Hayvan türlerinin bir kısmı şaşırtıcı ölçüde mimari bilgiye sahiptirler. Çok ince hesaplar ve akılcı tasarımlarla, bir mühendis gibi yaşayacakları mekânı inşa ederler.

Allah’ın kendisine vermiş olduğu mühendislik bilgisini kullanarak kendisine evler edinen canlılardan biri de kunduzlardır. Kunduzlar yuvalarını akarsularda yaparlar. Suyun önünü kesmek ve kendisine durgun bir gölet oluşturmak için bir nevi baraj inşa etmeleri gerekir. Bu barajı oluşturmak için kunduzlar, suyun kenarındaki ağaçları devirmeye başlar. İki kunduz yılda ortalama 400 ağaç devirebilir. Kunduzlar, devirdikleri ağaçları her zaman suya düşecek şekilde kemirirler. Suya düşen ağaçları üst üste koyarak, su basıncına en dayanıklı şekil olan iç bükey bir set oluştururlar. Bu seti, suyun kuvveti ile dağılmaması için önce diklemesine kazıklar çakıp 45 derecelik bir açı kullanarak inşa ederler. Set büyüdükçe, önünde biriken su da yükselir. Birkaç aylık bir uğraşının sonunda bir baraj göleti oluşur. Gölet büyüdükçe oluşan çatlakları da, kil ve ölü yapraklarla hazırladıkları özel bir harçla yapıştırırlar. Su geçirmeyen bu harç aynı zamanda suyun tahrip edici gücüne karşı da oldukça dayanıklıdır.

Kunduzlar, inşa ettikleri barajla durgun bir gölet sağladıktan sonra, karaya yakın kısımda yine devirdikleri kütüklerle yuvalarını yaparlar. Çoğu zaman iki katlı inşa ettikleri yuvalarına suyun altından girerler. Üç metreye kadar yükselttikleri göletin bu yüksekliği, kunduzların Allah’ın ilhamı ile hareket ettiklerini bir kez daha gösterir bizlere. Kış aylarında suyun üst kısmı donduğunda, alt kısımda kalan kunduzların yaşam alanı devam eder. Su daha sığ olsa suyun tamamı donacak ve kunduzların yaşamı tehlikeye girecekti.

Kuşkusuz kunduzların, tüm sıvıların katı halleri sıvı hallerinden daha ağır iken, suyun katı halinin sıvı halinden daha hafif olduğunu bilmesi mümkün değildir. Aynı zamanda hiç şaşmadan tüm kunduzların 45 derece açı ile suni baraj inşa etmeleri de tesadüf eseri olamaz.

Tüm canlılarda olduğu gibi bu hayvanlar da bağımsız bir şuura sahip olmadıkları için, bilginin asıl sahibi olan Allah’ın kendilerine ilham ettiği yetenekle ile bunu gerçekleştirebilirler. Zira bir Kuran ayetinde, Allah’ın balarısına "dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver" (Nahl Suresi, 68–69) diye ilham ettiği bildirilmektedir. Bu da canlıların sahip olduğu bu özelliklerin, Allah’tan gelen özel ve metafizik bir emrin sonucu olduğunu haber vermektedir.

İbrahim Akın