Çizgi Ötesi
Görünen gerçeklere değil de ötesine inanmak istemek...Hatta elinde olmadan tutkuyla olmayanlara ve olamadığın hallere bağlanmak...Onlarla yatmak,onları sayıklamak,onlara susamak ama kana kana içememek...
Bir çizgi var.Bir tarafında kabul edemediğin, dikişi üzerine bir türlü oturmayan, eğreti duran bir elbise gibi giydiğin yaşamın ; diğer tarafında ise arzuladığın ve ulaşamadığın ama yine de o ulaşılmazlığa erişemediğini görmeden rahat edemediğin, hep "bir umut" ile durmadan sahip olmayı denediğin yaşamın.Bİr çizgi var işte.Bunun bir tarafı ve bu bir tarafın, diğer yarısı olan kısmı...Kimimiz "olmayanlarımız" ile yaşamayı tercih ederken, kimimiz onların olmadığının farkına bile varmadan nefes alıp veriyor ya da dalgın yürürken ayağına dolanan taşa lanet ediyor, kimimiz daha yeni doğuyor ya da ebediyen uykuya dalıyor.Kimimiz durmadan ağlıyor, kimimiz de yalancıktan gülüyor.Kimimiz zamanın farkında olmadan büyüyor, koşuyor, hayal kuruyor ve gerçek olmayınca sövüyor!
Ve bunlardan hiçbirinin kapsamına girmeyenler...Onlar da o çizgi üzerinde yürüyen, programlanmış oyuncak robotları andıran ve aynı zamanda insan olma kaygısı olmayan etten varlıklar.Ruhları başka ruhlarla sevişmeden ölüp gidenler...Sadece bedenlerinin kölesi olanlar yani başka bir deyişle.
Sanki güneş batınca ölen, güneş doğunca yeniden doğanlar.Nötr insan adayları.Tıpkı yazdığım şu yazı gibi amacı olmayanlar onlar !!!
İstiyorum ki ; çizginin sağında, solunda, altında ya da her ne cehennemindeyse işte! Hepsi bir olsun. Ruh kendisine ait bedende misafir olmasın onu yaşasın ama bir gölge gibi değil tek parça halinde ...Ya da ölen kalp olsun beden diri dursun her zaman oturduğu yerde oturabilsin.Her zaman saatinde içtiği az şekerli kahvesi sanki kalbi hala atıyormuşcasına önünde dursun!
Ya da çiçeklerine su verebilsin sanki hala yaşıyormuş gibi ...Çizgi yok olsun işte! Tanrı ile kul arasında cansız bir bedenin kalkıp iki adım atmasının lafı mı olur? Yani diyorum ki çizgi ötesi olsun her şey.Diyorum da imkansızlığının farkındayım.
"İmkansızın olmadığını düşünüyordun hani?" diye düşündüm ansızın...Çeliştim kendimle ama olsun.
Çizgi olmasın.Olmasın ki, hayat üstümüzde çirkin bir elbise gibi durmasın.Çirkinliğin muğlaklığını da tartışmak gerek bu durumda ama sormayacağım o iki soruyu şimdi sırası değil "kime göre ve neye göre?" nin..
Çizginin her iki tarafındaki insan kalabalığı, hatta çizginin üstünde yürüyen nötr bireyleri de sayarsak çizginin her üç tarafı oluyor, işte hepsinin üç tarafı işgal etmesi yerine
çizgi ortadan kalksın! Ortada,hakkında yazabileceğim bir şey de kalmamış olur böylece.
Çizgi...Çizgi...Çizgi...
Söyledikçe yabancılaşıyor değil mi ?
...
Çİzgi...Çizgi...
18 mayıs 1o...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.