Alışılmaz
Turkuaz duvarlarına bakıyorum salonun. hani senin çok sevdiğin..Duvarda fotoğraflarımızı görüyorum, aynada kendimi.kapının önünde ayakkabıların, kırmızı kırçıllı palton..Özenle seçtiğimiz koltuklarımıza, nazar boncuklarıyla süslü evimize bakıyorum. Salondan çıkıp mutfağa giriyorum.buzdolabının üstünde notun; " aşkım seni çok seviyorum, 2ekmek 5 yumurta" Minik kurdelalarla süslü perdemize dokunuyorum. Hani Mayıs sabahları kahvaltıda ışıl ışıl parlayan, saçlarınla uyumlu dalgalanan.. Hatırlıyor musun bir defasında bulaşık yıkamıştık beraber. Bütün mutfağı köpük içinde bırakmıştık. Yaramaz çocuklar gibi..
Su bardağın duruyor tezgahta, dudaklarındsn düşen son şey.Sana aldığım kalpli önlük asılı kapının ardında. Aceleyle çıkmışsın belli; masayı silmeden öylece bırakmışsın. Binbir kavgayla aldığımız sandalyeler dağınık mutfakta. Ne küçük, ne lüzumsuz şeylere kırmuşız birbirimizi.Bana kızdığında savurduğun havlu öylece yatıyor buzdolabının üstünde.Bir keresinde sinirle kırıp takımını bozduğun yemek takımları dolapta.. Geri alsak zamanı, sen bağırırken ben usulca yaklaşsam yanına, sarılsam; geçse bütün hırçınlığın..."Affet" diyebilsem sıyrılıp o aptal gururumdan. Bir daha gelecek olsan söz veriyorum giymeyeceğim o kahverengi kazağı.Hem bırakmayacağım yediğimi içtiğimi salonda söz. Dizini de izleyeceğim seninle..Ne olur dön..
Mutfağı bırakıp odamıza geçeyim dedim ama..koridoru geçemedim. Mumlarımızı gördüm. Bir kere olsun yaktırmadım onları sana. Ne olurmuş sanki..Şimdi sen gel hep mum ışığında oturalım.Geçen hafta bana monte et dediğin raflar yığılı duruyor girişte. Atladığım, ertelediğim pek çok şey gibi. Sana seni seviyorum demediğim günler birikmiş, dikili duruyor karşımda. Gidişin keşkeler dolduruyor gözlerime.Hatırlıyor musun sinemaya gitmiştik de bütün gün söylenmiştim filmi beğenmeyip.Aptalığım..Filmi bırakıp seni izleseymişim, bugünlere biriktirseymişim ya...Hadi geri dönelim o günlere.Koridorda ilerledikçe kokun geliyor burnuma.Her sıkışında söylendiğim pahalı, şekerli parfümün...
Kafamı uzatıyorum odamıza, duruyor işte komidinin üstünde saç fırçan,rujların,takıların...Üzerinden çıkarıpta katlamadığın pijamaların.Yatağın senin olan kısmı bozuk.Nereye yetişecektin be sevdiğim..nereye! Başucumuzda evlilik fotoğrafımız.Nasıl da genç nasıl da mutluyuz.Gözlerin nasıl da gülüyor...
Yatağımızın ucuna oturuyorum.Kokun sarıp sarmalıyor beni. Birden sağanak başlıyor dışarda. Gözyaşlarım güne geceye karışıyor. Bir daha gelmeyeceğini söylüyor herşey. Aceleyle çıktığın evimizden ölüme koştuğunu söylüyor...Şokum geçiyor,beni seninle dolu sensiz evimizde bırakıyor, gidiyor.Seni bir daha göremeyeceğimi haykırıyor hergün makyaj yaptığın ayna. Ağlıyorum,ağlıyorum... Bir daha yatmayacağın yatağımıza yatıyorum.Uyuyorum uyuyorum...Aylar, yıllarca..Sensiz hiçbir güne uyanmak istemiyorum ki ben...
Hayatıma delik açıp gidiyorsun, ben o deliğe düşüyor, kayboluyorum..Keşkelerime, pişmanlıklarıma, zamana,özleme sövüp sarılıyorum yastığına. Sen diye...Yıllarca kımıldatmıyorum eşyaları yerinden.Bekliyorum gelmiyorsun.Ölüm alıp seni kollarımdan gidiyor, ve ben hiçbirşey yapamıyorum....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.