HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Hoş geldin gönüllere nur ile geldin,başı rahmet ,ortası mağfiret ,sonu; kurtuluş dedin.Hoş geldin.
“Cennet’in özel bir kapısı var ki, o kapıdan sadece oruç tutanlar girebilecek.” Seni idrak edenler girecek ey Şehr–i Ramazan, hoş geldin! “Oruçlular nerede diye nida edilecek mahşerde! Hepsi kalkarlar ve işte cennetin bu özel Reyyan kapısında içeri alınırlar; Yüce Allah’ın özel misafiridirler artık onlar. Oruçlarını tutanlardan başkası sokulmaz o kapıdan...” (Buhari, Sahih, Savm, 9; Müslim, Sahih, Sıyam 166; Nesai, Sünen, Sıyam 43).
“Kim inanarak ve mükafatını Yüce Allah’tan umarak oruç tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari, Sahih, İman, 28; Müslim, Sahih, Sıyam 3; Ebu Davud, Sünen, Ramazan 1) buyurur Alemlere Rahmet Hz. Muhammed... “Amenna!”, inandık ve iman ettik; Muhammed’inin müjdesi senettir.
Ey şehr–i Ramazan, duyduk ve inandık ki, sen şefaat sahibisin; “Oruç ve Kur’an mahşer gününde şefaat edeceklerdir” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/174) buyurur şefaatçıların şâhı Muhammed Mustafa... Sen ki, Muhammed Mustafa’ya salat ve selamın yanı sıra sair her iki şefaatçıyı da bağrında barındırıyorsun; şefaatçıların şâhına salat ve selam okuyarak, oruçlarımızı tutarak ve Kur’an–ımızı hatmederek şefaat talep ediyoruz.
Oruç benim içindir, onun mükafatını ancak ben veririm” (Buhari, Sahih, Savm, 9; Müslim, Sahih, Sıyam 164) diyen ilan eden Yüce Allah’ın “büyük müjdesi” ile geldin.
Bize büyük müjdeler getirdin, hoş geldin!
Edebiyat dostlarıma,
Hayırlı ramazanlar . Sevgiyle kalın.