- 1766 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yılanların Sevişmesi
Seni beklerken, bir yıldız yağmuruna tutulmuştum ben
Sevdanın mayınlarında parçalanırken de, seni bekledim
Şimdi, kurşunlara yürek, sevgilere çiçek olmayı öğrendim
Attım yüreğimi yılanların sevişmelere durduğu gecelere…
Sevdalara küskünlüğüm başladığında buldun beni çocuk parklarında. Görmediğim şehirlere götürdün beni. Ayakkabım lastikten, mintanım yamalıktan örülüydü. Kış aylarında limon çalardım bahçelerden. Grip olmazdım, ama hapşırırdım yalnızlıktan, ara ara sevdalar, ’çok yaşa’ derdi arkamdan. Çoraplarım delik, yüreğim tamdı inadına. Yazın yılan kovalardım komşumuzun bahçesinde. Çöpçüler karton toplarken çöplüklerde, kafam karışırdı benim de. Çok şey öğrendim senden, kavga etmeden. Beraber tutuşturup yakardık yürek sobamızı. Doğuda çocuklar üşürdü, biz söndürürdük ateşi, onlardan öğrendik karda kızak kaymayı. Varoşlar kazılırken, biz delikanlı yürürdük kaldırımlarda.
Şehrin göbeğinde canlar düşerdi soğuk kaldırımlara. İnsanlar sigara yakıp izlerken ölümü, biz ağlardık. Bakışlarımızda yoksulluk, düşüncemizde varlık ve 16’mızda öğrendik sevdayı. Kahpe gülerdi bu şehir biz birbirimizi sevdikçe, kahpe kurşunlar sıkardı arkamızdan. Çekip gitmelerimiz de olurdu arada, özlem dingin korkular taşırdı kıyılara, yatırıp birlikte yok oluşları soyardık, yılanlar uyurken, biz sevişirdik.
Beslediğimiz serçeler, özlediğimiz mavileri getirirdi sonra. Denizin tuzlarını sorardık, söylemezlerdi. ‘Ödenmemiş hiçbir bedel, hayalsiz olmaz’, derlerdi. Ve biz kolumuzda paslanmış saatleri denizlere atardık, namlusu tetiğe küsmüş bir gecede, şafak sancılara durana kadar sevişirdik. Susardı yeryüzü, susardı hayvanlar ve bir yağmur alacasında çatımızdan sular damlar, parmaklarımızdaki sarılışlarla gözlerimizi yine birbirimize açardık.
Dün bugünden, bugün dünden kötüyüm desem iyi olabilir miyim, bilmiyorum. İçimin yabanıl sarhoşluğunda kartallar sevimin dağlarında yırtıcı pikeler yapmakta. Aşk diye sevdama bandığım ekmeğim düğümleniyor boğazımda. Oysa, yağmurlarda birlikte yürüyecek, birlikte ıslanacaktık denizin tuzlarıyla. Yüzüme vuran yansımanda çöle düşmüş bir mecnun’un ağıtı olacaktım dilinde.
Dilindeki şarkılardan fallar açıp yalnızlığına kanatlarına hasretler yüklemişsin şimdilerde. Verdiğin hasret meyini kendin içmiş, kendi susuzluğunu gidermişsin kana kana. Seni güvercinler gibi severken kartal yuvalarına bırakmıştın aşk güllerimi. Ne güllerin rengi, ne gecelerin atar yüreği dindirmedi sana olan hasretimi.
Seni bekleyen gecelerimde bir yıldız yağmuruna tutulmuşum ve koynuma düşen bir fısıltıyla gecenin sesini dinliyorum. Adımı ve şiirlerimi arıyorsun katran karası gecelerde ve içimdeki çocukları seviyorsun. Yüreğime şarapneller, yüreğime mermiler saplanmış gülüm, ayaklarım paramparça. Sevdanın mayınlarını geçemezken ben, sana gelmemi istiyorsun. Yıkılmışım, dağılmışım karanlıklarda, üzerimde ağır bir gök var buralarda.
Şimdi, senden çok uzaktayım. Gözlerimde gururdan kocaman dağlar. Bir yılan sevişmesi yüreğimdeki ve ben sensizliğe sarılarak ağlamayı da öğrendim. Ben de gördüğüm rüyaların yorumlarını şarkılara bıraktım. Sevginin gülleri buruşmuş, o güllerin üzerindeki şebnemlerin gözyaşları silinemez. Ruhumu okşayan, ruhumun ordularına kafa tutan bir sevda büyüyor içimde. Ömrümün yolları ona, evrenimdeki tüm sözcüklerimi yoluna serpiyorum.
Bir sevdanın parmaklarından yıldız tozu topluyorum anlayacağın. Kurşunlara yürek, sevgilere çiçek, gecelere beklemek, ölümlere dua oluyoruz birlikte. Çünkü düşüncedir karanlığı kucaklayan ışık. Nice anlamsızlıklar yüreğimde süzülen ışıkla döner geldikleri yere, dönerler yılanların sevişmelere durduğu gecelere.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
selahattin bey, bu cümleleri hepsi birer dize. hem de mükemmel dizeler. uyağı bile var çoğu cümlelerin. farkında olmadan şiir gibi okudum neredeyse. böylesine imgelerle yazarken neden şiir değil de düz yazı?
açık söylemek gerekirse peşpeşe gelen imgeler düz yazıda zorluyor biraz..
Selahattin YETGİN
Sonuç olarak bu benim tarzım. Çok fazla tarz denedim, ancak okuduğunuz bu yazı daha önceki yıllardan.
Netice itibariyle süzgeçten ne süzülürse size ikram ediyorum. Çay demlenmemiş diyorsanız size harika bir Akdeniz kahvesi ikram edebilirim:)
Sevgilerimle.
"üzerimde ağır bir gök var buralarda."
hiçbir yazarda bu kadar imgesel şölene rastlamadım... büyük bir hazla, ince ruhlulukla, aşkla, insanlıkla yazıyorsunuz hocam!
ve ben şasnlıyım, sizi tanıdığım için...
dahası, yaşamak aşkla güzel değil mi?
yüreğinize, yüreğimden selamlar...
tebessümle :))
Selahattin YETGİN
Nerede Emre Onbey imzası görsem saygıyla eğilirim.
Seni okumak beni hep mutlu ve gururlu kıldı dostum.
Sevgilerimle.