesinin kabul edildiği söylenilir. Yunus Emre buğday ister, onlar; Nefes verelim der.. Yunus Emre ısrar eder buğday diye, onlar; her alıç tanesine karşın Nefes verelim derler, onuda kabul etmez.. O halde geç ambardan istediğin kadar tohum al derler. Yunus emre buğdayı alıp yola koyulur, yolda içini kemirir düşünceler.. Nefes alsam, daha mı iyi olurdu ? Diye düşünür. Ayakları geri, geri gider. Sonunda dergâha varır ve Nefes istediğini söyler.. Senin Nefesin de Kilidin de Taptuk Emre’ nin dergâhındadır, oraya git derler..
Taptuk Emre’ nin tekkesi aynı zamanda bir iş okuludur. Herkesin bir uğraşısı vardır. Tarla ,ev işi, bağ, bahçe, çalışır müritler. Yunus Emre’ ye de odun toplama işi verirler. Bir yandan odun toplar, bir yandan konuşmaları dinler.
Şeyhinin anlatıklarını dinlemekle kalmaz aynı zamanda uygular ve de yaşar, kendini olgunlaştırır.
Yunus Emre’ nin 40 yıl, bu tekkede hizmet ettiği bilinir. Bu 40 yıl içerisinde kestiği odunların, bir tanesinin bile eğri olmamasına gayret eder. Dergâhtakiler bir gün Yunus Emre’ ye sorarlar, bu topladığın kestiğin odunlar arasında hiç eğri odun yok mu dur ? Diye. Yunus Emre, tekkede bulunan insanların ve şeyhi Taptuk Emre’ nin dosdoğru insan olduklarını, insanlara doğruluğu dürüstlüğü öğretiklerini söyler. Bu güzellikler içerisine eğri odunun girmesinin hoş olmayacağını vurgular. Işte böyle ince düşünen, kendiside dosdoğru olan " Koca Yunus " Yunus Emre, belki de bize yine kendince bir felsefe aşılar..
40 senesini bir dergâhta geçiren Yunus Emre, yanısıra şiir tutkusunuda dillendirerek yaşar, sonunda Türkçe’ nin Ses Bayrağı olan " Koca Yunus " Yunus Emre haline gelir..
Bir süre dergâhtan ayrılıp, Anadolu’ yu gezen Yunus Emre, halkı yakından tanıma fırsatını da bulur. Halka yakınlığı nedeni ile Arı Dil kullanması, halk tarafından anlaşılırlığını kolaylaştırıp yagınlaştırmıştır. Anadolu’ nun kargaşa içinde bulunduğu bu dönemde, Yunus Emre Türkçe söyleyerek halkın birlik ve bütünlüğünü savunmuştur. Yunus Emre’ nin bu zamanı Osamanlı Imparoturluğu’ nun kuruluş yıllarına denk geldiğinden, sarayda kullanılan dil, daha çok Arapça ve Farsça’ nın etkisinde, Türkçe ile karışmış bir karma dildir.. Yunus Emre ise Öz Türkçe şiirler söyler ve Anadolu insanının kendi kimliğini ortaya koyar. Yunus Emre’ nin şiirlerinde de zaman, zaman Arapça ve Farsça kelimelere rastlanmaktadır. Fakat! Bunları bir estetik kaygısı içerisinde, ahenk ve kulağa hoşgelmesi arzusu ile şiirin estetikliğini değerlendirerek söylemiştir. Bu yüzden Yunus Emre’ ye Türkçe’ nin Ses Bayrağı adı da takılmıştır. Türkçe’ nin özgürlüğünü simgeleyen ve söyleyen bir halk ozanı olarak...
Yunus Emre şiirlerinde insan kaynak olarak alınır. Insan sevgisi Yunus Emre için cok şey ifade etmektedir. Nitekim
" yaratılanı hoşgör, yaratandan ötürü " diyen ve kullandığımız Atasözlerinin içerisinde de yer alan bu sözü, onun insana bakış açısını da ortaya koymaktadır. Şiirlerinde tasavvuf ilkelerini yalın, yapmacıksız şekilde dile getirir. Dostluk, kardeşlik, ölüm, doğum, yaratılış, aşk, gurbet ve hayata bağlılık gibi çok çeşitli konuları işlemiştir..
Yunus Emre sözlü Edebiyat geleneğimizin devamıdır. " Yunus Emre Divan’-ı " bile ölümünden sonra düzenlendiğinden, yazıldığından, çok sayıda şiirin kaybedildiği var sayılır. Mevcut olan şiir sayısı yaklaşık 350 civarında olup " Risaletu’n-Nushiyye " adlı eserde toplanmıştır..
Yunus Emre’ nin şiirleri çeşitli müzik dallarında kullanılmıştır. Halk müziği, ilahi, Türk Sanat Müziği gibi çok sesli müziğe de kaynak olmuştur. Ünlü bestecimiz Ahmet Adnan Saygun, " Yunus Emre Orotoryosu" adinda bir orotoryo bestelemiştir ve dünyada cok sevilen eserlerden biridir.. Yunus Emre şüphesiz ki Türklüğün gurur kaynaklarından biridir..
Yazan: Gönül Cesli
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
Ol yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere yelmektir
Dört kitabın ma’nisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Ma’nisi ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yunus Emre
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ
Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem
Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar
Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni
Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları bana seni gerek seni
Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm
İki cihanda maksudum bana seni gerek seni
Yunus Emre
Sizlere birazda kendimden basetmek istiyorum. Ben 14 yaşımdan beri şiir yazmaya çalişan ve en büyük hayali bir gün kendi şiirlerini kitaba dönüştürmek olan, kendi halinde bir insanım.. Zaman, zaman sizlere yazdığım şiirleride sayfalarımızdan aktarmak ve sizlerle paylaşmak beni çok mutlu edecek.. Dilerim beğeni ile takip edersiniz..
Sevgi ve Saygılarımla
Gönül Çeşli
BIR GARIP YOLCU...
Şimdi nedesem boş,
Sözlerin tükendiği noktadayım..
Artık nereye gitsem,
Bir garip yolcuyum duraksız,
Ne hanlar taşır bu bedeni,
Nede hamam kağfi gelir, arıtmaya tenimi..
Içtiğim su zemzem olsa, şifası yok derdimin.
Yediğim lokma, geçmez boğazımdan,
Haram olmuş sanki..
Aldığım nefes sayılı iken, vermek ne kolay..
Can bendenden çıktı çıkacak..
Ölümü tatmak nasıl ? Olacak..
YAZAN: GÖNÜL CESLI
_____________________________________________
AŞK..
Aşkı bilmeyene, aşkı anlatamazsın...
Sevmeyeni zorla kendine bağlayamazsın..
Ve aldatanla başa cıkamazsın...
Sadakati sorarsan, onu hiç arama..
Onda bulamazsın...
Aşki anlayani buldunğunda kaybetme...
Çünkü sevgininde en güzelini yaşayacaksın...
Sadakat onun yüreğinde,
Istesede aldatamayacak kadar, seninle dolu..
Ve işte bir yanlış, bir doğru...
Seçim senin...
Ya aşk içinde harab olacaksın...
Ya aşkı..
Sonuna kadar hakkı ile yaşayacaksın..
YAZAN: .Gönül Cesli
________________________________________________
OYSA AŞK..
YALNIZLIKTI BIZI ACITAN..
OYSA YALNIZLIK DOĞUMDAN ÖLÜME...
NEDEN DIR ? BU SAVAS..
MADEM YALNIZLIK BU KADAR KUVETLI ISE..
YENMEK MÜMKÜN DEGIL...
BILE BILE.. NE DIYE ? SAVAŞIR INSANOĞLU..
KALABALIKTA BILE, YALNIZLIGINI YOK EDEMEZKEN..
CURCUNANIN IÇINDE YOL ALIP,
KENDINI ALDATIŞIN EN AÇIK IFADESIDIR..
AŞK ADINA, KARŞI CINSE DUYULAN ÖZLEM..
OYSA AŞK ! BIR TEK YARADANA..
BIR TEK ONA OLAN, YÜCE BIR DUYGUDUR KI !
BELKIDE; O YÜZDEN MUTSUZDUR..
AŞIK OLANLAR..
YAZAN : GÖNÜL CESLI
______________________________________________
BIR OLGUDUR..
BIR OLGUDUR OLGUNLASMAK...
HAMKEN PISMEKTIR..
ACIYLA GARK OLURKEN GÖNÜLLER...
YASTIR DAMLA DAMLA GÖZDEN SÜZÜLEN..
ARITMAK ICINDIR RUHU AKAN KIR...
CEHREYE YERLESEN HER CIZIK..
BIR HIKAYEDIR YASAMI SÜSLEYEN..
SACA DÜSEN HER BIR AK NURDUR, ANLAYANA...
BIR OLGUDUR OLGUNLASMAK..
ICININ EN IC KISMI DAHA COCUKKEN,
KABULLENMEKTIR..
ZAMANIN INSANI ADIM ADIM SONA YAKLASTIRDIGINI..
BASLAMASI ICINDIR GERCEK HAYATIN
DÖNÜSÜMDÜR..
TOPRAGIN, TOPRAGA KAVUSMASIDIR ..
YAZAN : GÖNÜL CESLI
____________________________________________________
ÖZLEM..
DÜŞÜNÜRSEN; BULURSUN DÜŞKIRIKLIĞINI...
YAŞARSAN ANLARSIN..
SAÇMA BULDUĞUN OLGULARI...
TATMINSIZLIK SARDIYSA, ARZULARINI...
UMUDUNU ÇALDIYSA..
ADI; GEÇMIŞ,
SOY ADI; GELECEK OLAN..
O ! SABIKALI SUÇLU ..
YÜREĞINE OTURDUYSA,
OTURAKLI BIR ÖZLEM...
ÖZLEMIN KENDISI, DAHA TATLI GELIR..
KAVUŞULASI O ! TENDEN...
YAZAN: GÖNÜL CESLI
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.