İncilerimize İyi Bakalım!!!!

• 18 Haziran 2010 Cuma 10:08:50

İnsanoğlu dünyaya geldiği andan itibaren, iki üç sene annesine çok bağımlı yaşamak zorundadır. Minicik bebek, annenin ihtimamı, güzel bakımıyla ancak beş altı aylık olduğunda, desteklenerek oturabilir hale gelir. Rahat hareket edip , yürüyüp koşması için, bir iki yaş aralığına ulaşması gerekir.

Yazımın başlığından da belli olacağı gibi, bugün dişlerimizi konu alan bir yazımı sizlerle paylaşacağım.

Minik bebekler, ya anne sütüyle, ya da yeterli olmadığı hallerde, ek mamalarla, büyütülmeye çalışılır. Çocuklarımızın her diş çıkarma döneminde, kendi bebekliğimizi hatırlayamadığımız için, onların acılarını ancak, huysuzlanma çok ağlama, uyuyamama gibi sıkıntılarından hissedebiliyoruz.

Ağzımızdaki dişler tamamlanana kadar oldukça sıkıntılı günler geçirdiğimizi, yirmi yaş dişleri denen dişlerin çıkışında hatırlayabiliriz.

Bu diş muhabbeti, bugünlerde yine diş doktorumun kapısını aşındırmamdan kaynaklanıyor.
Problem çıkaran protezler, yeni oluşan çürükler, yeni tedaviler. Bu tedavi sürecinde, çok sabırlı davranıp, tabiri caizse gıkımı bile çıkarmadan, doktorunun diş çürüklerini temizleme makinesinin gır gır diye, insanın beynini oyan çalışmalarına sabretmem gerekiyor.

Diş doktoruyla tanışmam çocukluk yıllarıma dayanıyor. Süt ve süt ürünlerini kullanmanın önemi, kalsiyum eksikliğinin, ne gibi sıkıntılara yol açabileceği, medya tarafından, günümüzde sıklıkla işlenen konular. Bizim gibi altmışlı yıllarda çocukluğunu geçirenler için, bu konular, şimdiki gibi üzerinde ısrarla durulmadığından, diş problemleri kaçınılmaz oluyordu. Hele bir de süt içmeyi sevmiyorsak!

Diş çürükleri ve kayıplarında ailesel faktörler de çok önemli. Kendim, diş problemlerini ilkokul çağlarında yaşadığım için, çocuklarımı büyütürken, yeterli süt, peynir tüketmelerine, dengeli beslenmelerine dikkat etmeme rağmen, soyaçekim nedeniyle, yine de çocuklarımın, bir ayakları diş doktorumuzda. Meydana gelen, ya da oluşabilecek çürükler kontrol edilip, tedavide gecikmemek gerekiyor.

Yemekleri sindirme olayı ağızda başlıyor. Günümüz insanının, acelesi olduğu, hep bir yerlere yetişme zorunluluğu olduğu için midir bilmiyorum, yemekleri çok acele, iyi çiğnemeden, çok hızlı yeme alışkanlığı var.Öyle olunca da, mide problemleri başlıyor.

Uzmanların sesine kulak verelim, yemekleri iyi çiğneyerek, midemize yardımcı olalım.

Tabii ki bunun için de sağlam dişlere ihtiyacımız var.

Diş ağrısı, gerçekten insanı canından bezdiren bir acı. Allah(C.C.) düşmanımın başına vermesin.

Çocuklarımızı tek tip, ekmek arası tabir edilen yemek türünden uzaklaştırıp, masada, yeşil salata, sebze meyva yeme alışkanlığı edindirme, yine biz annelere düşüyor. Okuldan geldikleri zaman, bir kişi de olsa salata, yoğurt, tencere yemeği yemeye alıştıralım. Hamburger, pizza , lahmacun tabii ki ara sıra yenirse zararı olmaz.Ancak, annelerin evde pişirip hazırladığı, her zaman tercihimiz olursa, benim gibi birçok arkadaşımın sıkıntısı olan diş rahatsızlıkları, aza indirilmiş olur.

Diş temizliğinin önemi, diş macunu reklamlarıyla gündemde.Yine de takip edebildiğimiz kadar, küçük çocuk ve torunlarımız,bu alışkanlığı kazanana kadar, onlara bunu oyun biçiminde, eğlenceli hale getirerek vermeye uğraşalım.

Bugün bana yine doktorun yolu göründü. Okuyan herkese ağrısız, sızısız günler dileklerimle.