MARTI
Yıllar önce idi deniz kenarında kurulmuş olan bir Askeri okulun mutfağının uzun mu uzun bacasının üzerinde pek çok bacada olduğu gibi bir kuş yuvası engin denizi ufka kadar gören. Bir bahar günü bir çift Martı geldi kondu bu yuvaya kuluçka döneminde yumurtalarının üzerinde sıra ile oturdular, günü geldi yavru martılar gün ışığına merhaba dediler.
Yavru Martıların korunmaya muhtaçtı, beslenmeleri lazımdı. Ebeveyn Martılardan biri yuvada yavrularla kalıyor diğeri besin bulmak için engin deniz üzerinde arşı âleme çıkıyor sonra derinliklere dalıp balık avlayıp yavrularına getirip yavru martıları besliyorlardı.
Baba Martı yavrularını koruma adına mutfağın önünden kimseyi geçirmiyordu, pike yaparak korkutuyordu. Okul yönetimi mutfağın önündeki yoldan zorunlu olmadıkça geçilmemesi yönünde karar almıştı. Martı ailesini seviyorlardı korumalarına almışlardı. Baba Martı yuvasına yaklaşım sınırını gün geçtikçe genişletiyordu artık sınır baca merkez olmak üzere 200 metre çapında bir alandı. Bu alanda tek başına birinin geçmesi mümkün değildi artık Baba Martı pike yapıyor ve kişiyi rahatsız ediyor ve besin arama işini iyiden iyiye Anne Martıya bırakmıştı.
Okulun Mezuniyet töreni provaları için Baba Martının koruma sınırının hemen dışında olan stadyumda toplanan öğrencilerin üzerine tek başına pike yapan Baba Martıya yardıma bu sefer anne martıda gelmişti. Uzun uğraşlar sonunda Martı çift yavrularının güvende olduğuna inandırılıp yuvalarına gönderildi.
Bu son olaydan birkaç günü sonra Okul komutanı ve eşi yüzme havuzuna gitmek üzere Mutfağın önünden iki asker eşliğinde geçerken Baba Martı dört kişilik gruba pike yapıyor ve inatla insanlara saldırıyor öldüresiye yaptığı saldırıdan grup zor kurtulup havuza sığınıyor, olayların gelişmesi değerlendiriliyor ve karar veriliyor…
Keskin nişancı geliyor, Baba Martı ile Anne Martı yuvanın üzerinde daireler çizerek uçuyorlar öyle ki hangisi Anne Martı, hangisi Baba Martı olduğu ayırt edilemiyordu o kadar yüksekten uçuyorlardı. Ancak bir patlama duyuldu ve Baba Martının kanadından kırmızı damlalar toprağa dökülüyordu, ikinci patlama ile hızla toprağa doğru düşüşü başladı Baba Martının. Aynı anda Anne Martının can hıraş çığlıklarına yavru Martıların çocuk ağlamasına benzeyen çığlıkları eklenmişti ve Anne Martı yuvasına yavrularına pike yaparak indi ve yavrularını sardı Baba Martının toprağa vuruş sesi duyulamadı bile.
Anne Martı ve yavruları yalnızdı, çaresizdi Babasız ve korumasızdı yuvalarında…
Ailemiz her türlü tehlikeye karşı koruyan , daha iyi şartlarda yaşantımızı sürdürebilmemiz için kendinden fedakarlık yapan tüm Babalarımızın gününü gönülden kutlarım .
e. funda deniz
YORUMLAR
Yazını beyeniyle okudum...
Güzellikli bir okul tahtası gibi alınacak derslerle dolu...
Finalde koruma kalkanlı babaları kutlamanda insan ruhu üzerinde güzel izler bırakıyor...
Sevinç çığlıklarında alkışlarımla, acılarında üzüntülerimi belirterek özgür Martılara bu vesileyle selamlar olsun..
Saygılarımla
e.funda
Sevgilerim ve saygılarımla