- 2055 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Lanetli
LANETLİ
(21 Kasım 1963 Perşembe. Dünya yeni bir yıla girmeye hazırlanırken, tüm insanlığı sarsacak bir dizi olay gerçekleşecektir.)
- Bazen insanlar olaylardan ve zamandan ayrı bir dünya kurar o dünyaya sığınır yaşamaya devam eder. İnsanlar bazen her şeyden kaçmak isterler, bu kaçış aslında kendinden kaçmaktır. Bir sığınak ararsın ve hayat seni çaresiz bırakır. İnsan basit bir güdüyle yaşar; nefes alır verir. Sığınak yalnızlıktır çaresizlik ise insanın nefesini bağlar. İnsanlar genelde üç tiptir; iyiler, kötüler ve her ikisini de barındıranlar. Aslında insanları ve çaresizliklerini anlatmaya bile gerek yok, her insan diğer insanları bilir.
-Peki sizi bizden ayıran en büyük özellik ne?
(Bir sigara yakar ve odanın içersinde gezmeye başlar.)
-Biz Lenetlileriz. Bizler her bin yılda bir dünyaya gönderilir ve insanların arasına fitne sokarız.
-Siz nesiniz?
(Sigarasından derin bir nefes çeker ve sözlerine devam eder.)
-Biz lanetlenmiş insan formatlarıyız. İnsanlardan birçok yönle ayrılırız. İnsanlar bir vadeye bağlı yaşarlar ve ölürler, bizim ölümümüz bize bağlıdır. Ne zaman istersek ozaman ölürüz.
-Neden dünyadasın?
(Hafifçe gülümser ve sigarasından bir nefes daha çeker.)
-Önceki bin yılda neler oldu hatırlıyor musun? Birçok savaş yaşandı bu savaşların hepsi için birer yapmacık neden uyduruldu en yakın savaşı hatırla 2. Dünya savaşını; o savaşı ben çıkardım ve öncesindeki savaşları. Hangi bin yıl için gönderildiysek o bin yılda insanlığı mahvetmek için her şeyi denedik, bizler insanlığa kötülük aşılamak ve insanlar arasındaki sevgiyi nefrete dönüştürmek için varız.
-Düşünmem için zamanım var mı?
(Odadaki masaya doğru yönelir masanın üzerine oturur bacak bacak üzerine atar sigarasının külünü yere silker ve devam eder.)
-Ben ne kadar istersem o kadar zamanın var.
-Sizi durduracak bir güç yok mu? Söylediğine göre her milenyumda sizden bir kişi dünyaya gönderiliyor ve insanlar arasında fitne çıkarıyor.
(Tekrar ayağı kalkar ve odanın içersinde yürümeye başlar duvardaki bir tablonun önünde durur ve konuşmasına devam eder.)
-Bilirsin nefreti sevgi yok eder ve sevgi en büyük intikamdır. Sevgiyle alınan intikamın acısı hiçbir acıyla ifade edilemez. İşte bizi de sevgi yok edebilir ancak, ya da bize ayrılan bin yıl biter ve sonraki lanetli gönderilir dünyaya.
-Anlamıyorum neden kimse sizi fark edemiyor? İnsanlık var olduğundan beri bizlerle yaşıyorsanız nasıl oluyor da sizi fark eden birileri olmadı?
(Hala tabloya bakmaktadır ve arkası dönüktür sigarasından son bir nefes çeker ve devam eder.)
-İnsanlar çok zayıf, kendi çıkarları için neleri göz ardı ediyorlar sende biliyorsun. Zaten bir çok devlet bizim varlığımızı biliyor ama; tüm insanlardan gizliyorlar, bir kaos ortamında kendi politikalarını yürütemeyeceklerini bildikleri için lanetlilerin varlığını kimseyle paylaşmıyorlar.
-Nasıl oluyor da benim tüm bunlardan hiç haberim olmuyor?
(Büyük bir öfkeyle arkasını döner ve …)
-Sende kendi çıkarların için birçok ödün verdin, yapamayacağın bir sürü söz verdin yalanlarla bu noktaya geldin aslında sen kendi doğrularına inandın ve mükemmel bir dünya hayal ettin; ama seni buraya getirenler tüm bu vaatlerin olmayacağının farkındaydılar.
(Yeni bir sigara yakar ve dumanını üfler.)
-Sen bir maşasın.
-Ben Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. başkanı John F. Kennedyim. Bir maşa olamam. Tüm bu saçmalıklara inanmıyorum. Neden buradasın?
( Bu defa odadaki camın önüne gider ve sigarasını içerken anlatmaya devam eder.)
-Biz savaş çıkarmak için gönderildik, insanlığın sevgi adına neyi varsa yok etmek için gönderiliriz. Yakında seni öldürüp insanlığın son imha savaşını başlatacağız. İnsalığı ancak insanlık yok edebilir. Sizi siz yok edeceksiniz ve bu yok oluş senin ölümünle başlayacak.
-Şunu bilmen gerek; insanlar içinde kötüler elbette var, bilmen gereken şuki; asla Lanetliler kazanamayacak. İnsanların içindeki sevgi sizi yenmeye muktedirdir elbet.
(Bir anda oturduğu koltuğun arkasında biti verir ve nefretle haykırır.)
-Siz insan denen nankör yaratılmış! Sizler her şeyi yok ediyorsunuz, bu dünyayı ve güzelliklerini hak etmiyorsunuz. Sizin hastalığınız içinizdeki nefreti yenememek. Bu nefret var oldukça lanetlilerde var olacak ve bu dünya var oldukça bizlerde olacağız.
-İnsanlar sevgisiz yaşayamaz. Sevgi var oldukça sizler olmayacaksınız, şuan beni öldürsende insanlık kendini kurtarmayı mutlaka başaracaktır. Ve sen lanetli sen hiçbir zaman sevginin tadına varamayacaksın tüm insanları yok etsende asla sevemeyeceksin. İnsan sevgisi elbette Lanetlileri yenecektir.
(Büyük bir kahkaha koparır ve...)
-Üzgünüm! Seni öldürdükten sonra gidip barış elçisini de öldüreceğim oda nerdeyse dünyaya gelmek üzeredir.
-Barış Elçiside ne?
(Tekrar odanın içersinde yürümeye başlar sigarasından derin derin nefesler alır.)
-Bilirsin dünya zıtlıklar üzerine kuruludur. Gece ve gündüz gibi… Her bin yılda bir birde barış elçisi gönderilir; ama bu barış elçisi bizim gibi özel güçlere sahip değildir tamamen insani özelliklere sahiptir. Bundan önceki tüm barış elçilerini öldürdük ve insanlığı savaşlara ve buhrana ittik. Şimdi sıra bende onu öldürüp yerimi yeni lanetliye bırakacağım.
-Madem diğer insanlardan hiçbir farkı yok neden öldürüyorsun?
(Sigarasından son bir nefes alır, söndürür ve kulağına fısıldar gibi bir sesle…)
-Barış elçileri insan üstü bir sevgiyle doğarlar ve o sevgi Lanetlileri yok etmeye yetebilecek kadar kuvvetlidir. Bu yüzden onu öldürmem lazım.
-Neden bu kötülüğü yapıyorsun, beni öldürürsen büyük bir savaş çıkar. İnsanların önünde yeni bir yüz yıl var. Yeni bin yıl insanlık için yeni umutlar demek bu kötülüğü yapamazsın insanlara.
(Uzaklaşır ve tekrar pencerenin önüne geçer konuşmasına buradan devam eder)
-Zıtlıklar olmak zorunda Barış Elçisinin doğmasına 37 yıl var, son görevlerimi yerine getirip kendime ayrılan bin yılı kapatacağım ve yerimi yeni Lanetliye bırakacağım.
(22 Kasım 1963 Cuma. Yerel saat itibari ile saat 12:30 dur. John F. Kennedy eşiyle birlikte üstü açık bir arabayla Dallas’ta bir komvoyun arasında ilerlerken, hiçbir zaman çözülemeyen bir suikaste kurban gitmiştir. Lanetli üzerine düşen son vazifeyide yerine getirip milenyuma yaklaşıırken yerini, yeni lanetliye bırakacaktır.)
(37 yıl sonra)
Barış Elçisi lanetlilerin karşısına insanlık adına mücadele etsin diye gönderilen bir çocuktur. Bundan önceki tüm milenyumlarda bir Lanetli ve bir Barış Elçisi gönderilmiştir dünyaya; ama Lanetliler her defasında Barış Elçilerini öldürmeyi başarmışlardır. Bu defa gönderilen Barış Elçisi bir kız çocuğudur, Kudüs’te dünyaya gelmiştir. Lanetli, Barış Elçisini erkek beklediği için o gün Kudüs’te doğan tüm erkek bebeklerin ayaklarında barış elçisinin mührünü arar, fakat bulamaz. 2000 yılına girildiği ilk anda görevini başaramadan dünyadan ayrılır ve yerini yeni Lanetliye bırakır. Barış Elçisi hayattadır ve yeni gelen Lanetli bunu bilmemektedir.
(Devam edecek…)