- 623 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
RADYODAN GELEN SES-5
Ayıldığında, başında müthiş bir ağrı vardı. Kapanma saati geldiği için birahanenin görevlileri tarafından, zorla kendi getirilmiş olmalıydı. Gözlerini açmaya çalışarak, saatine baktı. Saat neredeyse, 04.00 gösteriyordu. Birden, işe gitmediğini anımsadı. Gergin bir akşam geçirmesi nedeniyle, işe gideceği aklına bile gelmemişti. Serin havaya çıkmanın etkisiyle, üzerindeki sarhoşluk gitmiş; iyice kendine gelmişti.
Cep telefonunu almak için cebine attı elini. Fakat yoktu. Acele ile çıktığı için evde unutmuş olmalıydı. Yoldan geçen bir taksiyi çevirdi. Evine doğru yola çıktı. Odaya girdi. Üzerini değişti. Sonra da yatağa kendini bıraktı öylece. Arkasını döndü karısına. Suçluluk duygusu ve üzüntülü hali engel oluyordu. Gözlerini kapattı ve uyudu kaldı öylece.
Ertesi sabah kalktığında, evde kimsenin olmadığını fark etti. Birden paniğe kapıldı. Karısının, ilişkisini öğrendiği korkusuna kapıldı. Evi gezdi önce. Olağan dışı bir durum gözükmüyordu. Eşyaları yerli yerindeydi. Mutfağa girdi. Masa her zamanki gibi donatılmıştı. Çaydanlığa baktı. Sıcacıktı daha. Masanın üzerine bırakılmış notu gördü. Eline aldı ve heyecanla okudu.
“ Canım, seni uyandırmaya kıyamadım. Buse’ i parka götürüyorum. “
Rahatlamıştı. Çaydanlığın altını yaktı. Çay, ısındıktan sonra bardağına doldurduğu çay ile masaya geçti. Tam kahvaltıya başlamışken, kapı açıldı. Buse, neşeyle koşarak babasının yanına geldi.
“ Günaydın ! Babacık . Çok özledim seni. “
“Günaydın bebeğim. Ben de sizi çok özledim. Neler yaptın bakalım. “
“Parka gittik. Sonra da… ama kulağına söyleyeceğim. “
“ Tamam söyle hadi “
“ Annem söyleme dedi bana. Bugün Babalar günüymüş. Sana hediye aldık. “
Eliyle de bir taraftan sus işareti yaptı ve odasına doğru koşarak gitti. Feride, yanına geldiğinde yüzünde bir gariplik vardı sanki. Zorla gülümsemeye çalışıyor gibiydi. Yüzüne baktı ve ;
“ Nasılsın karıcığım. Canın mı sıkkın senin. Yoksa rahatsız mısın ? “
“ Yok Serdar. Hasta değilim. Birazcık canım sıkıldı akşam. Cep telefonunu unutmuşsun. Radyodan aradılar. İşe gitmemişsin. Sana ulaşamadım. Merak ettim. Sonra da uyudum o kaygıyla. Bir sorun mu var ? Neden işe gitmedin ? Benim bilmem gereken bir şey var mı ? “
“ Yok canım. İşle ilgili sıkıntılar. Evet gitmedim. Sana haber de veremedim. Canım çok sıkkındı. Hayatımda ilk kez içki içtim. Dolaysısıyla da geç geldim. Sen canını sıkma. Sorun yok. Yakında düzelirim. “
“ Peki Serdar. Sana inanıyorum. Hep inandım. Sen yanlış bir şey yapmazsın. Bugün, Babalar günü. Babalar günün kutlu olsun. “
Kapıdan içeriye, kızına seslendi.
“ Buse, gelir misin kızım ! “
Buse, elindeki paketle mutfağa girdi. Babasına yaklaştı ve hediyesini verdi. Yanaklarından öptü. Feride de Serdar’ ı öptü. Yine, mutlu bir aileydiler. İçindeki yangın sönmüş olmasa da, sevdiği iki insanın karşısında, mutlu görünmeye çalışıyordu.
Sonraki günlerde, Gül’ün kapısına gitti. İçeride olduğunu biliyordu. Fakat bir türlü kapıyı açtıramıyordu. Her gidişinde, kucağında götürdüğü gülleri kapının önüne bırakıyor ve epeyce bekledikten sonra ayrılmak zorunda kalıyordu. Her şey bu kadar güzel giderken ne olmuş olabilirdi. Bunun cevabını bir türlü bulamıyordu. Bir konuşmayı başarabilse, gerçekler ortaya bir çıkabilse, rahatlayacaktı.
Bir gün ara vererek gitmedi. Gittiğinde, apartmanın karşısına geldiğinde, dondu kaldı. Perdeler yoktu. Koşarak kapıya geldi. Kapıyı umutsuzca yumrukladı. Kapının önünde, ondan geriye; kendisinin bıraktığı güller kalmıştı. Yere çöktü. Ağladı, ağladı. Gözyaşları, kor ateşle yanan yüreğine iniyor fakat ateşi söndüremiyordu nedense.
Bütün kadınlardan ve özellikle Gül’ den nefret etti. Onlardan intikamını alacaktı. Tek amacı bundan sonra o öç olacaktı. Gül, onun aşkına ihanet etmişti. Kadınlar, onun için göz yaşı dökmeliydi.
Ayaklarını sürüyerek sahile indi. Banka oturdu. Boş gözlerle, martıları seyretti. Biraz toparlandıktan sonra evine doğru yola çıktı. İşine kendine verecek ve onu unutacaktı. Bundan sonraki yaşamında, kadınları çerez gibi harcayacaktı. Yalancı aşk yaşayacaktı onlarla. Tıpkı, kendisine yapıldığını düşündüğü gibi…
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Sana bol eğlenceli iyi tatiller canım. Benim yerime de gez bol bol. :))
Biliyorsun bana tatil falan yok. :(
Öyküne gelince; okuması zevkli bir öykü. Yalnız Serdar zayıf karakterli ve kendini beğenmiş bir insan sanırım. Hayatı hem ailesine, hem de diğer insanlara zehir edecek gibi. Bekleyip göreceğiz.
Sevgilerimle canım benim....
SEVGİLİ DOSTLARIM, HEPİNİZE TEŞEKKÜRLER. BİRAZ MOLA VERİYORUM İZNİNİZLE. 12 GÜNLÜĞÜNE ARANIZ<DAN AYRILIYORUM. İZİN ALDIM VE TATİLE ÇIKIYORUM. HEPİNİZİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM. GELİNCE GÖRÜŞMEK DİLEKLERİMLE. ARYIK ÖYKÜNÜĞN DEVAMI O ZAMANA KALDI İSTEMEYEREK. SEVGİLERİMLE :)))))))))))